Hayatında ilk defa bir kadından etkilenmişti… Akif, yemyeşil ağaçların olduğu yolda huzurla yürüyordu. Kütüphaneye hep yürüyerek giderdi çünkü yemyeşil ağaçların arasında yürümek çok hoşuna giderdi.
Yavaşça kütüphaneden içeri girdi. Görevli adama selam verdi. Raflardaki kitapları incelemeye koyuldu. Kitaplar, raflara gayet düzenli yerleştirilmişti. İnsan raflara bakarken gözleri yorulmuyordu. Yazarların eserleri art arda dizilmişti. Herkes aradığı kitabı rahatlıkla bulabiliyordu. Akif, gözüne bir kitap kestirdi. Kitabı eline alıp incelemeye başladı. Kitabın sayfalarını karıştırırken içinden bir fotoğraf çıktı. Fotoğraftaki genç kızın gözleri, yolda gelirken gördüğü yemyeşil ağaçları anımsatıyordu. Güneş gibi sarı saçları ve incecik beli vardı.
Akif, kızı görünce içinden kaynar sular aktı. Hemen kitabı alıp görevli adamın yanına gitti. “Merhaba, ben buraya hemen hemen her gün gelirim fakat bu kitabı ilk defa görüyorum” dedi. Adam, eliyle çenesini tutup bir süre düşündü. Sonra bir anda aydınlanmış gibi heyecanla, “Evet, hatırladım. Bu kitabı geçenlerde bir kız getirmişti. Kitabı kütüphanemize hediye etti” dedi.
Kitabın sahibinin biliniyor olması Akif’in hoşuna gitti. Akif, kitabın arasındaki fotoğrafı çıkarıp, “Sanırım hanımefendi fotoğrafını unutmuş. Kendisine iade etmek isterim. Ona nasıl ulaşabilirim acaba?” diye sordu.
Görevli adam, Akif’in elindeki fotoğrafı aldı ve incelemeye başladı. Sonra da dedi ki, “Kitabı getiren kız, fotoğraftaki kişi değil ki.” Akif, şaşkınlıkla hüznü aynı anda yaşamıştı. “Siz yine de kitabı getiren kişinin adresini verirseniz iyi olur” dedi. “Adresi elimde yok ama telefon numarasını verebilirim” deyince adam, Akif’in içi kıpır kıpır oldu. Hemen telefonu alıp dışarı çıktı. Telefonla kitabın sahibini aradı. Genç kız, fotoğrafı almak için çay bahçesinde buluşmayı kabul etti.
Çay bahçesi çok kalabalık değildi. İnsanların rahat rahat muhabbet edebilecekleri bir yerdi. Akif, kitabın sahibinden önce gelmişti. Bir çay sipariş edip genç kızı beklemeye başladı. İçinde garip bir heyecan vardı. Sürekli fotoğrafa bakıyor ve onun nasıl biri olduğunu hayal ediyordu.
Nihayet genç kız geldi. O da simsiyah saçlı. Kapkara gözlüydü. Gözleri, kömürü andırıyordu. Genç kız, masaya oturdu ve bir çay sipariş etti. Akif’in elinden fotoğrafı aldıktan sonra şöyle dedi: “Size ne kadar teşekkür etsem az. Bu fotoğraf benim için çok önemli çünkü ölen arkadaşıma ait son fotoğraf. Onu kaybettiğimi zannetmiştim. Kitabımın arasına koyduğumu tamamen unutmuşum. Size minnettarım.”
Akif, duyduklarına inanamıyordu. Sanki başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Hayatında ilk defa bir kadından etkilenmişti ve o kadın da ölmüştü. İçine birden tonlarca yük binmişti. Beti benzi atmıştı. Tek kelime edemeden masadan kalktı. Genç kız da neye uğradığını şaşırmış vaziyette olduğu yerde kalakaldı.