Danimarka merkezli biyoteknoloji şirketi Novozymes, Türkiye’deki 25’inci faaliyet yılını İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle kutladı. Gıda ve temizlik kategorilerinde şirketin global yöneticileri ve çözüm ortaklarının katıldığı etkinliğe Novozymes Türkiye Ülke Müdürü ve Orta Doğu Tüketici Biyolojik Çözümleri Direktörü Pınar Tunçkol ev sahipliği yaptı.
Novozymes A/S’nin iştiraki olan Novozymes Türkiye, kuruluşunun 25’inci yılını kutladığı etkinlikte konuşan Pınar Tunçkol, Novozymes’in sürdürülebilirliğe odaklanarak dünyanın acil ihtiyaçlarına doğa ve bilim kaynaklı çözümler sunduğunu belirtti. İnsan sağlığına ve gezegenin geleceğine katkılarının altını çizdi:
“Novozymes’ın sunduğu bilime dayalı biyoçözümler sayesinde ev temizlik ürünleri, insan sağlığı, deri ve tekstil ürünleri, biyoenerji, su ve su atıkları, gıda ve tarım gibi 40 endüstriden kaynaklanan karbon emisyonlarının azaltılmasını destekliyor, üretimin daha verimli olmasını sağlıyor, gıda israfını engelliyoruz. Gezegenimizin sürdürülebilirliği ve insan yaşamının refah çerçevesinde devam edebilmesinin mental ve fiziksel sağlık kadar çevresel etkilere de bağlı olduğu bilgisinden hareketle çalışmalarımıza yön veriyor ve bilime dayalı biyolojik çözümler ile endüstriyel süreçleri ve tüketici ürünlerini geliştirerek dünyanın sınırlı kaynaklarını daha etkin kullanılmasına olanak sağlıyoruz.”
GIDA İSRAFI KARBON AYAK İZİNİ ARTIRIYOR
Tunçkol, “Tüm dünyada gıda israfı ve kaybının yıllık karbon ayak izinin 3,3 milyar ton olduğu düşünülüyor ve gıda atıklarının yüzde 61’i mutfaklarımızdan çıkıyor. Örneğin; insanların yüzde 20’den fazlası ekmek kuruduğunda, son kullanma tarihi gelmese dahi çöpe attıklarını ifade ediyor. İstanbul’da bulunan Teknoloji ve İnovasyon Merkezi de dahil olmak üzere Novozymes’ın ürettiği ve ekmeğin daha uzun süre taze kalmasını sağlayan enzimler sayesinde, yaklaşık 30 yılda tahminen 80 milyar somun ekmeğin çöpe atılması önlendi ve 45 milyon ton karbondioksit salınımı engellenmiş oldu.
Novozymes, farklı sektörlerde ürettiği enzimler ile sağladığı üretkenlik, verimlilik ve kaynakların doğru kullanımı sayesinde üretimden, tüketimden veya israftan kaynaklanan milyonlarca ton karbondioksit salınımını engelliyor” diye konuştu.
“COĞRAFYAYI ANLAYARAK VE ONA ÖZEL ÇÖZÜMLER ÜRETİYORUZ”
Doğanın gücünü ve potansiyelini kullanarak dünyanın ve Türkiye’nin geleceğini şekillendirmek üzere çalıştıklarını söyleyen Tunçkol, “Türkiye’de 25 yılı aşkın bir süredir, yerel sanayiye ve ekonomiye katkıda bulunmak ve müşterilerine özel çözümlerle hizmet vermek için yeteneklerini artırıyoruz. Türkiye’deki ilk günümüzden bu yana sadece insan kaynağı olarak 9 kat büyüdük. İnovasyon ve Teknoloji Merkezi’nde fırıncılık uygulamaları ile başlayan yatırımlarına, ev bakım ürünleri, süt ve süt alternatifleri alanlarında da yetkinlikler ekleyerek devam ediyoruz.
Türkiye’deyiz çünkü, ülkemizin gücüne inanıyor ve buradaki üreticilerimizin yerelden globale üretimlerini destekleyerek onların ihtiyaçlarına özel çözümler sunabilmek istiyoruz. Biz, inovasyonlarımızı, içerisinde bulunduğumuz coğrafyayı anlayarak ve ona özel çözümler üretiyoruz. Doğanın gücünü ve potansiyelini kullanarak dünyanın ve ülkemizin geleceğini şekillendirmek üzere çalışıyoruz. Çalışma felsefemizin ve çözümlerinizin ardında yatan bilim sayesinde endüstrilere ve tüketicilere yarınımızı yeniden düşünme çağrısında bulunuyoruz. Ortak geleceğimiz için ilerici adımlar atabilmek adına onları çözümlerimiz ile destekliyoruz ve cesaretlendiriyoruz” dedi.