Dostluk üzerine yazılmış şiirler, şarkılar, hikayeler, sözler vardır. Peki hemen hemen her şeye konu olan bu kavramın bende bıraktığı etki nedir biraz da bunu konuşalım.
Yüzde tebessüm bırakan dost adını verdiğimiz bu kavrama küçük yaşlardan itibaren tanık oluruz. Tabii ki o zamanlarda bu kavramın tam olarak adını koyamasak da birlikte neşeyle gülüp oynadığımız, birimizin düşüp dizleri kanadığında oyunu bırakıp telaşla yanına koştuğumuz o masum günlerin başka bir tanımı olamazdı…
Dost demek gözün kapalı güvenebileceğin, birlikte gülüp eğlenebildiğin, zor zamanlarında varlığını her daim hissettiğin, hata yaptığında dahi eleştirip yargılamak yerine bundan ders çıkarıp çözüm yolu ürettiğin, arkanda dağ gibi duran kişidir. Her anlamda güç aldığın bu dağ seni asla yarı yolda bırakmaz. İşte bu yüzden insanın arkadaşı çoktur ama dostum diyebileceği insan sayısı çok azdır. Çünkü bunun içini doldurabilen tüm bu ayrıcalıklara sahip koşulsuz, çıkarsız yanında duran insan sayısı çok azdır.
Aradan kaç yıl geçerse geçsin, araya giren mesafelerin mesafe olmaktan öteye gidemediği güçlü bir bağdır dostluk ilişkisi. Yaşın ne kadar ilerlerse ilerlesin, hayatında ne değişirse değişsin, hep aynı kalan hatta giderek büyüyen; geçen yıllara meydan okuyan ve bir araya gelince ‘hatırlıyor musun?’ ile başlayan ortak geçmişin verdiği haz ve mutluluktur bu bağ.
Yıllanmış tüm dostluklara ve hep dost kalanlara.. Sevgiyle…