Geceyi tüm sükunetimle karşılarken yazıyorum. Ne iyi ne de kötüydü bazı şeyler… Nasıl algılarsak öyle gelişiyor hayat…
Mutluluk senin bakış açın mutsuzluk ise sana açık olan pencerenin kapanmasıydı. Ama biliyoruz ki, kendini sürekli yenileyen bir umudumuz var. Farkına varmasak da bizi ayakta tutan tek şey. Çünkü tutunacak dalımız olmadığında yaşamak çekilmez hale geliyor. Etraftaki her ses, her nefes bir zulüm oluyor.
Hayatta yaşarken birçok şeye tutunabiliyoruz. Bazen bir kişiye, bir eşyaya bazen de bir hatıraya tutunuyoruz. Sonra dinginleşiyor ve bu tutunduğumuz şeye sevgi veya huzur adını veriyoruz. Umut, hayatta tutunduklarımızdan oluşuyor da diyebiliriz.
Bir de her şeyi kapatan bir kör nokta var. Kimsenin düşmesini istemediğim bu karanlığın sonunda ışığı göreceğimizi biliyoruz. Umut işte burada başlıyor. Birkaç tehlikeli adım atmalıyız bu kör noktaya. Ardından ışığı gördüğümüzde emin adımlarla yürümeye başlamış olacağız. Umut ışığın arkasındaki dünyada. Herkesin o dünyayı bulması dileğiyle, sevgiler…