Özlemek neydi..? Bir şehri mi özlüyoruz gerçekten? Bir insanı? Bir mevsimi? Bir kokuyu mu yoksa?
Gerçekten bir şeyleri mi özler insan, yoksa asıl özlediğimiz şey bize hissettirdikleri mi?
Bi şehri niye özlersin? Tek başına bomboş, yapayalnız sokaklarında gezdiğinde, yüreğine ağır gelen acıları o şehrin dibinde yaşadığın için mi özlersin?
Bizi, bize iyi hissettiren duyguları özleriz aslen. Güneşin tenimizi ısıtmasını, karın yağmasını, toprağa düşen yağmur damlasının saçtığı kokuyu özleriz.
Bir insanın bize hissettirdiklerini özleriz. Asıl özlediğimiz şey bir nesne bir canlı değil, aslında dokunamadığımız şeyleri özleriz.
Bize manevi değer katanları özleriz.
Bizi biz yapan şeyleri özleriz. Çocuk olmayı neden özler insan? Çünkü sorumluluk yoktur çocukta.
Bir şehri neden özler? Çok mutlu olduğumuz anılar biriktirmişizdir çünkü, taşına toprağına özleminden değil.
O an hissettiklerimizi bir daha hissedemeyiz kaygısıyla özlem duyarız çoğu şeye aslında. Sahi özlemek bir nevi hüzün değil midir zaten.
Ben en çok eskiyi özledim.. yüreğim bu çağa ait değil sanki.