Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Hemşeri Dernekleri Buluşması’nda vatandaşlarla bir araya geldi. Erdoğan, “Aramızdaki muhabbeti anlayamayanların her yenilgi sonrası millete hakaret etmeleri sadece kendi karakter fukaralıklarını gösterir. Seçim gecesinin ardından yaşananları sizler de gördünüz. Şimdi geriye 28 Mayıs’ta yarım kalan işi tamamlamak gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Hemşeri Dernekleri Buluşması’na katıldı. Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesine ziyaretlerinin devam edeceğini, Pazar günü de Defne Devlet Hastanesi’nin açılışını yapacaklarını söyledi. Yurt dışı seçmenlerine de çağrıda bulunan Erdoğan, “Yarından itibaren yurt dışında oy kullanma başlayacak. Bu konuda da hassasiyetleri yurt dışındaki kardeşlerimize, vatandaşlarımıza bildirelim” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL TÜRKİYE’NİN BİZATİHİ KENDİSİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul sadece ülkemizin en büyük şehri değildir, İstanbul aynı zamanda Türkiye’nin bizatihi kendisidir. Bu şehir ülkemizin istisnasız 81 vilayetinin ve 922 ilçesinin tamamından insanları bağrında yaşatıyor. Kimi ilk nesil, kimi ikinci, kimi üçüncü, daha eski nesil İstanbullu bu insanlar, aynı zamanda bu şehrin en büyük zenginliğidir.
Bu ülkeyi ve bu şehri babalarının tapulu malı sanan birileri istedikleri kadar kendilerini yırtsınlar, İstanbul Anadolu’dur, İstanbul Trakya’dır, İstanbul Türkiye’dir. Daha ötesi İstanbul, Balkanlardan Kafkaslara, Kırım’dan Kuzey Afrika’ya kadar gönül coğrafyamızın hepsini kucaklayan bir anadır. Hepimizin de kalbinin bir yarısının ata dede yurdunda olduğunu biliyorum. Tıpkı bizim gönlümüzün Rize’den kopmaması gibi, sizler de geçmişinizle bağlarınıza sahip çıkıyorsunuz. Çok da güzel yapıyorsunuz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdurrahim Karakoç’un Anadolu Sevgisi şiirini de okudu.
“YENİLGİ SONRASI MİLLETE HAKARET ETMELERİ KENDİ KARAKTER FUKARALIKLARINI GÖSTERİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada tıpkı kendi memleketimizde olduğu gibi kalıpları dışarıda bırakıp, gönül perdelerini söküp, en saf en hasbi tarafımızla bir aradayız. Siyasi hayatımızın tamamı işte bu sevgiyi aramakla, bu sevgiden aldığımız güçle milletimize hizmet etmekle geçti. İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olduk, Türkiye’ye başbakan, cumhurbaşkanı olduk.
Bu arayıştan da bu azimden de asla vazgeçmedik. Siyaset, çetin bir imtihandır. Hele iktidar adeta ateşten gömlek giymektir. Biz ise siyasette neredeyse yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Aynı şekilde 21 yılı bulan iktidarımız boyunca onca sınamadan geçtik. Yani her bakımdan defalarca teste maruz kalmamıza rağmen, bugün alnı ak bir şekilde karşınızda durabiliyoruz. Bunun sırrına ermek isteyenlerin önce milletimizle, sizlerle aramızdaki gönül bağını idrak etmesi gerekiyor.
Aramızdaki muhabbeti anlayamayanların her yenilgi sonrası millete hakaret etmeleri sadece kendi karakter fukaralıklarını gösterir. Seçim gecesinin ardından yaşananları sizler de gördünüz. Hepsi bir yana sadece depremzedelerimize yapılan saygısızlık bile bunların kabahat hanesini ağzına kadar doldurmaya yeter” dedi.
“BİZ; KİME NE KADAR OY ÇIKMIŞ, BUNA BAKMAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin başına gelen en büyük felaket olan, 6 Şubat depremlerinin ardından biz depremzede kardeşlerimiz için geceli gündüzlü çalışırken bunlar ne yaptı? Yürüttükleri küçük çalışmaları büyütüp, reklam malzemesi haline getirmek dışında bunlar ne yaptı? Deprem yıkıntıları önünde turistik fotoğraflar çektirmek, milletin acısını umursamadan şov yapmak dışında, bunlar ne yaptı? Hadi, bir işe yaramamalarını anladık. Hamd olsun biz tüm kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla depremzedelerimizin yaralarını zaten sarıyoruz.
