Üniversitede okumak her zaman gençlik için birtakım sıkıntılar ile karşımıza çıkar. Üniversite gençliği hayata mutsuz başlıyor…
Okumak kendini geliştirmek geleceğe hazırlanmak ne özel bir duygudur insan için. Doğar doğmaz büyürken okullar sırasıyla girer hayatımıza ilk orta lise sonra üniversite o parlak bir ışık gibidir. Hayaller farklı bir şehirde okuma isteği gençlik isteklerimiz beklentilerimiz. Ailemizin ekonomik ölçütüyle okuruz yurtta kalmak, evde kalmak tek başına hayatını daim ettirmek. Türk aile yapısında çocuğu uzun dönem arkasını bırakmaz korur kollar. Ancak özellikle ailesinden uzak bir şehirde okumak zorunda kalan gençlerin karşılaştığı zorluklar hepimizi üzmektedir.
Üniversitede okumak her zaman gençlik için birtakım sıkıntılar ile karşımıza çıkar. Okul eğitimi yeterli gelmediğinden özel ders ya da özel eğitim kurumlarından destek almak zorunda kalırız. Monoton geçen bir yılın ardından dakikalara sığdırılmış sınav heyecanını yaşarız aldığımız puan hangi şehir üniversitesine yeter bunun derdine düşeriz. Gittiğimiz şehirde yurt apart otel ev problemi yaşarız. Şanslıysak burs alabiliriz ya da devlete borçlanarak eğitim hayatına başlarız. Bu süreç bu şekilde yol alırken sanayileşmesi hızlı ülkelerde iş bilen eleman ihtiyacı artar.
Sanayileşme ile hız kazanan toplumsal değişmeler, bilim ve bilimsel bilginin toplumda en üstün değer olarak benimsenmesini sağlamıştır. Bilimsel bilgiye ve bu bilgiyi temin eden eğitim kurumlarına böyle bir ilginin başlangıcı, sanayileşmeyle birlikte doğan kalifiye işgücü ihtiyacı ile açıklanabilir. Eğitim sürecinin önem kazanması, gençlerin yetişkinler iş yaşamına katılma sürelerini uzatmış; kadınların da çalışma yaşamına yoğun katılımıyla birlikte gençler, ev dışında daha fazla vakit geçirmeye başlamışlardır. Bu gelişmeler o zamana kadar gencin sosyalleşmesinde birincil sosyalizasyon aracı olma özelliği taşıyan ailenin önemini azaltmış ve eğitim kurumları ile arkadaş gruplarını gencin topluma hazırlanmasında temel referans noktaları haline getir
Ev sahiplerinin öğrencilere yüksek fiyatta ev vermeleri emlakçıların bu piyasayı körüklemeleri merhamet ve vicdan duygusunda eksik para sever insanların oluşturduğu bu ortamlar bizi üzmektedir.
Toplumumuzun geleceği açısından gençliğe verilmesi gereken bu öneme rağmen, özel olarak eğitim sisteminin yetersizliğinden genel olarak da toplumsal yapıdaki aksaklıklardan kaynaklanan başta işsizlik, enflasyon gibi sorunlar genç nüfusun kendi gelecekleriyle ilgili olarak kaygılar taşımasına neden olmaktadır. Gelecekle ilgili bireysel kaygılarının peşine düşmüş bir kitlenin toplumun genel menfaatlerini düşünerek eylemde bulunmasını beklemek fazlaca iyimser bir tutum olacaktır. Bu türden sıkıntılara bir de son zamanlarda dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak üniversite gençliğinin hayata bir sıfır mağlup başlaması bizi kaygılandırmaktadır.
Doğru meslek tercihi severek işinin yapılması mutlu bir gelecek her alanda olduğu gibi karamsar olmayı istemesem de yapılabilecek çözümler ile bazı durumlar aşılabilir. Burs destekleri uygun yurt projeleri okullardan alınacak stajyer öğrenci programları ile işsizlik sorunun çözümlenmesi aklıma gelebilecek basit uygulanabilir çözümlerdir. Okuduğu bölümle doğru orantılı bir işte çalışmak insanı mutlu edecektir.
Özellikle orta halli bir ailenin çocuğu iseniz her şeyin kıymetini biliyorsunuz ama önünüze çıkan taşları temizlemek sizi yoruyor. Şahsım adıma okumak isteyen her birey okuma hakkını almalıdır. Yapılabilecek en güzel destek bu şekliyle gerçekleştirilmelidir.