“Yazmak insanın derdini paylaşıma açmasıdır” diyor Bekir Develi… düşününce ne kadar doğru bir söz diyorum. Yazmak derdini dünyaya açmaktır.
Nasıl bir derdimiz, bir sıkıntımız olduğunda birine anlatıp rahatlıyor, derdimizin yükünü azaltıyorsak, yazmak da bize bu konuda aynı etkiyi sağlıyor.
Kendimden örnek vermek gerekirse; ben kendimi bildim bileli elimde bir kalem bir kağıt bir yerlere iyi kötü bir şeyler karalayan bir insan oldum. Yazma tutkumu, tecrübelerimi, duygularımı paylaşmaktan hiç çekinmedim. Daha çok küçükken abimin yapmış olduğu kartondan bilgisayarda bile hayalimde yine bir şeyler yazdım.
Büyüdüm, belli bir yaşa ve bilgi birikimine kavuştuktan sonra; Öykü yazdım, şiir yazdım, günlük yazdım, şarkı sözü yazdım, radyo metni yazdım, haber yazdım, köşe yazısı yazdım, deneme yazdım. Ama hep yazdım… Hatta bu yazdıklarımdan ödül aldığım maddi kazanca çevirdiğim bile oldu. Ama amacım her zaman para kazanmak değil, içimdeki bu tutkuyu yaşatmaya çalışmak oldu.
Şimdi anlıyorum ki, yazmak benim içimde bir sonu gelmeyen tarifsiz bir tutku. Metin benim hayatımın hep içinde… Dalları ve kategorileri ne olursa olsun kelimelerle bir anlatı oluşturmak beni ben yapan en önemli şeylerden biri. Hakan Günday’ın da dediği gibi “Kelimelerle ne kadar çok yapılacak şey var. Yazarak düşünmek düşünmenin en iyi yoluymuş. On binlerce kelime arasında düşünmenin en iyi yolu yazmakmış.”
Yazmaya karşı içimdeki bu hevesi hiç kaybetmedim. Çünkü hep şuna inandım; yazmak derdini dünyaya açmaktır. Yazmak: içini paylaşmaktır. Sıkıntılarını, mutluluğunu, idealini ya da düşündüğün ne varsa onu kaleme almak, sizi huzura kavuşturan benliğini rahatlatan bir şeydir. Bu tutkuyla yaptınız eylemi milyarlarca insanın bulunduğu bu dünyada kaç kişiye ulaştırabilirsiniz meçhul ama ruhani bir huzura kavuşmanıza sebep ona eminim.
Bu yüzden tavsiyem, iyi kötü bir yerlere hep bir şeyler yazın. (Tabi kaybolmasını istemezseniz güzel bir ajanda bu keyfi katlayacaktır.) Bir derdiniz var, ya da çok mutlu olduğunuz bir haber mi aldınız mutlaka yazın. Okuduğunuz bir kitapta hoşunuza giden bir cümle mi yakaladınız yazın, sevdiğiniz bir şarkının sözü dokundu mu yüreğinize yazın, kimseye anlatamayacağınız bir sıkıntınız mı var yazın içinizi dökün o kağıtlara. Okunmasından korkuyorsanız sonra yırtın atın. Ama mutlaka yazın, bazen düşünmenin en iyi yolu yazmaktır. Aklımızdan bazı düşünceler geçer, ama söze dönüşmez içimizde kalır patlar gider hatta. Bu sıkıntıyı çekmek yerine kaleme almak sizi rahatlatacaktır, dediğim gibi sonra yırtar veya yakarsınız ne olacak…
Ben Sait Faik ‘in “Yazmasam deli olacaktım” dediğini gibi yazmasam deli olurdum galiba. Yaşadığımız bu dünyada her birimizin deli olmasına ramak kalmışken, aklımızı korumanın en güzeli yolu bir kağıt ve kalemken bildiğimiz her şeyi neden yazmayalım ki…