Onlar olsa da olur, olmasa da olur. Seçimden sonra utanmadan, arlanmadan, depremzede kardeşlerimize, bırakınız siyasete, ahlaka, insanlığa sığmayacak hakaretler etmelerine ne diyeceğiz? Bunların gerçek yüzü işte bu. Siz onlara tabi olursanız, kendi deyimleriyle tıpış tıpış gidip oyunuzu verirseniz ne ala. Yok kendi iradenizle farklı bir karar verirseniz, dünyayı başınıza yıkar, etmedik hakaret, yapmadık densizlik bırakmazlar. Faşizm bunların ruhuna sirayet etmiş. Gerçi bölücü örgütle, FETÖ ile, tefecilerle, küresel medyayla, emperyalistlerle yol yürüyenlerden başka ne beklenebilir ki?
Bunlar, talimatı nereden alıyor? Kandil’den. Terör örgütünün şehirdeki uzantılarından. Biz talimatı nereden alıyoruz, Allah’tan ve milletten. Bizim çizgimiz bu. Başka bir tür çizgi, haşa yanımıza yaklaşamaz. Defne’de CHP yüzde 80 oy aldı. Biz yüzde 20. Daha da düşük olabilir ama biz hastaneyi yaptık. Onlara rağmen yaptık. Pazar günü de inşallah açılışını yapacağız. Çünkü biz kime ne kadar oy çıkmış buna bakmayız. İnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydalı olandır hükmü gereği hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ONLAR SANA TEFECİ OLDUKLARI HALDE BİLE DELİKLİ KURUŞ VERMEZLER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz 14 Mayıs’ta ki iradesiyle hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, hangi takiyyeyi yaparlarsa yapsınlar bunların gerçek yüzünü bildiğini, gördüğünü, bir kez daha ispatlamıştır. Biz en baştan beri ne dedik? Milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var dedik. Peki bunlar ne dediler? Yıkacağız dediler. Neyi yıkacaklar? Bizim ülkemize ve milletimize kazandırdığımız eserleri yıkacaklar. ‘Geri çekileceğiz’ dediler nereden? Çekilecekler. Türkiye’nin sınırlarını terör örgütlerinden korumak için kurduğu güvenlik koridorlarından çekilecekler. Kafaya bak.
Benim polisim, benim askerim zannediyor musun? Sen böyle bir fırsatı bulduğun zaman sana müsaade edecekler. Ne polisim, ne jandarmam, ne askerim sana böyle bir fırsatı Allah’ın izniyle vermez. Serbest bırakacağız dediler. Kimi serbest bırakacaklar? Ceza evlerindeki PKK’lıları, FETÖ’cüleri, Gezicileri, Selo’yu serbest bırakacaklar. Kim bu Selo? Diyarbakır’da 51 kürt kardeşimizi ölümüne neden olan terörist Selo. Bu ülke eğer hukuk devletiyse, bu ülkede hukuk varsa, Allah’ın izniyle, biz de işin başında olduğumuz sürece adaletten başka hukuktan başka hiçbir mekanizma çalışmaz.
En ufak bir adım da atılmaz. Bununla kalmayıp devletten attığımız ne kadar terör bağlantılı kişi varsa hepsini geri alacaklarını söylediler. Dokunacağız dediler. Neye dokunacaklar? Türkiye’nin gururu, savunma sanayi projelerine, bu projelerle ülkemizin elde ettiği ileri teknoloji birikimine dokunacaklar. Yakasına yapışacağız dediler, kimin yakasına yapışacaklar? Bu ülkeye ve millete kamuda siyasette, sivil toplum hizmetinde bulunmuş kim varsa onların yakasına yapışacaklar.
Borç alacağız dediler, kimden borç alacaklar? Asırlardır bu ülkenin iliğini, kemiğini sömüren bizim 10 yıl önce tüm ilişkiyi kestiğimiz tefecilerden borç alacaklar. Londra’nın tefecilerinden borç alacaklarmış. Bay Bay Kemal onlar sana tefeci oldukları halde bile delikli kuruş vermezler” diye konuştu.
