Yalnızlık bazen bir tercih bazen de bir zorunluluk halinde gerçekleşebilir. Sosyal bir varlık olan insan, yaşamın her döneminde bir sese bir nefese ihtiyaç duyar.
Bazen ihtiyacına uygun seslerin olmayışı bazen de kendisinin aranılan kişi olmaması gibi sebeplerle kişi yalnızlığı tercih eder ya da yaşadığı ortamda yalnızlığa itilebilir.
Bu durumda; yani yalnız kaldığı vakit insan kendi kendine bazı sorular sormalıdır.
Neden Yalnızım? Yalnızlığı kendim mi seçtim yoksa yanlış olan ben olduğum için yalnız mı bırakıldım?
Başlarda kafa dinletir bu yaşam biçimi insana. Oh be der dünya varmış, ben bunu neden daha önce yapmadım?
Zaman geçtikçe ve sessizlik her yanı kaplamaya devam edip kulaklarında “yalnızım” sözcüğü yankılandıkça o müthiş huzur yerini acabalı sorulara bırakır.
Bu muydu yani? Bunca sessizlik fazla değil mi bir insana, ben gerçekten bunu mu istedim, yalnızlık güzel mi yoksa kötü bir şey mi?
Bu yalnızlığın güzel yani neydi ki?
İçinde biriken onca boşluk, aklında başıboş dolaşıp duran sorular, acaba-lar, keşke-ler…
Sosyal bir canlı olarak paylaşılması gerekenler var.. Birden fazla kişiyle yaşanması gerekenler, ihtiyacımız olan duygusal bağlar, aile, eş, çocuk, akraba, dost diye uzar gider. İstisnasız hepsi de ruhumuzda eksiklik yaratma potansiyeli aşırı yüksek gereklilikleri. Karmaşık ve bir o kadar da zordur bu içinden çıkılması ve uyum sağlanması gereken yeni yaşam stili.
Her ne kadar sessizlik can sıksa da gerçeklik kapılarını araladıkça tonlarca yük üzerinden kalkmış gibi rahatlar insan. Acabalar yerini kesinliklere bırakır. Nettir artık gördükleri.. Siz olmaması gerekenlerden uzaklaştıkça yanınızda kalacağına emin olduklarınız da sizden uzaklaşıyorsa bilin ki doğru yoldasınız.
Yine bilmeli ki insan; orası artık “yalnızlık” değil en “Olmanız Gereken Yerdir”.
Şimdi bulunduğunuz bu yeni yeri hayallerinizdeki gibi inşa edip yaşanılabilir bir hale getirmeli. Yeni bir şehir kurmalısınız adeta. Süreç uzun, sancılı ve zor olacaktır elbette…
((Sabırla ve sağlam örülen duvar kolay yıkılmaz değil mi?? ))
Aksi takdirde o yer “Yalnızlığın Dibi” olmaktan öteye gidemez..