Anadolu’da eski dönemlerde üretilen 20 kumaş, Mezopotamya’da yaşamış 12 tarihi kadın figürle yeniden hayat buluyor. Türk ve İtalyan modacıları bir araya getiren ‘Enheduanna’ projesi kapsamında geniş katılımlı bir tasarım yarışması da düzenlenecek.
Mezopotamya’da yaşamış tarihi 12 kadın figür için Anadolu’ya özgü coğrafi işaretli 20 kumaşın kullanılacağı moda tasarım projesi ‘Enheduanna’ Türk ve İtalyan modacıları bir araya getirecek. En eski medeniyetlerden bazılarının yaşadığı Anadolu’nun dokuma kültürü mirasını günümüzün modern tasarım anlayışıyla buluşturacak proje kapsamında yarışma ve defile gerçekleştirilecek.
Adını Mezopotamya’daki eski medeniyetlerden biri olan Akad Kralı Sargon’un kızı Enheduanna’dan alan projenin tanıtım toplantısı İstanbul İtalyan Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Bahçeşehir Üniversitesi, Avrupa Tasarım Enstitüsü, İtalyan Kültür Merkezi İstanbul, Rahmi M. Koç Müzesi ve FN Studio paydaşlığında, ADDU (Allin Design and Development Union) tarafından organize edilen projeyle ilgili toplantıya İtalya Büyükelçisi Giorgio Marrapodi de katılırken, İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Salvatore Schirmo açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Program lansmanı ise Enheduanna Projesi Küratörü Dr. Pınar Sipahi, Anadolu Tekstil Ağı Kurucusu Fırat Neziroğlu ve İtalyan Kültür Merkezi İstanbul Kültür Ateşesi Andrea Baletta tarafından gerçekleştirildi.
ANADOLU’DAN 20 KUMAŞ, MEZOPOTAMYA’DAN 12 KADIN FİGÜR
Proje kapsamında, Anadolu kültüründe yer alan coğrafi işaretli 20 tarihi kumaşın kullanılacağı bir moda tasarım yarışması düzenlenecek. Yarışma kapsamında Mezopotamya’da yaşamış tarihi 12 kadın figür için giysiler tasarlanacak. IED Avrupa Tasarım Enstitüsü tarafından organize edilen projenin jüri üyeleri arasında Fırat Neziroğlu, Özlem Erkan, Giovanni Ottonello, Frances Venneri, Zeynep Öcal Özcan, Luca Peyronel gibi moda sektörünün tanıdığı isimler yer alacak.
TASARIMLAR İÇİN DEFİLE DÜZENLENECEK
Anadolu kadınlarına destek olmayı da hedefleyen projenin ‘Tarih ve Kültür Kurulları’ 24-25 Ocak’ta Bahçeşehir Üniversitesi, Fazıl Say Konferans Salonu’nda yapılacak. Enheduanna Yarışması’nın kıyafetlerinin üretimi ise FN Stüdyo önderliğinde 6 Mart ve 18 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek. Yarışma süreci, Avrupa Tasarım Enstitüsü tarafından verilen ödül ile tamamlanacak. Üretilen ürünler, 15 Mayıs’ta Rahmi M. Koç Müzesi’nde, düzenlenen defileyle sergilenecek. Aynı gece kazanan yarışmacılar için ödül töreni de yapılacak.
TEKSTİLİN DOĞDUĞU TOPRAKLAR
Proje ile ilgili bilgiler verilen lansmanda, organizasyonda yer alan isimlerden bazıları konuşma yaparken Anadolu Tekstil Ağı Kurucusu, Bahçeşehir Üniversitesi Kreatif Endüstriler Araştırma Merkezi (BAUKEM) Moda Teknolojileri ve Tasarım Koordinatörü Fırat Neziroğlu, Anadolu’nun tekstilin doğduğu topraklar olduğunu belirterek “Bulunan en eski kumaş Çatalhöyük’tedir. Bulunan en eski halı da Türk düğümüyle dokunmuştur. Kilimin dünyadaki adı kilimdir.
