Ankara’nın Beypazarı ilçesinde, bulunan ‘Anadolu Açık Hava Müzesi Yaşayan Köy’ ile çocuklara kırsal hayatı yaşama imkanı sunuluyor.
Çocuklar, köy yaşantısının anlatıldığı alanda sebze toplayıp, oğlak besliyor.
Beypazarı’nda kadın girişimci Sema Demir tarafından kurulan ‘Anadolu Açıkhava Müzesi Yaşayan Köy‘, ziyaretçilerine köy yaşantısı sunuyor. Köy, Karadeniz Bölgesi’nin ‘göz dolma evi’, Akdeniz Bölgesi’nin ‘düğmeli evi’, İç Anadolu Bölgesi’nin ‘Ankara bağ evi’ ve geleneksel mesleklerin yer aldığı ‘Anadolu Çarşısı’ ile dikkat çekiyor. Türk- Anadolu kültürü temalı köyde Türkiye’nin 7 bölgesinden mimari ögeler yer alıyor.
‘Yaşayan Köy’de 5 ile 12 yaş arasındaki çocuklar için ‘Köyde Bir Gün’ etkinliği düzenleniyor. Etkinliğe katılan çocuklar, geleneksel kıyafetler giyerek, kırsal yaşamı deneyimleme imkanı buluyor. Doğayla hayvanlarla iç içe olan çocuklar, Anadolu’nun simge hayvanlarını yakından tanıyarak tarım ve hayvancılıkla ilgili bilgiler öğreniyor. Bostandan sebze toplayan çocuklar, el değirmenlerinde mısır öğütüyor, oğlakları besliyor. Ayrıca geleneksel usullere göre çamaşır yıkayan kişiler, maniler eşliğinde ekşi mayalı ekmek yoğurup, üretime dayalı kırsal yaşamı yakından tanıma fırsatı buluyor.
’20 BİN ZİYARETÇİMİZ OLDU’
Anadolu Açık Hava Müzesi Yaşayan Köy Proje Koordinatörü Halk Bilimci Cihan Erden, köyün 2016 yılında ziyarete açıldığını belirterek, burada farklı yaş gruplarına göre tematik etkinliklerin düzenlendiğini dile getirdi. ‘Köyde Bir Gün’ etkinliğinin çocukların kırsal yaşamı deneyimlemeleri üzerine kurulduğunu anlatan Erden, “Şehirde insanlar beton ve asfalt arasında sıkışıp kalmış durumda. Toprağa dokunabilecekleri, doğayla iç içe olabilecekleri alanlar son derece sınırlı. Yaşayan köy bu anlamda o ihtiyacı gideriyor. Sabahtan akşama kadar 6 saatlik programla eğitimimizi tamamlamış oluyoruz. Yaşayan köy yaklaşık 25 dönümlük arazi üzerinde hizmet veriyor. Son dönemde koronavirüs gündemi dolayısıyla insanlar kapalı mekanlara girmek istemiyor, kalabalıkta bulunmak istemiyor. Burada ziyaretçilerimiz sosyal mesafeyi de koruyarak zaman geçirebiliyorlar. Geçen yıl yaklaşık 20 bin ziyaretçimiz oldu. Önümüzdeki yıllarda artış olacağını ümit ediyoruz. Köyde bir gün etkinliğini sosyal medya üzerinden duyuruyoruz. Hem aileler hem çocuklar Ankara gibi bir yerde doğayla iç içe vakit geçirebildikleri için üretime dayalı kırsal yaşamı deneyimleyebildikleri için oldukça eğlenceli vakit geçiriyorlar” dedi.
‘BURAYA BAYILDIM’
Ailesiyle birlikte köye ilk kez gelen Kayra Özbay, doğal hayatta olmaktan duyduğu mutluluğu anlattı. Özbay, “Gerçekten Rize’de yaylalara çıkmış gibiyim öyle bir hava var burada. Yöresel kıyafetler giydik bu yöreye aitmişiz gibi hissettik. Buradaki hayvanları sevdik, kucakladık. Hatta tavuklarla salıncakta sallandık. Burası eski insanların ne kadar iyi bir gün geçirdiğini anlatıyor. Biz hepimiz teknolojiye bağımlıyız ama burada gerçekten insanlar bir iş yapıyor. Ben buraya bayıldım” diye konuştu.
Kızlarıyla birlikte köye üçüncü kez geldiğini belirten Nadiye Can, açık alanlarda vakit geçirmeye ve çocuklara köydeki etkinlikleri tanıtmaya çalıştığını söyledi. Can, “Ankara’da binalar arasında olmuyor. Burada bir süre etkinlik var. Çocukları teslim ediyorum bende Karadeniz evinde keyif yapıyorum. Umarım çocuklarımız bugünleri hatırlarlar. Ankara’da şehir hayatında sosyal aktivitelerimizde devam ediyor. Ama köy hayatından da vazgeçemiyoruz” dedi.