“SİYASETTE BÖYLE BİR YOLDAN OLAN İNSAN BU TÜR GAFI YAPMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar kime borç vereceklerini de çok iyi bilirler. İlişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz dediler. Bir taraftan Rusya’ya saldıracaksın, öbür taraftan ilişkilerimizi yeniden düzenleyeceğiz dedin. Ne dedi? Rusya’nın hükümet sözcüsü, ‘ispat et’ dedi. Buyur. Daha ortada herhangi bir şey yok, ‘ispat et’ dedi. Çünkü siyasette böyle bir yolda olan insan, bu tür gafı yapmaz. Biz, batının bütün ülkeleriyle de görüşürüz, Amerika’yla da görüşürüz. Rusya’yla da görüşürüz, Çin’le de görüşürüz.
Bugüne kadar hepsiyle görüşmelerimizi yaptık ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak yaptık. Hiçbirini dışlamadık. Amerika S400’leri geri ver dedi. Biz dedik ki hayır. Siz bize patriotları vermediniz biz savunma ile ilgili olarak bu adımı attık. Vermediniz, biz de bu yola tevessül ettik. F16’larla ilgili, F35’lerle ilgili biz adam gibi durduk ve duruşumuzdan taviz vermedik” dedi.
“BATININ İSTEDİĞİNİ DEĞİL TÜRKİYE NE İSTERSE BİZ ONU YAPARIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin, en büyük ekonomik ortağı Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılarak, batı ne istiyorsa onu yapacağız dediler. Bay Bay Kemal, batının ne istediğini değil, Türkiye ne isterse biz onu yaparız. Biz ne güne duruyoruz ya, batı ne isterse onu yapacağız. Lafa bak. Anlayışa bak. Kafaya bak. Böyle bir şey asla bizim siyaset kitabımızda yer almaz. Kapatacağız dediler, neyi kapatacaklarmış, bu ülkenin milli kurumlarını, milli çıkarlarının savunuculuğunu yapan tüm yapıları kapatacaklarmış. Destek vereceklermiş. Kime destek vereceklermiş?
Aile kurumumuzu ve evlatlarımızın geleceğini hedef alan sapkın akımların gelişmesine, serpilmesine destek verecekler. CHP Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı olması halinde yapacaklarının listesini daha sayfalarca uzatmak mümkün. LGBT’ye yol verecekler. Bu CHP, LGBT’ci mi? Yanındaki ortakları LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi? Diğerleri LGBT’ci mi? Peki AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? MHP’ye LGBT sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na LGBT sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Aile kurumumuzu asla lekeleyemeyiz.
Zira, seçim öncesi ne demiştik? Anayasa değişikliğinde süratle aile kurumunun bir defa güçlenmesi için gerekli adımları atacağız. Bu saydığımız listede her şey var. Bu listede Kandil var, Pensilvanya var, tefeciler var, LGBT’ciler var, marjinal örgütler var, fitne ve kaos tüccarları var, etrafını saran tokatçılar da var. Bir türlü ne olduğuna karar veremeyen ittifak ortakları da var. CHP’nin kendi içindeki hiziplerin seçim sonrası hesapları da var. Görüldüğü gibi bu listede her şey var. Bir tek ülke yok, bir tek millet yok. Yahu Anadolu çocuğuna uyar mı böyle şeyler?
Anadolu insanı dediğin merttir, mert. Delikanlıdır, dürüsttür, harbidir, cefakardır, siyasetçisini de kendisi gibi görmek ister. Milletimizin kendisini yok sayanlara 28 Mayıs’ta sandıkta varlığını en güçlü şekilde ben hissettireceğine inanıyorum. Hemşeri Dernekleri olarak sizlerden çok daha büyük bir katılım, büyük bir destek bekliyorum. Buna hazır mıyız? Buna var mıyız? Bunun için seçim günü sonuçlar belli olana kadar sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkmamız gerekiyor. Rehavet, olmaz. Ya biz zaten birinci turda bunu kazandık, yok, aman ha.
Zafer sarhoşluğu içerisinde yola devam edemeyiz. Çok çalışacağız. Ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Bizi hiçbir mücadelemizde siz yalnız bırakmadınız. Bu süreçte de hakkıyla yanımızda olacağınızdan şüphe duymuyorum. Trakya’nın kızanlarına böylesi yakışır mı? Karadeniz’in uşaklarına böylesi yakışır mı? Doğu Anadolu’nun Dadaşlarına, Gakkoşlarına böylesi yakışır mı? Güneydoğu Anadolu’nun kekelerine böylesi yakışır mı? İç Anadolu’nun gardaşlarına böylesi yakışır mı? Akdeniz’in Yörüklerine böylesi yakışır mı? Ege’nin Zeybeklerine böyle yakışır mı? İşte benim Türkiye’m bu” şeklinde konuştu.
