Dünyada gıda fiyatlarındaki önlenemeyen artış, insanların bütçelerini zorlarken, yoksul ülkelerde yetersiz beslenme, hatta açlığa yol açıyor. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Dünya Gıda Programı’nın en son verilerine göre 82 ülkede 345 milyon kişinin gıda güvensizliği ile karşı karşıya kaldığını belirtti.
Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kozanoğlu, 45 ülkede 50 milyon kişinin yetersiz beslenme ile cebelleştiğini, 882 bin insanın ise açlıktan ölüm riskine maruz kaldığını söyledi. Kozanoğlu, yoksul insanların gelirlerinin yüzde 30 ile yüzde 70 arasındaki bölümünü gıdaya harcadıklarını dile getirdi. Prof. Dr. Kozanoğlu, gıda fiyatlarındaki bu artışın, insanların gıda ürünlerini yeterince tüketememelerinin yanı sıra, diğer gereksinimlerine de kaynak ayıramamalarına neden olduğunu söyledi.
“ET VE SÜT ÜRÜNLERİNDE ARTIŞ SÜRÜYOR”
Gıda fiyatlarındaki keskin tırmanmanın sadece savaşla açıklanamayacağını söyleyen Prof. Dr. Kozanoğlu, Dünya Gıda Örgütü (FAO) Gıda Fiyat Endeksi’nin, haziran ayında yüzde 2.3’e gerilese de, hala 1 yıl önceki düzeyinin yüzde 23.1 üzerinde olduğuna dikkat çekti. Savaştan en fazla etkilenen hububat fiyatlarının son 1 ayda yüzde 4,1 düştüğünü ancak hala Haziran 2021’den yüzde 27.6 daha yukarıda olduğunu belirten Kozanoğlu, benzer eğilimlerin bitkisel yağlar, süt ürünleri ve şekerde de gözlendiğinin altını çizdi ve buna karşın et ve süt ürünlerinde artışın devam ettiğini vurguladı.
“MUTFAK MASRAFLARI ARTIYOR”
Temmuz 2022 itibarıyla TÜİK’e göre gıda fiyatlarında yüzde 94,65 artış olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Kozanoğlu, İTO’nun Ücretliler Geçinme Endeksinde temmuz ayı fiyatlarının yüzde 4,09 yükseldiğini, bu oranın gıdada da yüzde 4,83’le hız kesmediğini söyledi. TÜİK’te de fiyatlar genelde yüzde 2,37 artarken, gıdada ise yüzde 3,5’e sıçradığına dikkat çeken Prof. Dr. Kozanoğlu, “Sade vatandaşın mutfak masrafları hem Türkiye’de kontrolden çıkmış enflasyonun bir yansıması, hem de dünyada tarım fiyatlarının zirve yapmasının sonucu olarak artıyor” saptamasını yaptı. Prof. Dr. Kozanoğlu, yine Temmuz 2022’de fiyatı en fazla artan ürünlerin temel gıda maddeleri yumurta yüzde 16.54, pirinç yüzde 12.63, patates yüzde 9.29, sebzeler yüzde 8.49, makarna yüzde 7.91 ile ön sıralarda yer aldığını hatırlattı.
“EĞİTİME, SAĞLIYA, GİYİME KAYNAK KALMIYOR”
Prof. Dr. Kozanoğlu, Türkiye’nin tüm dünyada gıda enflasyonu yaşayan ülkeler sıralamasında 4’üncü sırada yer aldığını belirtti. Türkiye’de gıdanın tüketim sepetindeki ağırlığının yüzde 25,32 olduğunu, bu oranın dar gelirli vatandaşlar arasında yüzde 30’un da üzerinde seyrettiğini söyleyen Kozanoğlu, son dönemde enerji fiyatlarının artışının hem ulaşım hem de ısınma maliyetlerine yansıdığına değindi. Bu nedenle yoksulların gelirlerinin yüzde 70’ten fazlasını gıda, ulaşım, elektrik, doğalgaz ve su faturalarına harcamak zorunda kaldıklarını dile getiren Prof. Dr. Kozanoğlu, “Bir de borçluların kredi kartları ve ihtiyaç kredisi borçlarını ödedikleri düşülürse; eğitime, sağlığa, giyim kuşama ayıracak paraları kalmıyor. Bırakın tatil yapmayı, güzel bir lokantada yemek yemeyi, düzgün bir kafede keyif yapmayı” ifadelerini kullandı.
YÜKSEK FİYATLARIN NEDENİ NEDİR?
