Erzurum Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim üyesi Dilek Okuyucu, 1850’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen ve uzun zaman kilise olarak kullanıldıktan sonra 1998’de camiye dönüştürülen tarihi binayı incelemeye aldı. Binanın EKG’sini çektiklerini belirten Dr. Okuyucu, “Yapacağımız ölçümler, yapının depremde yapacağı hareketi bize gösterecek” dedi.
Yakutiye ilçesi Kongre Caddesi Demirciler Çarşısı’nda 1850’lerde kilise olarak yapılan, 1998 yılında camiye dönüştürülerek ‘Fetih Cami’ ismi verilen tarihi bina, Erzurum Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından restorasyona alınacak.
Yapıldıktan sonra bölgede meydana gelen çok sayıda depreme rağmen ayakta kalabilen binayla ilgili Erzurum Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Yapı Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Okuyucu, inceleme başlattı. Lisans ve lisansüstü öğrencileriyle de aynı zamanda ders işleyen Okuyucu, binanın dört bir yanına sensörler yerleştirdi. Sensörlerden gelen verileri kaydeden Dr. Okuyucu, elde edilen ölçümlerle binanın olası depremde nasıl salınım yapacağını belirlemeye çalışacaklarını söyledi.
Erzurum’un kültür mirası eserlerinden olan binanın restorasyon öncesi mevcut durumunu değerlendirmek amacıyla öğrencileriyle çalışma başlattıklarını belirten Dr. Okuyucu, “Olası bir depremde yapının nasıl salınacağını yerinde alacağımız ölçümlerle öğrenmeye çalışacağız. Binanın bir nevi EKG’sini çekerek bunu belirleyeceğiz. Bu çalışmayı yaparken lisans ve lisansüstü ders alan öğrencilerimiz de görev aldı. Çünkü onların da dersleri itibarıyla yapacakları saha çalışmalarına bir örnek olacak. Burada yapacağımız teknik bir raporlama ile birlikte bu yapının restorasyonuna katkı sağlamayı planlıyoruz” diye konuştu.
Bütün yapıların titreştiğini ve deprem anında salınım yaptığı bilgisini veren Dr. Okuyucu, şunları söyledi:
“Yapı titreşimle depremi geçiştirmeye çalışıyor. Biz bunu burada alacağımız ölçümlerle peşinen belirlemeye çalışıyoruz. Buradaki ölçümler bize bu yapının bilgisayar ortamında oluşturacağımız modelini kurarken çok ciddi bir yardım sağlayacak. Yani gerçeğe daha yakın bir model kurmamızı ve onun üzerinde ileri analizler yapmamızı sağlayacak. Bu tür yapıların duvar kalınlıkları çok fazla. Dolayısıyla iç ve dış cephelerde herhangi bir hasar dışarıdan görünmese bile içeride meydana gelmiş muhtemel bir hasarı alacağımız ölçümler ve sonrasında yapacağımız analizlerle tespit etmemiz mümkün.
Çünkü çok benzeri çalışmayı Malatya’da Atatürk Evi’nde yaptık. Atatürk Evi’nde çok fazla bir hasar gözükmese de aldığımız ölçümlerde aslında duvar içlerinde ciddi hasarlar olduğunu gördük. Sonrasında yapılan restorasyonda da bu zaten ortaya çıktı. Erzurum’da Uzundere’de Pehlivanlı Köprüsü’nde de ölçümler yapmıştım. Köprünün dışarıdan herhangi bir hasar görüntüsü olmamasına rağmen aldığımız ölçümler yapının yaklaşma duvarlarından birisinde hasar meydana geldiğini gösterdi. Biz burada da öncelikle bunu arıyoruz. Acaba bizim görmediğimiz bir hasarı var mı? Çünkü restorasyon salt bir makyaj ya da salt bir dış cephe güzelleştirme işi değil. Öncelikle yapının statiğini korunması lazım. Burada yapacağımız ölçümlerin de bize önemli bilgiler vereceğini düşünüyoruz.”