Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, Türk unu sektörünün 2023 yılı için öngörülerini paylaştı.
TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, Türk un sektörünün 2022 yılını değerlendirdi ve 2023 yılı için öngörülerini paylaştı. Türk un sanayicisinin, 2022 yılında tüm olumsuzluklara rağmen, 2021 rakamlarını yakaladığını belirten Tezcan, 3 milyon ton un ihracatı karşılığında 1 milyar 158 milyon dolar girdi sağlandığını söyledi. Buğday ekim alanlarında yüzde 20 artış yaşandığına dikkat çeken Tezcan, dünya pazarında Türk ununa büyük teveccüh duyulduğunu dile getirdi.
2023 yılında, un ihracatında son yılların en büyük rakamlarına ulaşabileceklerin sinyallerini aldıklarını vurgulayan Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleri ile açılan Tahıl Koridoru’nun büyük bir başarı olduğunu belirtip, “2022 yılı bizler açısından kritik bir yıldı. Ukrayna-Rusya Savaşı ile Tahıl Koridorumuz hepimiz adına kıymetli bir koridor. Yaşadığımız süreçte hem ülkemizi hem de dünya insanlığını ilgilendiren konulardan bir tanesi de buğday. Buğday stratejik bir ürün olmasından dolayı buna ulaşabilmek çok anlam ifade ediyor. Cumhurbaşkanımızın ilgisi ile gerek Rusya gerek Ukrayna tarafında ciddi emekler sarf ederek, ülkemiz adına büyük bir başarı sergiledi. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu olarak Cumhurbaşkanımıza bu girişimlerinden dolayı memnuniyetimizi ve teşekkürlerimizi ifade etmek istiyorum” açıklamasında bulundu.
‘TÜRKİYE, DÜNYA UN İHRACATINDA BİRİNCİLİĞİNİ KORUDU’
Türk un sanayicisinin üzerine düşen görevleri tüm olumsuzluklara rağmen yerine getirdiğini belirten Tezcan, “Hem dünyadaki un ihtiyacına cevap verebilecek hem de Türk insanımıza sunabileceğimiz alt yapımız var. Geçtiğimiz yıl, 2021 yılında yaşadığımız süreci devam ettirdik. Tonaj ve miktarsal anlamda 2021 yılıyla 2022 yılına baktığımızda aynı tonajı tutturduk. Birçok olumsuzluk, ekonomik krizlere rağmen ve enflasyon etkisiyle düşüş beklentisi varken tam tersine tonaj anlamında 2021’deki tonajımızı sürdürdük.
Yaklaşık 1 milyar 158 milyon dolarlık bir gelir elde edildi. Dünyanın dört bir yanını, Türk ununu en iyi şekilde sattık. Miktarsal ve gelir anlamında çok ciddi bir imkan ülkemize sunuldu. Türkiye, dünyada un ihracatında birinciliğini korudu. Dünya nüfusuna yetebilecek miktarda hala un verebileceğini gösteriyor. Unu 3 milyon ton civarında ihraç ediyoruz, karşılığında 1 milyar 158 milyon dolar girdi sağlamış oluyoruz” dedi.
‘BUĞDAY EKİM ALANLARINDA YÜZDE 20 ARTIŞ’
Türkiye’nin kendini yetecek buğdayı ürettiğini vurgulayan Tezcan, buğday ekim alanlarında yüzde 20 artış yaşandığını dile getirip, “Türkiye kendini yetebilir bir ülke. Son yıllarda bu konuda kafa karışıklığı var. Ancak ihracat bağlamında yurt dışından ithal ediyor, karşılığında da dünya insanlığına un ihracatını gerçekleştiriyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu 2022 sezonunda, devletimizin alım politikasındaki fiyat imkanı, çiftçilerimize büyük bir avantaj ve onların teveccühü ile karşılandı. Bu teveccüh de 2022-2023 yılının buğday ekim alanlarının yüzde 20 gibi artışın sergilenmesini sağladı. Bu da bizi çok umutlandırdı.
Türkiye’nin tekrar buğday ekimine dönüyor olmasıyla un sanayicileri adına çok mutluyuz. Gönül istiyor ki Türk un sanayicisi, kendi Türk buğdayı ile dünyaya ihracatını sergileyebilsin. Ama toprak yapımız da maalesef kısıtlı. Ancak verimliliği artırarak kendi ürettiğimiz buğdayı dünya sofralarına sunuyor olabiliriz” ifadelerini kullandı.
UN İHRACATINDA, SON YILLARIN EN BÜYÜK İHRACAT RAKAMI BEKLENTİSİ
Türk un sektörünün 2023 yılı için öngörülerini paylaşan Tezcan, un ihracatında son yılların en büyük ihracat rakamlarına ulaşabileceklerinin sinyallerini aldıklarını belirtti. Tezcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu andaki durumda Ukrayna-Rusya Savaşı kaynaklı oradaki üretim alanlarında bir artış beklentisi içerisinde değiliz. Eğer bir aksilik olmazsa aynı miktarların üretebileceğini tahmin ediyoruz. 2023 yılında da ihracatımızın 2022 yılından bir miktar daha artacağı beklentisi içerisindeyiz. Çünkü pazarlarda Türk ununa olan teveccüh artıyor. Ocak ayında şu ana kadar ilk 10 günlük süreçte hissediyoruz. Bu artış 12 ay boyunca sürdürülebilir olursa, son yılların en büyük ihracat rakamına ulaşacağımızı ve tonaj anlamında da bu başarıyı sürdürülebileceğimiz bir yıl olacağını ümit ediyorum. Son 10 günlük süreçte bunun ayak seslerini duyuyoruz.”
