Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, dede yadigarı, kültür varlığı tescilli 183 yıllık konak, varisçileri karşı karşıya getirdi.
Açılan dava üzerine konaktan çıkarılan varisçilerden Güngör Oflu, itirazı lehine sonuçlanınca 6 ay sonra geri döndü. Sayıları 120’yi bulan varisçiler arasında ‘konak bizim’ tartışması ise üst mahkemeye yapılan itirazla sürüyor.
Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Çamlıca Mahallesi’ndeki, kültür varlığı tescilli konak,1837 yılında Hüseyin Efendi tarafından yaptırıldı. Ölümüyle birlikte 4 oğluna kalan konak bir süre sonra 2 kardeşin haklarını devretmesiyle Mustafa ve Mehmet Ofluoğlu’na geçti. 2 kardeşin ölümüyle de konağın varisleri, torunlar oldu.
1999 yılında ise bölgede yapılan tapu kadastro çalışması sırasında, konağın tapusu, Mehmet Ofluoğlu’nun torunları tarafından dedeleri adına tescillendirildi. 2002 yılında, Mustafa Ofluoğlu’nun torunları Güngör Oflu ve kardeşi Süleyman Gürkan Oflu, konakta kendilerinin de hakkı bulunduğu gerekçesiyle tapu iptal davası açtı. Böylelikle de sayıları 120’yi bulan varisler arasında ‘konak’ kavgası başladı.
ÇIKARILDIĞI KONAĞA 6 AY SONRA YENİDEN DÖNDÜ
Oflu kardeşlerin, yüzde 50 hissenin iadesini talep ettiği dava, 2014 yılında reddedildi. Güngör Oflu kararı, Yargıtay’a taşıdı. Konağın Osmanlı dönemindeki tapusunu da bularak, hissedar olduklarını belgeleyen Güngör Oflu, daha sonra da 17 varisten aldığı vekalet ile konağa girip, yerleşti. Bu süreç içerisinde konağın kültür varlığı tescilini de yaptıran Güngör Oflu hakkında tapu sahibi varisçiler tarafından konağa zarar verdiği gerekçesi ile ‘el atmanın önlenmesi’ davası açılarak ihtiyati tedbir kararı ile 16 Haziran 2020 tarihinde evden uzaklaştırıldı.
Güngör Oflu karara itiraz etti. Yaklaşık 6 ay süren hukuk mücadelesi lehine sonuçlanan Oflu, yeniden konağa taşındı. Sayıları 120’yi bulan varisçiler arasında ‘konak bizim’ tartışması ise Yargıtay’a yapılan itirazla sürüyor.
‘BU KONAK OFLUOĞLU SÜLALESİNE AİTTİR’
Baba ocağına kavuşmak için bütün yasal haklarını kullanacağını belirten Güngör Oflu, “1999 yılında buraya tapu kadastro geldiğinde Mehmet Ofluoğlu torunları ‘konağı bizim dedemiz yaptı’ diyerek üzerlerine geçirmişler. Bu konak Ofluoğlu sülalesine aittir. Onların iddia ettiği gibi dedeleri yaptırmadı, büyük dedemiz Hüseyin Efendi tarafından 1837 yılında yapıldı. Bu süreç içerisinde Osmanlı tapusunu da buldum, hissedar olduğumuzu da belgeledim.
2002 yılında yerel mahkemede tapu iptal davası açtık. Dava 2014 yılında reddedildi, davayı Yargıtay’a taşıdım. 17 kişiden aldığım onayla bu evde yaşıyorum, 2017 yılında da ikametimi bu eve aldım. Bu süreç içerisinde 16 Haziran’da kültür varlıklarına tescilini yaptırdığım bu konağa zarar verdiğim gerekçesi ile hakkımda ihtiyati tedbir alınarak evden çıkarıldım. 6 aydır devam eden hukuk mücadelesi sonuçlandı ve yeniden evime döndüm. Bu konak Ofluoğulu sülalesini aittir. Bu konakta herkesin hakkı var. Ofluoğlu konağını çocuklarımıza, torunlarımıza sağlam bir şekilde bırakabilmek için çabalıyorum” dedi.
‘BU KONAK DEDEME KALMIŞ’
Konağın varisçilerinden Bayram Yüce Kuluhan ise, “Bu konak dedeme kalmış. Tapular çıkınca Güngör Oflu bizi mahkemeye verdi, mahkemeyi kazandık. Yargıtay’a taşıdı. Ben bu konakta doğup büyüdüm, burada bir hafta düğünüm oldu. Bu kadınsa 50 yaşından sonra buraya geldi ‘Burası benim malım mülkümdür’ diyor. Ev bizim tapular da bizim. O’na ‘Mahkeme bitene kadar, rahat rahat oturalım, kanunun kestiği parmak acımaz’ dedik, evin anahtarını ona da verdik, neticede akrabamız. Biz Ankara’ya gidince bütün kilitleri değiştirdi. Benim için uzaklaştırma kararı aldırdı, evime giremedim” diye konuştu.