Hayatımda ilk defa albino birini görmüş ve gördükten sonra böyle bir hastalığın varlığından haberdar olmuştum. Sahi neydi albino, albinizmi tanıyalım.
Yıl 2016, yanlış da hatırlamıyorsam aylardan da Şubat. Ankara’nın soğuk günlerinde, aksiyonlu bir günde başlamıştı bizim tanışmamız. Hayatımda ilk defa albino birini görmüş ve gördükten sonra böyle bir hastalığın varlığından haberdar olmuştum. Sahi neydi albino, albinizm ? Bunları sizlere Erol ÖZTAMUR anlatsın…
Albinizm; İnsan vücudunu güneşten koruyan renk tonunun üretilmemesine denir. Anne ve baba da ya da bu genin olması gerekir. 19 çeşit Albino türü vardır. Yani tüm albinolar beyaz saçlı değiller. Sarışın olarak düşündüğümüz albino bireyler de olabilir. Genel de göz hastalıkları ile dünyaya geliriz. En bilineni de nistagmustur. Gözlerin titreme sorunu yani uzak ve yakın görme sorunu yaşar. Güneşten çok fazla etkileniriz. Güneşte 10 dakika dahi kalsak vücudumuz yanar ve acılı bir süreç geçiririz sonra vücut tekrar beyaz halini alır yani esmerleşmeyiz. Kas ve kirpiklerimiz de beyaz olduğu için güneşe bakmayız bu yüzden uzun kollu gömlek şapka ve gözlük takmamız gerekir.
Dünya da 17.000/1 albino vardır. nadir hastalık olarak bilinir. (Bence farklılıktır.) Ama ülkeden ülkeye rakamları değişir. Ve her albino hayatında mutlaka sorunlar dışlanmalarla karşılaşır. Yaşlı, dede, ak saç, hayalet, ruh, kör, cadı, uğursuz vs..
Türkiye de 4000-6000 albino var, net sayı belli değil çünkü istatistik yok. Bu konuda ortalama 1500’ü öğrencidir. Ve öğrencilik albino bireyler için zordur ama öncesinde albino bir birey yaşam nasıl başlar nasıl devam eder bir bakalım.
Doğduğunda ailende başlar serüven annen baban gördüğünde şaşırır önce kalbi varsa sarar seni yoksa evin kapısının önünde ekmek düşmanı olursun. İşleri eksik yapan yaptığın işten hayır gelmeyen diğer kardeşlerin hizmetine sunulursun amca teyze görür ailen için sabır dilenen olursun. Dışarı çıkarsın çocukların saçına koluna eliyle vurup kaçtığı olursun göremediğini için oyuna alınmak istenmeyen alınsan da kimsenin istemediği rolleri üstlenen olursun. Kaleye geçer kaçan topu alan ipi sallayan yastık olan hep sen olursun.
Okula başlarsın en öne oturursun ama yine de göremezsin öğretmenin iyiyse destekler seni ama anlamazsa her kelime için önüne kadar gittiğin tahtaya bile göremezsin hocam o uzun neden önde hocam onun yüzünden göremiyorum o dersi bozuyor ki, O olursun akran zorbalığını yaşarsın. Sayısal derslerin hep sorun olur ve genelde de matematik gibi derslerin düşük olur. İhtiyacın olan büyüteç, teleskopik gözlük, büyük puntolu yazıdır ama ya paran yetmez ya bilgin. Almak için bu anlamda en büyük şansın bilinçli insanlar olur onlarla çok güzel yol alırsın.
İşe girerken genelde engelli kontenjanı için seçilen olursun niteliğine bakılmaksızın bir kurumun kontenjan düşürme aracı olursun kurumda doğru bir lider ile karşılaşırsan kendini ortaya koyarsın ama aksi olursa eğitim seviyen de düşükse ya telefona bakarsın ya temizliğe. İşte bu hayatın için de ailen konusunda şanslı değilsen başka şanssızlıklar böyle sürer gider senin için. Mücadele gücünde yoksa sosyal dışlama ile akran zorbalığı ile mobbing ile ömrünü geçirirsin. Ama aksi olursa, sen mücadele edersen hayata karşı duruşunla herkese örnek olursun.
Bazı inançlar da albinolar cadı olarak görülür ve aileye uğursuzluk getireceğine inanırlar. Doğduğu anda öldürürler. Bazı inançlar uzuvlarının şifalı olduğuna inanır ve o daha çocukken kolunu parmaklarını bacaklarını keserler. Bazıları AIDS için şifa der ve kanları alınır. Bazı ülkeler de ise yerel siyasiler seçim zamanı kendilerine uğur getirdiklerine inandıkları için albinoları tutsak ederler bu insanları kaçırmak için kendisine “Albino Hunter” diyen çeteler vardır ve büyücüler doktorlar siyasiler ve hatta polislerle iş birliği yapabilirler.
Tanzanya’da 1400/1 oranında albino var ve aileleri tarafından terkedilmiş çok çocuk var öldürülme riski ile koruma altında ki köylerde kalıyorlar. Çoğu yeterli imkan olmadığı için genç yaşta cilt kanseri gibi nedenlerle ölüyorlar. BM gibi kuruluşlar az da olsa destek oluyorlar. Malavi’de 1800/1 oranında albino var burada ki çocuklar ölümle daha çok yüz yüze ölseler dahi mezarları kazılarak bedenleri kaçırılıyor. Albino olmak bu siyah coğrafya da insana doğduğu anda ölüm duygusunu yaşatıyor.
Peki ne yapmak gerek; Önce ülkemiz de ki özellikle öğrencilerin gözlük büyüteç gibi ihtiyaçları karşılanmalı. Devletin yapmadığı güneş kremi desteği gibi destekler tam olarak sağlamalı. Aileler mutlaka bu durum konusunda nitelikli bir eğitimden geçmeli.
Afrika için acil anlamda güneş kremi elbise şapka ihtiyacı giderilmeli bölge de ki eğitim olanakları artırılmalı ve gelecekte bu zulümleri yaşayan çocuklardan örnek insanlar yetiştirilmeli ve toplumun karşısına çıkarılmalı.
Bu çalışmaları kim yapar derseniz ben varım, tanıdığım onlarca insan var. Oralarda ömür geçirmeye hazırım, yeter ki yola çıkalım. Dünyanın en fazla zulüm görmüş insanlarının ülkesinde, onlardan zulüm gören çocuklara destek olmak için bu ülkede ki çocuklara destek olmak adına…
Hayat herkese eşit davranmıyor ama bizler belki ülkemizde ki ve Afrika’da ki insanlara yardımcı olabiliriz. Albino bir birey tanıdığım için şanslıyım…
İyi ki varsınız…