Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Ankara Üniversitesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalları ortak projesi olarak 2021 yılında başlayan, ‘kuaförlerde mesleksel alerjik cilt hastalıklarının değerlendirilmesi’ projesi tamamlandı.
ERÜ Tıp Fakültesi ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalları öğretim üyelerinin, 2021 yılında, ‘kuaförlerde mesleksel alerjik hastalıkların değerlendirilmesi’ isimli ortak projesi 2 yılda tamamlandı. Proje araştırmacılarından ERÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İnsu Yılmaz, tamamlanan projeyle ilgili bilgi vererek, klinikteki hastalarının çoğunu, alerjik kişilerin oluşturduğunu belirtti.
Prof. Dr. Yılmaz, “İmmun yetmezlikler çok daha az bir kısmını oluşturuyor. Çünkü erişkin dönemde görülen immun yetmezlikler daha nadir. Ama alerjik hastalıklara çok sık rastlıyoruz. Bunlardan toplumda en sık karşılaşılanları, alerjik nezle, alerjik rinit (saman nezlesi), alerjik konjonktivit, alerjik astım, alerjik kontakt dermatit (egzema), alerjik cilt hastalıkları ve solunum yolu hastalıkları gibi birçok hastalığı kliniğimizde sıklıkla görüyoruz. Hem tanı hem de tedavi konusunda hastalara yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
‘CİLT ALERJİLERİ BAZI MESLEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR’
Alerjik hastalıkların bir kısmının da yapılan mesleklerle ilişkili olduğunu aktaran Prof. Dr. Yılmaz, “Özellikle bazı solunum yolu hastalıkları ve alerjileri ile cilt alerjileri bazı mesleklerde daha sık görülüyor. Bunlara örnek olarak kuaförler, boyacılar, inşaat işçileri, fırıncılar hem solunumsal hem de cilt hastalıkları açısından risk grubunda olan meslek grupları. Bunların başında da kuaförler geliyor.
Solunum yolu alerjileri, alerjik nezle, alerjik astım, alerjik kontakt dermatit gibi hastalıklar kuaförlerde daha fazla görülüyor. Kuaförlerde, cilt hastalıkları, solunum yolları hastalıklarına göre daha fazla görülüyor. Yurt dışında bu hastalıkların, mesleklerde görülmesiyle ilgili daha fazla oranlar var. Kabaca, 4 kuaförden birinde alerjik cilt hastalıkları görülebiliyor. Kuaförlerden 5-10’undan birinde ise astım gibi solunum yolu hastalıkları görülüyor” dedi.
‘KUAFÖRLERDE EN ÇOK EGZEMA HASTALIĞI GÖRÜLÜYOR’
Kuaförlerde görülen hastalıklara değinen Prof. Dr. Yılmaz, “Kuaförlerde en çok egzema hastalığı görülüyor. Kuaförler gerçekten çok fazla saç boyası, saç açıcı, şampuanlar gibi kimyasal kullanıyorlar. Çok sık ellerini yıkıyor ve eldiven kullanıyorlar. Bir şekilde kimyasallara daha fazla maruz kalıyorlar. Kullandıkları maddelerin içinde bazı kimyasallar var.
Bunlardan özellikle persülfatlar kuaförlerde hastalıklara neden olan maddelerin başında geliyor. Bunlar kullanılan malzemelerin içinde sıklıkla bulunabiliyor. Bunlara ne kadar sık maruz kalırsa alerjik egzema dediğimiz cilt problemi ortaya çıkabiliyor. Burada çevresel maruziyet çok önemli. Hastanın, genetik olarak da o maddeye alerji oluşturabilecek yatkınlığı olması gerekiyor. 4-5 kuaförden birinde gelişiyor diyoruz ama diğerlerinde de gelişmeyebiliyor” dedi.
‘ELDİVENİN KENDİSİ DE EGZEMA YAPABİLİR’
Hastaların kliniğe başvurmaları gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti:
“Burada hangi maddeye karşı alerji olduğunu anladıktan sonra kişinin o maddeden uzak durması gerekiyor. Maddelere temasın engellenmesi ve eldiven kullanılması gerekiyor. Ancak burada eldivenin kendisi de alerjik egzema yapabilir. Çok sık eldiven kullananlarda latekse bağlı alerji ortaya çıkabiliyor. Sağlık çalışanları da aslında risk grubu içindeler. Ama lateks içeren eldivenler eskisi kadar çok sık kullanılmıyor. Lateksin pudraya yapışması sonucunda hem solunum yolu hem de cilt alerjileri ortaya çıkabiliyor. Kuaförlerde çok sık eldiven kullanıyorlar.
Islak elleri nemleniyor ve bariyerleri bozuluyor. Lateks içermeyen eldiven kullansa bile eldivenin içinde bulunan diğer katkı maddelerine karşı alerjik reaksiyon geliştirebilme potansiyelleri var. Bu kişilerin mutlaka immünoloji ve alerji hekimlerine başvurması gerekiyor. Etkeni ortaya çıkarmak, teşhis etmek, önerilerde bulunmak ve tedavi için bazı ilaçlarda tavsiye de bulunmak etkili oluyor.”