Kahramanmaraş’ta depremde yıkılan 42 kişinin öldüğü Bad-ı Saba Konutları ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda binanın 2007 deprem yönetmeliğine uygun olduğu belirtilerek, sorumlu bulunmadığı ifade edildi.
Güneşevler Mahallesi’ndeki 3 bloklu Bad-ı Saba Konutları’nın A ve C blokları, depremin ilk 8 saniyesinde yıkıldı. Depremden 8 ay önce yaşamın başladığı A Blok’ta 42 kişi öldü, 17 kişi de yaralandı. Henüz inşaat aşamasında olan C Blok’ta ise yaşamını yitiren olmadı.
Binanın yıkılmasıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında olay yerinde yapılan incelemede; binanın burkularak ve yatarak yıkıldığı, bodrum katın suyla dolduğu, zeminin kumlu ve yumuşak olduğu, zeminde sıvılaşmanın olabileceği, betonda kırma taş ve yuvarlak dere malzemesinin kullanıldığı, kolonların bazılarında çiroz kullanılmadığı ve betonun iyi sulanmadığından dolayı tozlandığı tespit edildi. Bazı tanıklar da zeminde sıvılaşma olmasından dolayı bina yapılırken göçüklerin yaşandığını söyledi.
‘ZEMİN BİNAYI TAŞIYAMADI’
Bunun üzerine müteahhit ve statik proje müellifi olan şantiye şefi Şahin Avşaroğlu (53), gözaltına alındı. 15 Şubat’tan yana tutuklu bulunan Avşaroğlu, mahkemedeki sorgusunda ölümlerden dolayı üzgün olduğunu, binanın yıkılmasında kusuru bulunmadığını söyledi. Eğer bir kusur varsa bunun da projeye onay veren yapı denetim firmasında olduğunu belirtti. Müteahhitliği süresince 58 blok yaptığını belirten Avşaroğlu, “Yapılan bu bloklardan sadece Bad-ı Saba yıkıldı. Bunun sebebi, yüksek katlı bina izni verildiği için ve fay hattı üzerinde olduğu için olabilir. Yani zemin binayı taşıyamamıştır” dedi.
‘HERHANGİ BİR SORUMLU KİŞİ BULUNMAMAKTADIR’
Soruşturma kapsamında toplanan tüm rapor, video, fotoğraf ve belgeler, nihai rapor için Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne gönderildi. 7 kişilik bilirkişi heyetinin, inceleme sonunda 31 Temmuz 2023’te düzenlediği 38 sayfalık raporda, binanın projelendirme, yapım ve iş bitim aşamalarının 2007 deprem yönetmeliğine uygun olduğu belirtilerek, “Proje, yapım ve iş bitimim aşamalarında tarafımıza ulaşan bilgiler doğrultusunda herhangi bir sorumlu kişi bulunmamaktadır” denildi.
Bunun üzerine soruşturma savcısı, üniversiteden yeni bir rapor isterken, binanın çevresindeki parsellerin zemin etüt raporlarını da gönderdi ancak aynı heyetin 21 Aralık 2023’te düzenlediği raporunda, eski raporda herhangi bir değişiklik yapılmadığını belirtti.
BÖLGEDE YIKILAN TEK BİNA
Soruşturma sonunda Cumhuriyet savcısı, olay yerinde yapılan incelemelerde yapılan tespitler ve tanıkların ifadelerine göre 19 Ocak’ta Şahin Avşaroğlu, kardeşi ve ortağı İ.A (50), mimari proje müellifi Hülya K. (42), şantiye şefleri Ömer F.T. (29), Ali E.Ç (29), zemin etüt raporu müellifi Lütfi V.(42), statik proje uygulama ve denetçisi Hacı K. (58), mimari proje ve uygulama denetçileri Hasan T. (69) ve Alper Ö. D.(37) ile yapı denetim firması yetkilisi Ahmet F.T. (42) hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenleyerek Kahramanmaraş 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
İddianamede, Bad-ı Saba Konutları’nın yeni ve bulunduğu bölgede yıkılan tek bina, diğer eski binaların ya ağır hasarlı olduğu, eski binaların yıkılmayıp yeni binanın yıkılmasının hayatın olağan akışını aykırı olduğu belirtildi.
