TASS Haber ajansı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu yılın başlarında Rusya’da casusluk şüphesiyle tutuklanan bir Güney Kore vatandaşının haziran ortasına kadar gözaltında kalacağını bildirdi.
Rusya’da ilk kez bir Güney Koreli casusluk suçundan tutuklanıyor.
Adı Baek Won Soon olan Koreli ajan, yıl başında Rusya’nın en doğusundaki Vladivostok şehrinde gözaltına alınmış, Şubat ayı sonunda Moskova’ya gönderilmişti. Ağır koşullarıyla bilinen Lefortovo Hapishanesi‘nde tutuluyor şu an. Gözaltı süresinin 15 Haziran’a kadar uzatıldığı bildirildi.
Baek Won Soon, devlet sırrı niteliğindeki gizli bilgileri yabancı istihbarat ajanslarına sızdırmış, Rusya aleyhine espiyonaj faaliyetlerinde bulunmuş.
Peki bilin bakalım ne iş yapıyordu? Protestan bir MİSYONER.
Salı günü Güney Kore medyasında çıkan haberlerde, Baek’in, Rusya’nın Kuzey Kore’ye sınır şehri olan Vladivastok’ta, Kuzey Koreli işçileri destekleyen bir Hristiyan misyoner olduğu belirtildi. TASS ajansına göre 53 yaşındaki Baek, Vladivostok merkezli bir seyahat şirketinin kurucusu olup aynı zamanda “koyu Hristiyan” bir misyonerdir. Dava halen gizliliğini koruyor lakin Türkiye olarak yaşadıklarımıza da bakarak birtakım çıkarımlar yapabiliriz.
Protestan kiliseler her tarafta, apartman dairelerine kadar örgütleniyor. Birçok Amerikalı misyonerlik adı altında bilgi toplamak için ülkemize giriş yapıyor, Mormonlar cirit atıyor. İnternette “Tanrı’yı tanımak ister misin? Hediye İncil verelim. İsa Mesih kimdir?” gibi reklamlar boy gösteriyor. Aynı hassasiyeti biz de gösterelim. Bu insanların ülkeden bir an evvel Rusya gibi takibe alınarak uzaklaştırılması gerek. Özellikle Hatay depremi sonrası onlarca misyoner ajansı konteyner evler projesine girerek küçük küçük örgütleniyorlar. Kanmayın, daha iyi irdeleyin. Ucu Kore’ye de değmişken, Güney Kore kiliselerinin sayısı Türkiye’de saymakla bitmez. International Youth Fellowship’ten tutun da Presbiteryen, Pentekostal Kore kiliselerine kadar bulmak mümkün. Online teoloji okullarına kadar isimlerini bulmak mümkün. Amerikalı misyonerler kadar Güney Kore kiliseleri misyonerleri de araştırılmalı.
Tekrar Rusya’ya dönecek olursak Rusya espiyonaj faaliyetleri ile kıstırılabilecek en son ülkedir. 70’li yıllarda KGB ajanları Washington’da cirit atarken, Amerikan ajanları Moskova’da eli kolu bağlı vaziyette başlarını dışarı bile çıkaramıyorlardı. KGB’nin Washington’da CIA’nin “Operation Monopoly” adlı kumpasını nasıl çökerttiğini araştırabilirsiniz. FSB’yi, Rus istihbaratı hafife alınıyor. Günümüze göz atalım.
Geçtiğimiz Mart ayında Rusya, Rusya’ya iş gezisinde bulunan Wall Street Journal muhabiri Evan Gerşkoviç‘i casusluk suçlamasıyla tutuklamıştı. Ekim ayında Rus-ABD’li gazeteci Alsu Kurmaşeva, yabancı ajan olarak kaydolmadığı için gözaltına alındı ve daha sonra Rus ordusu hakkında “yanlış bilgi” yaymakla suçlandı. Bunların hepsi oldukça başarılı operasyonlardır.
Sayın Putin’e yıllarca laf edildi, Mormonlar’a, Yehova Şahitlerine ve Protestan misyonerlere karşı Rusya’da kısıtlamalar getiriyor, totaliteryen davranıyor, insan haklarını ihlal ediyor gibi. Şimdi tanık oluyoruz, Rusya sonuna kadar haklı. Bir ateş çemberi kuşatmış, Rusya’nın önünü kesmeye çalışıyor iç ve dış saldırılarla. Türkiye nasıl ki CIA için çalışan Andrew Brunson isimli Protestan pastörünü deşifre etti, içimizdeki Mossad ajanı hainleri çökertti, Rusya da kendi içindeki espiyonaj faaliyetlerini deşifre etmekte. Rusya’yı en iyi biz anlayabiliriz ve gerekli tedbirleri ibretle biz de almak zorundayız.
Özellikle içte istihbari ve dışta ekonomik saldırılara maruz kalan Rusya’ya güç, kuvvet ve metanet temennimizdir. Umuyoruz en ağır ceza verilir.