Gülüm, gültenim, gülendamım.. Yığınla gül ektim kalbimden toprağına uzanan. Soldurmuyorum da.. İyi ol, iyi kal.
Yaralı bir beden,
Mecalsiz bir göz,
Ve artık gülleri sevmeyen bir kadın..
Gülendam,
Solmuş gülüşünü hatırlarım hep,
Kırmızıya olan tutkunu anımsar yüreğim.
Sensiz geçen kaçıncı bahar, kaçıncı çarşamba,
Yüzünü gözlerime zırh ettiğim kaçıncı gece bu,
Kahır dolu kaçıncı satırı döküyorum sayfalara.
Gülüm, gültenim, gülendamım,
Bu kaçıncı sulayışım toprağını,
Solan her yaprağını kaçıncı budayışım,
Gözlerim kaçıncı hüznünü teslim etti ahına.
Oysa kaç cenneti soldururdu gülüşün,
Kaç kışı bahara çevirirdi gözlerin,
Kaç ruhsuz bedene can olurdu sıcak ellerin.
Gülüm, gültenim, gülendamım,
Kırmızı güller donattım her karışına,
Her gün tertemiz eyledim, bembeyaz teninin esir olduğu beyaz taşları.
Kaç yeşil yaktım uğruna,
Kaç maviyi siyah eyledim gönlümde,
Kaç kırmızıyı toprak kızılına amade ettim,
Kaç kalbi parçaladım, burktum, ezdim de,
Yine de gelmedin, kavuşamadım sana.
Gülüm, gültenim, gülendamım,
İyiliğinin son deminde olan bu dünyada,
Ben hâlâ iyiyim senin için, bizim için,
Seninle kavuşmak,
Kırmızı olan her şeyi yeniden sevmek,
Gül bahçeleri ekmek için.
Gülüm, gültenim, gülendamım,
Yığınla gül ektim kalbimden toprağına uzanan,
Soldurmuyorum da..
İyi ol,
İyi kal,
İyiyim ben,
Kırmızıları sen belledim,
Bekliyoruz seni,
Sana gelmeyi…