DELİLLERİN TOPLANMAMASI GEREKÇESİYLA İADE
İddianameyi inceleyen mahkeme, 29 Ocak’ta iddianameyi iade etti. Mahkemenin iade gerekçesinde, taksirli suçlarda teknik bilirkişi raporunun düzenlenmesinin gerektiği belirtilerek, “Savcılık makamınca istenilen tüm hususları değerlendirecek yeni bir bilirkişi heyeti oluşturup tüm yönleriyle rapor tanzimi istenmesi gerekirken, bunun yapılmaması usul ve yasaya aykırıdır. Yine anılan eksiklik, suçun sübutuna etki edecek delil mahiyetindedir. Suçun sübutuna etki eden delillerin toplanmaması nedeniyle iddianamenin iadesine karar vermek gerekmiştir” denildi.
‘ENKAZ ALTINDA KALDIĞIMIZ İÇİN BİZE DE DAVA AÇSINLAR’
Binada yakınlarını kaybedenler, binanın yıkılmasında sorumlu bulunmamasına tepki gösterdi. Bad-ı Saba’da eşi, bir çocuğu ve babasıyla birlikte sağ çıkıp annesi Ayşe Gülçin (63), çocukları Serkan (13), Furkan (13) ve Alperen’i (7) kaybeden Nuri Gülçin, binaya depremden 8 ay önce taşındıklarını söyledi.
Binanın depremde 8 saniyede yıkılarak 42 kişiye mezar olduğunu ifade eden Gülçin, “Ben de 3 evladımı ve annemi kaybettim. Burası Şahin Avşaroğlu’nun yapmış olduğu blok ve şu an şahıs tutuklu ama iddianame hazırlanmadığı için 1 yıl tutukluluk süresinin dolmasıyla beraber Şahin Avşaroğlu belki de elini kolunu sallayarak dışarıya çıkacak. 42 kişiye mezar olmuş burası bilirkişi tarafından kimse suçlu bulunamıyor. Bu ölenler mi suçlu, biz mi suçluyuz?
Depremin olmasıyla beraber 8 saniyede yıkılan bir yer nasıl suçlu bulunamıyor? Buna biz açıklama istiyoruz. Bunun sorumluların çıkmasını ve hesap vermesini istiyoruz. Deprem olalı 1 yıl oldu, 1 yıldan beri iddianame hazırlanamadı. Hazırlandıysa bile mahkeme tekrar iade etti. Burada 42 tane vatandaş vefat etti. O zaman belediye ve firma, biz burada daire aldığımız için, biz öldüğümüz için enkaz altında kaldığımız için bize dava açsınlar. Bu da bunu gösteriyor, suçlu sadece biziz o zaman” diye konuştu.
’10 ŞİDDETİNE DAYANACAK DEDİKLERİ BİNA 10 SANİYE DAYANAMADI’
Binada eşi Ceylan (35), çocukları Ensar (8) ve İkra Duman’ı (7) kaybeden Kudret Duman ise enkazdan yaralı olarak çıktığını ve 40 gün hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Binaya depremden 6 ay önce taşındığını belirten Duman, şöyle dedi:
“Biz ilk anlaşmamızı yaptığımızda deprem konusunda biraz soruyorduk. Depreme dayanıklı mıdır? Hani buralarda fay hattının geçtiği söyleniyor ama burada yüksek katlı bir bina bize buraya güvenerek alabilir miyiz?’ diye sorduk. Bize 10 şiddetindeki depreme dayanır, siz gönül rahatlığıyla alabilirsiniz çok güvenli dediler. En kaliteli malzemeyi kullanıyoruz içiniz rahat olsun, dediler. Ama o gece 10 saniye dayanmadı. Yani 10 şiddetine dayanacak dedikleri bina depreme 10 saniye dayanamadı.
Ben enkaz altında kaldım yaklaşık 8 saat kadar ve yanımda, kucağımda çocuğumla beraberdim. Çaresizliği en dibine kadar yaşadık. Şu an bir çare arıyoruz, adli makamların buna çare olmasını bekliyoruz. Bilirkişiden gelen raporda ‘Kusurlu kişi yoktur’ ibaresine bir türlü anlam veremiyoruz. Bu çevrede bu binadan başka yıkılan bina yok. Zeminse aynı zemin, niye yıkıldı bu bina? Bize bu binanın niye yıkıldığını açıklasınlar o zaman. Kusurlu kişi yoktur diyor, o zaman biz kusurluyuz abi. Biz güvendiğimiz için, inandığımız için kusur bizde.”