“ARTIK BU ÜLKEDE KİMSENİN AKLINA DEVLET DEYİNCE ZULÜM GELMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin ilk asrını acısıyla, tatlısıyla geride bıraktığımız, Türkiye Yüzyılı’na hazırlandığımız bir dönemdeyiz. Geçtiğimiz asırda bir yanda bugün 104’üncü yıl dönümüne ulaştığımız Gazi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanıyla zirvesine ulaşan milli mücadelemiz var. Yine geçtiğimiz asrın diğer yönündeyse, yoklukların, yoksullukların, baskıların, zulümlerin, darbelerin, siyasi-sosyal ekonomik nice krizlerin milletimizin gönlünde açtığı yaralar var. Bu öyle bir dönem ki ancak şairlerin diliyle anlatılabilir” dedi.
Yavuz Bülent Bakiler’in Anadolu şiirini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte bu Türkiye’yi aldık, hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla kendi yüzyılının inşasına hazırlanan bir ülke haline getirdik. Artık bu ülkede hiçbir evladımız eğitim imkanlarına ulaşamamaktan dolayı mağdur değil. 76 üniversiteden 208 üniversiteye, 81 vilayette üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. Artık bu ülkede hiçbir vatandaşımız sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığı için kahırlanmıyor. Artık, 20 şehir hastanemiz var. Her ilde hastanelerimiz, ilçeler de aynı şekilde.
Artık bu ülkede kimsenin aklına devlet deyince zulüm gelmiyor. Tam tersine şefkat geliyor, hizmet geliyor. Artık bu ülkede ne ırmaklar boşa akıyor, ne tarlalar suya hasret kalıyor, ne gölge veren ağaçlar kuruyor. Artık bu ülkede ne doğal gazı, petrolü toprağın altına hapsediliyor, ne güneşi boşa doğup batıyor, ne rüzgarı boşa esiyor. Artık bu ülkede kimse yolsuz, okulsuz, esersiz, hizmetsiz köylerine ağıt yakmıyor. Anadolu artık acılı ve mahzun değil. Umutlu ve coşkulu bir şekilde geleceğine bakıyor. Sizler, bu değişimi hem İstanbul’da hem kendi şehirlerinizde bizzat yaşayarak gördünüz” dedi.
“28 MAYIS’TA YARIM KALAN İŞİ TAMAMLAMAK GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz diyoruz ki gelin, ülkemizi 21 yılda kurduğumuz bu güçlü eser ve hizmet alt yapısının üzerinde çok daha yükseğe taşıyalım. Türkiye Yüzyılı’yla evlatlarımıza güvenli, huzurlu, müreffeh bir ülke, bir gelecek bırakalım. İlk turunu 14 Mayıs’ta yaptığımız Cumhurbaşkanlığı seçiminde 27 milyonu aşkın oy ve yüzde 49 buçukluk oranla bunun işaret fişeğini attınız. Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek 322 milletvekiliyle, iradenizin istikametini gösterdiniz. Şimdi geriye 28 Mayıs’ta yarım kalan işi tamamlamak kalıyor.
Buradan ayrıldıktan sonra hemen memleketlerinizi arayıp, akrabalarınıza, eşinize dostunuza, selamımızla birlikte 28 Mayıs’ta sandıkları sıkı tutmaları mesajımızı iletmenizi istiyorum. Rehavet yok, zafer sarhoşluğu yok. 14 Mayıs’ı 28 Mayıs’ta tamamlayalım. 29 Mayıs İstanbul’un fethiyle bunu inşallah taçlandıralım. Gerilimden, çamur siyasetinden, provokasyondan medet uman fitnecilere inat, 28 Mayıs’ta sandıkları 85 milyon olarak bayram yerine çevireceğiz. Kaybedeceklerini anlayanların tahriklerine asla kapılmayacağız. Türkiye’nin tökezlemesini bekleyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. 1 haftamız var.
Yarın Devlet Bey’le birlikte deprem bölgesindeyiz. Aynı şekilde Pazar günü yine iki vilayet derem bölgesindeyiz. Salı günü, iki vilayet, yine deprem bölgesindeyiz. Bir tanesi Sivas olacak. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Rabbim bizi ülkemize ve milletimize hizmet yolundan ayırmasın diyorum. Sevginiz, coşkunuz, desteğiniz, kardeşliğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca yarından itibaren yurt dışında oy kullanma başlayacak. Bu konuda da hassasiyetleri yurt dışındaki kardeşlerimize, vatandaşlarımıza bildirelim” diye konuştu.