Son bir kaç haftadır geceye doğru, akşam saatleri Sultanahmet’te bulundum. Her gittiğimde bir kaç çocuk gördüm. İçler acısı çocukluk.
Ayaklarında ayakkabı yok, üstleri yırtık ve kirli. Gözleri masum, sevecen, umutlu ama bi o kadar yorgun.
Bu çocuklarla iletişime geçmek istiyordum, bir fırsat kolluyordum. Onlarla sohbet etmek, dertlerini bilmek, nerede ne şartlarda yaşadıklarını bilmek istiyordum. Geçen akşam bir fırsatını bulup bir çocuğun yanına iliştim.
Halini hatırını sordum. Cevap verdi ama yüzüme bakmıyordu. Sohbet biraz ilerleyince nerede yaşadığını sordum. Fatih Caminin orada yaşadığını söyledi. “Annen- baban sağ mı ?” dedim “Sağ” dedi. “Peki neden buradasın?” dedim. “Para lazım eve götüreceğim ” dedi. “Ne kadar?” diye sordum. “Yüz kağıt ağabey ” dedi. “Peki neden yüz lira? ” dedim. (Burayı söyleyip sizi de üzmek istemiyorum ama zaruri olarak söylemek zorundayım) ” Eğer getiremezsem Annem ile babam beni döver ” dedi. “Ne kadar topladın evlat bu saate kadar? ” dedim. ” 5 lira abi” dedi. “Neden polise gitmiyorsun? ” dedim.” Gittim ama geri yolladılar bir şey olmaz dediler ” dedi.” Okuyor musun?” dedim. “Evet ilkokul ” dedi. “Hangisi peki ? ” diye sordum. Söyleyemedi, geveledi. (Ya okumuyor ya da Fatih Caminin içinde kuran kursuna gidiyor. Çünkü Fatih Caminin içindeki kuran kursuna mı gidiyorsun dediğimde evet dedi.) “Seni izleyen bir ağabeyin var mı? ” dedim. Sustu ardından “Kuzenim var “dedi. Peki evlat dedim selam verdim ve uzaklaştım.
Aziz dostlar, yıl 2021. Bir Türk evladının haline bakın. Bu evladımız Adıyamanlı. İsim ve soy ismini biliyorum lakin söylemem etik olmaz. Yaşı 11. Annesi ve babası tarafından bu halde. Sultanahmet gibi merkezi bir yerde hiç bir ağabeyimiz, ablamız, annemiz, babamız, polisimiz, bekçimiz, güvenlik güçlerimiz bu evlatlara sormadı mi? Diyeceksiniz ki Aziz sen niye gereğini yapmadın?
Benim ne yaşım nede gücüm var. Koskocaman Sultanahmet‘te bir adet gücü ve imkanı olan insanımız şu çocukları bir karakola ve yahut gerekli yerlere götürmedi mi? Bu çocukları nasıl bir gelecek bekliyor düşünmek dahi istemiyorum. Bu çocukların bir hayatı var ve biz bu hayatı korumak zorundayız. 2021 yılında hâlâ bu tür olaylar oluyorsa benim insanlığa güvenim maalesef ki bitiyor. Lütfen gereğini yapalım. Bu yazım ne edebi, ne tarihi ne de eleştiri yazısıdır. Bu yazım tamamıyla vicdani bir yazıdır. Benim gücüm sadece bu metindir. Bundan öte bir gücüm yok. Ben gereğini yaptım. Keşke daha fazlasını yapabilsem ama maalesef yapamıyorum dostlar. Bir kişiye dahi içinde bulunduğumuz bu acı durumu anlatabildiysem görevimi layığıyla yerine getirmişim demektir. Yazım bu kadar. İyi günler diliyorum, aziz ve pek kıymetli okuyucularım.