Prof. Dr. Kozanoğlu, gıda fiyatlarındaki bu artışın nedenlerini dört maddede sıraladı:
“FAO Gıda Endeksi Mayıs 2020 ile Mayıs 2021 arasında da yüzde 40 artış sergiledi. Birincisi, pandemide navlun fiyatlarının artışı, göreceli ucuz bir kategori olan gıda taşıma maliyetlerini iyice yukarı çekti. İkincisi, küresel iklim değişikliğine bağlı sert hava hareketleri başta Çin ve Hindistan birçok ülkenin tarım üretimini olumsuz etkiledi. Üçüncüsü, en belirgin şekilde Çin’de gözlenen bir eğilim, et tüketiminin artışıyla hayvanların yem ihtiyacı da arttı. Bu da özellikle yoksulların tükettiği hububat fiyatlarına da yukarı yönlü basınç yaptı. Dördüncüsü ise finansallaşma gıda ürünlerine de nüfuz ederek buğday, mısır, kahve başta gelmek üzere özellikle türev piyasalar üzerinde spekülasyonu yaygınlaştırdı.”
Haziran ayı itibarıyla tarım ürünleri üretici fiyat endeksinin yıllık yüzde 149 artış gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Kozanoğlu, mazot, tarım ilacı, gübre, yem, tohum tarımdaki belli başlı girdilerin ithal ağırlıklı olduğunu hatırlattı. Kağıt üzerinde gıda ürünlerinde net ihracatçı görünsek de bu girdiler dahil edilince tablonun değiştiğini vurgulayan Prof. Dr. Kozanoğlu, “Döviz kuru ve dolar cinsinden dünya fiyatlarının etkisiyle üretici fiyatları bu yüksek düzeye geliyor. İster istemez bu maliyetler tüketim ürünlerine de yansıyor. Yılın ilk 5 aylık döneminde sırf hayvan yemi ithalatı 2.6 milyar dolara ulaştı.” dedi.
TÜRKİYE, GIDA ENFLASYONUNDA DÜNYADA 4.SIRADA
Prof. Dr. Kozanoğlu, Türkiye’nin tüm dünyada gıda enflasyonu yaşayan ülkeler sıralamasında 4’üncü sırada yer aldığını belirtti. İlk sırayı buğday sevkiyatının durması nedeniyle Rusya-Ukrayna savaşının vurduğu Lübnan’ın aldığını, 5 milyon kişinin ciddi gıda güvensizliği ile karşılaştığı Zimbabwe’nin ikinci geldiğini dile getiren Kozanoğlu, Latin Amerika ülkelerinde ise daha çok Rusya’nın gübre ihracatının aksamasının olumsuz etkileri hissedildiğini söyledi. Çok ciddi enflasyon sorunu yaşayan Venezuela’nın 3’üncü olduğunu hatırlatan Kozanoğlu, Türkiye’nin 4’üncü sırada bulunduğuna işaret etti ve “Gıda enflasyonuyla manşet enflasyon farkını gösteren gerçek gıda enflasyonu sıralamasına göre de 5. sıradayız” dedi.
“GIDADA 10,1 MİLYAR DOLAR İHRACAT, 8,6 MİLYAR DOLAR İTHALAT GERÇEKLEŞTİ”
Prof. Dr. Kozanoğlu’na göre, Türkiye’de ekmek, pirinç, un, bulgur, makarna gibi yoksulların temel beslenme kaynaklarını oluşturan ürünlerin fiyatlarının 2022 içinde yüzde 100’e yakın artması durumu daha da vahim hale getirdi. Ayrıca dünyada hububat fiyatları artışının, döviz kurunun da etkisiyle tüketiciye katlamalı yansımasının bir sonucu olduğu değerlendirmesini yapan Kozanoğlu, bir yandan da yüksek fiyatların Türkiye’nin işlenmiş gıda ihracatçısı olmasının yan etkisi olduğu olduğunu belirtti.
Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu’nun araştırmasına göre yılın ilk 5 ayında tarım, gıda ve içecek sektörünün 10.1 milyar dolar ihracat, 8.6 milyar dolar ithalat gerçekleştirdiği bilgisini veren Prof. Dr. Kozanoğlu, “Buğday, ham ayçiçek yağı ithal ederken; makarna, un, işlenmiş ayçiçek yağı ihraç ediyoruz. Haliyle TL’nin hızla değer kaybının da etkisiyle küresel fiyatlar aynen bizim tüketiciye de yansıtılıyor. Gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e çekilmesinin etkisi de zamanla silindi” açıklamalarını yaptı.
Prof. Dr. Kozanoğlu son olarak, bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde Dünya Bankası’nın “yapısal reform” programları sonucu tarım desteklerini kesilmesi olduğuna değindi. Kozanoğlu, bu politikaların, Türkiye’de de uygulanmasının, inşaata dayalı büyüme modeliyle tarım alanlarının ranta açılmasının tarım üretimine büyük darbe vurduğunun altını çizdi.