İçimizdeki şeytan bizi dürtüyor olmalı ki yerimizde duramıyoruz. Ben o an orda olmalıyım, o anı yaşamalıyım, mutlaka oraya gitmeliyim. Ben kütüphaneye gidiyorum ya siz?
Size doğru gelen yükümlülükler bir başkasının dogrusu olmayabilir. Özellikle ailenizin. Ailemiz bizi niye zorlar? Neden istedigimiz kişilerle görüşemeyiz, neden gitmek istediğimiz yerlere gidemeyiz, eve erken saatte dönme zorunlulugu neden babadan gecer.. Evden çıkarken illa izin mi almamız gerekir? Kardeşler neden hep kuyruk olur. Bir anne evden çıkmak istedigimiz için birikmiş işleri neden yaptirmak için bizi zorlar. Yasak olan kuralları çiğnemek bize cazip gelirken neden kural üstüne kural konulur?
Ya siz! Eğlenmek için hangi sinemanın seansında sevgilinizle el elesiniz? Arkadaşınızla hangi denizin köpüğunde oluşan baloncukları içiyorsunuz? Hangi temizlik malzemesine sarılarak uyuyorsunuz? Evden çıkmak için hangi kütüphanenin kitabını sessizce okuyorsunuz?
4 arakadaş dönem ödevi için okul çıkışı kütüphaneye gitmeyi planlıyorduk. Belki sonrası bir sinema veya bowling de fena olmazdı. Tabi biz kızlar okul tuvaletinde süslenmeyle meşgul olurken herkes eve dağılır ve 2 erkek bizi bahçede beklemekten ağaç olur. Süslenmiş, saçlar yapılmış düğüne gider gibi hazırlanmış bir halde tuvaletten çıkarken okul müdürüne yakalaniriz. Bu kılık ne? nereye böyle? derken! kütüphaneye gidiyoruz desek bile inanmaz. Oysaki Elimizde kitaplar ciddi anlamda kütüphaneye gidiyoruz.
Azarlama, kendimizi ifade edememe derken bahçede bekleyen çocuklar kök salarken bir anda bu müdür oğlanları da görürse hiç inanmaz farklı algılar diye korktuk. Pencereden çocuklara git işareti yaparak onları kovduk. Rahat bi oh çektik. Okul müdürü annenin numarasını ver, siz ikiniz birdaha görüşmeyeceksiniz, ikinizi yan yana görmeyeceğim der ve bizi eve gonderir.
Biz mi? İki göz iki çeşme, hem ödev yalan oldu, hemde çocuklar, hemde kütüphane. Hocadan da dönem ödevi yapilmadığı için de ceza aldık. Bowling, pizza, sinema, hayallerde. Annenizden dayak yemesi de yanımızda cavası. Nede olsa suçumuz çok büyük. Okulda 1 yıl boyunca da arkamızda Azrail takip etti bizi. Sıralarımız bile değişti. Kantinde bile görüşemiyorduk. Kütüphane mi asla ne zaman kütüphaneye gideceğim desek inanmazlardi.
Ailenizin sizi koruması adı altında özgürlüğünüzü teslim etmeyin. Hele ki müdür, ögretmen, arkadaş gibi. 3.şahısların asla hayatınıza müdahale etmesine izin vermeyin. Yalanda söyleseniz doğru da söylesiniz. Nerde olmak istiyorsanız orda olun. Kader yahut adı herneyse sizi oraya çağırıyor. O an orda olmanın mutluluğu olsun içinizde.