Evet bu Ülkenin en unutulmaz edebi ve kültür değeri; Sabahattin Eyüboğlu’nu (1908-1973) konuşalım bu yazımızda.
Eyuboğlu, insanlığın geleceği için gerçek sanata gerçek bilime dayanan, daha doğrusu onlarla kaynaşmış, onlardan ayrılmaz bir bütün halinde oluşmuş bir “toplum yönetimi”ni müjdeler gibidir. Böylesine bir düzene “ütopya” diyenlere şu karşılığı verir: “… İleri fikirlere ütopya demek öylesine moda oldu ki, yaşasın ütopyalar, demek geliyor insanın içinden. Öyle ya, topsuz tüfeksiz bir dünya ütopyai dayaksız eğitim ütopya, cehennemsiz ahlâk ütopya bitsiz, sıtmasız köy ütopya… Ne gariptir ki bu fikirlere ütopya diyenler kendi hayatlarında, zevklerinde gerçekten çok hayale, ruha, masal dünyalarına düşkün oluyorlar da bu fikirleri güden gerçekten gayrısına inanmıyorlar.”
Demiştir, Eyüboğlu için Pertev Naili Boratav.
Evet bu Ülkenin en unutulmaz edebi ve kültür değeri; Sabahattin Eyüboğlu’nu konuşalım bu yazımızda.
Doğu ile Batı uygarlıkları arasındaki kültür köprüsüdür Eyüpoğlu,
Farklılıkların yeniliklerin yerel ve ulusallığın öncüsüdür döneminin, hatta Eyüboğlu ailesi Cumhuriyet döneminin en önemli ailesidir.
Deneme, çeviri, eleştiri ve inceleme alanlarında eser vermiştir.
Sanat, edebiyat konularında denemeler yazmıştır.
Türk dilinin, edebiyatının ve tarihinin Anadolu ve halk dilinin özelliğini her daim korumuştur eserlerinde,
Anadolu kültürünü tüm eserlerinde özveriyle anlamaya ve anlatmaya çalışan yapıtlarıyla edebiyatımızın ve dilimizin gelişmesine katkıda bulunmuştur…
Sabahattin Eyuboğlu, halkının ve köylüsünün gözü ve hayaliyle şekillendirmiştir eserlerini,
Toplumsal sorunlarımızı ve sanat sorunlarını güçlü bir kültürle araştırmıştır.
Türk tarihi içinde Anadolu’nun en bilinçli kültür işçisidir, Anadolu kültürünün nefesidir.
Türk kültürünü Anadolu halk kültürüyle birleştirerek modernize etmiştir.
Eski Yunan ve Anadolu uygarlıklarıyla ilgili, sanat tarihi ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
Sabahattin Eyuboğlu, halkının ve köylüsünün ruhuyla konumlandırdığı eserlerini,halkın görüşleriyle birleştirerek oluşturmuştur.
Kültürümüze zarar verdiğini düşündüğü softaları, kara aydınları ve para babalarını eleştirmiştir…
Aynı zamanda ,Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu‘nun ağabeyidir.
Öğretim üyesi yetiştirme amacıyla Avrupa’ ya gönderilen öğrenciler arasında yer aldı (1928), çeşitli Fransız üniversitelerinde dil, edebiyat, estetik öğrenimi gördü, İngiltere’ye gitti, yurda dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doçent oldu (1933-1938);
Milli Eğitim Bakanlığı’nda müfettişlik, Talim Terbiye Kurulu üyeliği, Tercüme Bürosu Başkanlığı, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde öğretmenlik yaptı,
Paris gezisinden sonra müfettişliğini sürdürdü, fakültedeki derslerine döndü, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde sanat tarihi okuttu.
Çeviri ve düşüncelerinden ötürü iki kez tutuklanmıştır.
İlk yazılarından başlayarak, deneme ve eleştiri türlerine yöneldi, kendi düşünce birikimine eklenen çok gerekli ve değerli çevirilerle de kamuoyuna ışık tuttu (Montaigne, Rabelais , Platon, Melville, La Fontaine,).
Devlet çevirisindeki emeği TDK 1959 Çeviri Ödülü’ nü, Mavi ve Kara kitabı 1960 Ataç Armağanı’nı kazandı.
Anadolu uygarlığının öncü kaynaklarını belgesel film çalışmalarıyla da değerlendirdi, Gökberk , İpşiroğlu, , Albek ile :
Hitit Güneşi ;Berlin Film Festivali’nde ikinci, Anadolu Ormanları, Surname, Göreme, Anadolu’da Roma Mozaikleri, Anadolu Yolları, Eski Antalya’nın Surları, Ana Tanrıça vb. yaptılar oluşturdular.
Başlıca eserleri: Fransız Realizmi (1940), Mavi ve Kara Yunus Emre’ye Selam
ölümünden sonra derlenenler: Sanal Üzerine Denemeler, Pir Sultan Abdal ,Gökyüzü Mavi Kaldı,, Köy Enstitüleri Üzerine, Sanat Üzerine Denemeler ve Eleştiriler.
Yani Sevgili okurlar ; bir ömre sığdırılmış bunca güzel eser, yetmez yetiştirilmiş bir çok başarılı öğrenci…
Bilime, sanata, değerlere adanmış bir ömrün en güzel resmidir bence,
64 yaşında 1973 yılında vefat eden yazarımız bulunduğu dönemin, tarihinin ve kültürünün en önemli değeridir.
Türk kültürünün kökenlerine ve sorunlarına ilişkin yazılarıyla çağdaşlarını ve kendisinden sonra gelen kuşakları etkilemiştir.
Köy enstitülerine kattıklarından dolayı;
Kendisine minnettarız…