Yüzün sanki sivilce tarlası… Bu sabah, işim olmadığı için uykumu alarak uyandım. Yatakta bir süre hayatı sorguladıktan sonra ayağa kalkıp odamın penceresini açtım.
Gökyüzü bugün açıktı. Güneşli havaları severdim. İçim huzurla doldu. Ardından banyoya gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Aynadan kendime bakarken yüzümü inceledim. Son zamanlarda yüzümdeki sivilce sayısı artmıştı. Bu duruma biraz canım sıkıldı. Sivilcelerimle oynarken aklıma geçen gün komşu çocuğunun benimle dalga geçmesi geldi.
Küçük çocuk yüzüme bakıp “Yüzün sanki sivilce tarlası” demişti. O an çok bozulmuştum. Annesi, çocuğuna dönüp “Çok ayıp, hiç öyle şey denir mi?” deyip çocuğa kızmıştı. Ben de kadın daha fazla mahçup olmasın diye susmuştum.
Bunu hatırlayıp tekrar üzüldükten sonra banyodan çıktım. Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. Mutlulukla kahvaltımı ettikten sonra alışverişe gitmek için hazırlanmaya başladım. Kendime rahat bir kıyafet seçtim. Onları giyinip evden çıktım. Yolda yürürken mahallenin dedikoducu teyzelerinden biriyle göz göze geldim. Hiç muhatap olmak istemiyordum ama göz göze gelmiştik bir kere. Artık kaçamazdım. Yüzünde sahte bir gülümsemeyle tam önümde durdu. “Nasılsın Talha?” diye sordu. Yüzümü buruşturup şöyle cevap verdim:
-İyiyim Gülçin teyze, sen nasılsın?
-Ben de iyiyim. Nereye böyle?
-Alışverişe gidiyorum.
-Ah çocuğum! Ben sana çok üzülüyorum.
Bana üzülmesi tuhaf gelmişti. Gözlerimi kocaman açarak sordum, “Neden bana üzülüyorsun?” Gülçin teyze, bana önce küçümseyerek baktı. Ardından gözlerini yere indirip bana şöyle cevap verdi:
“Gayet iyi bir işin var. Efendi çocuksun. Tipin de idare eder ama yine de yapayalnız yaşıyorsun. İşte bu yüzden sana çok üzülüyorum. Evlensen, yuvanı kursan fena mı olur? Böyle alışverişe yalnız gitmek zorunda kalmazsın.”
Tipin de idare eder demesine biraz bozuldum ama belli etmedim. “Yalnızlıktan şikayet etmiyorum ben. Teşekkür ederim” diyerek yanıt verdim. Ardından daha fazla konuşmamak için yürümeye devam ettim. Hemen peşimden geldi. “Olur mu? Evlilik harika bir şey. Bak benim tanıdığım çok güzel, hanım hanımcık bir kız var. İstersen aranızı yapabilirim” dedi. Cevap vermemek için adımlarımı hızlandırdım. Yaşlı kadın olduğu için bana yetişemedi. Arkamdan bağırdı, “Sen bir düşün istersen.”
Hayatıma bu kadar müdahale ettiği için Gülçin teyzeye çok kızmıştım. Herkes evlenmek zorunda değil diye düşünerek marketten içeri girdim. O kadar sinirlenmiştim ki alacağım şeyleri unutmuştum. Marketi gezdim. Gördükçe eksik olan şeyleri aldım. Kasaya giderken unuttuğum bir şey var mı diye düşündüm ama aklıma bir şey gelmedi. Aldıklarımın parasını ödeyip marketten çıktım. Bir daha kimseyle göz göze gelmemek için gözlerimi yere indirerek ve hızlı hızlı yürüdüm. Kimseyle karşılaşmadan eve vardım. Üstümü değiştirip eşyaları yerleştirmeye başladım. O an aklıma, peynir ve süt almadığım geldi. Hepsi Gülçin teyze yüzünden diye düşünüp yeniden hazırlanmaya gittim. Az önceki kıyafetlerimi giyip alışveriş için tekrar evden çıktım.