Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı (TİHEK) Muharrem Kılıç, “Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşı çerçevesinde ortaya çıkan gıda krizinde, uluslararası duyarlılığın ve vicdanın sesi olarak harekete geçti” dedi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı (TİHEK) Muharrem Kılıç, “Türkiye’nin sığınmacılar konusunda da etik ve ahlaki bir duruş sergilediğini, bütün dünya ülkeleriyle mukayese edildiğinde pozitif ayrıştığını görüyoruz” dedi.
TİHEK Başkanı Kılıç, Ankara’daki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, kurumunun 2022 yılındaki faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme yaptı. Kılıç, bu yıl insan haklarının korunması ve geliştirilmesi kapsamında 5 sempozyum, 3 zirve, 1 panel ve 1 fuar etkinliği düzenledikleri, insan hakları temalı resim ve makale yarışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi.
Toplumsal barışı ve huzuru tesis ve temin edebilmek adına mutlaka eşitlik ilkesinin tesis edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, TİHEK’in, Ulusal İnsan Hakları Kurumları Küresel Ağı (GANHRI) akreditasyon sürecini tamamladığını aktardı.
‘AVRUPA İNSANİ KRİZLERİ DAHA DA DERİNLEŞTİRDİ’
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıç, Türkiye’nin dünyada yaşanan küresel krizlerdeki tutumuna ilişkin, “Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşı çerçevesinde ortaya çıkan gıda krizinde, uluslararası duyarlılığın ve vicdanın sesi olarak harekete geçti. Ayrıca Türkiye’nin sığınmacılar konusunda da etik ve ahlaki bir duruş sergilediğini, bütün dünya ülkeleriyle mukayese edildiğinde pozitif ayrıştığını görüyoruz. Göçmen ve sığınmacı sorunu, bir ülkenin sorunu değildir. Avrupa başta olmak üzere tüm ülkelerin başına gelebilecek insani krizler her an tetikte, kapıda bekliyor.
Bu bir sınav alanı, bu sınavda Avrupa’nın özellikle; din, dil, ırk, renk temelinde seçkinci ve elitist tutumu ve göçmenleri dışlayıcı politikalarıyla insani krizleri daha da derinleştirdiğini görüyoruz. Sığınmacı hareketliliğinin en büyük mağdurları kadınlar ve çocuklar. Bütün dünya istatistikleri bunu ortaya koyuyor. Ne yazık ki bu sürece sahip çıkmamaları gerçekten insanlık vicdanını yaralayıcı bir durum. Türkiye’nin fazlasıyla taşın altına elini koyduğunu, kapasitelerini zorlayarak bir sığınmacı politikası ortaya koyduğunu görüyoruz. Başta Avrupa olmak üzere, bütün dünyanın insan hakları ihlallerine yol açan göçmen ve sığınmacı politikasından bir an önce vazgeçmeleri gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.