Bilinen en eski uygarlıklar da Anadolu’da olduğu gibi giyim kuşam kültürünün en eski örnekleri de yine bu topraklarda doğmuştur. Bu kadim zamanların bilgileri ışığında gelişen Anadolu dokumaları coğrafya ve iklimi ile bize benzersiz örnekler hediye etmiştir. Günümüzde bu yöntemler ile dokunan kumaşlar hem doğaya saygılı, hem de sürdürülebilir olmanın gerçek örneklerini bizlere yeniden öğretmektedir ”dedi.
“ANADOLU SANATINI DÜNYAYA TANITIYORUZ”
Fırat Neziroğlu, “İtalyan Tasarım Günleri uzun yıllardır yapılan, İtalya ve Türkiye Cumhuriyeti’nin birlikte ortaklaşa İtalyan kültürünü dünyaya tanıttığı bir projedir. Eş zamanlı pek çok ülkede de bu proje devam ediyor. Türkiye ayağındaki özellik ise Türkiye’deki Anadolu sanatını aslında dünyaya tanıtıyor olmamızdır. Çünkü burada konumuz Enheduanna, dünyanın bilinen ilk kadın şairi ve ilk Türk bilimcisidir.
Dolayısıyla biz Enheduanna’nın Sümerler’de, Akatlar’da bu eski durumunu dünyaya anlatmak istiyoruz. Çünkü kendimiz çok farkında değiliz ama bütün kültürlerin, dilin, yazının ve pek çok zanaatın ortaya çıktığı yer aslında Mezopotamya ve Anadolu toprakları içindedir” açıklamasını yaptı.
KADININ GÜCÜNE VE ÜRETİME DİKKAT ÇEKİLECEK
Enheduanna Projesi Küratörü Pınar Sipahi ise kadının gücüne vurgu yaptı. Sipahi şunları söyledi:
“Enheduanna kadın gücüne, değerine, üretimine dikkat çekmek isteyen bir proje. Bunu yaparken uygarlığın doğduğu topraklar olan Mezopotamya’yı ve burada yaşamış güçlü kadınları yol alıyor. Yine kadının ürettiği dokuma kumaşları kullanarak İtalyan bakış açısı ile dünyaya tanıtmayı hedefliyor. Türkiye henüz farkında olduğumuz ya da olmadığımız çok fazla kültürel zenginliğe sahip. Ancak bu kültürel değerlerin tamamlanması değerlendirilmesi ve tanıtılmasında uluslararası bakış açısının önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için Enheduanna projesinin İtalya tasarım anlayışı birlikteliği ile gerçekleştiriyoruz.”
CİNSİYET BARİYERLERİNİ YIKAN FİGÜR
İtalyan Kültür Merkezi İstanbul Müdürü Salvatore Schirmo da “Enheduanna Mezopotamya antik çağının önemli bir figürü olarak tarihteki ilk bilinen kadın şair olarak tanınıyor. Cinsiyet bariyerlerini yıkan bir figür olarak öne çıkıyor. İtalya moda endüstrisinde uzun yıllardır etkili bir güç. İtalyan ve Türk kurumları arasındaki iş birliği kültürü, özellikle tarih, moda ve tasarımı tanıtma açısından fırsatları zenginleştirecektir. İstanbul İtalyan Kültür Enstitüsü için Türkiye ile İtalya arasındaki çeşitli kültürel bağları bir araya getiren, cinsiyet konularına vurgu yaparak genel halkın ilgisini tarih geleneği gibi yenileyen girişimleri teşvik etmek önemli” diye konuştu.
“İLGİNÇ VE İDDİALI BİR PROJE”
İtalyan Kültür Merkezi İstanbul Kültürel Ataşesi Andrea Balletta ise arkeolog olarak, antik Yakın Doğu uzmanlığıyla, Enheduanna projesinin geçmişin gelenek ve göreneklerinin rekonstrüksiyonu ve yayılması açısından büyük perspektifler sunacağına inandığını söyledi.
Tarihsel çalışmalar açısından, Enstitü’nün ‘farklı dünyaları’ birleştiren, yalnızca görünüşte uzak olan çabaları desteklemeye her zaman hazır olduğunu belirten Balletta şöyle konuştu :
“Bu son derece ilginç ve iddialı projeden en iyi şekilde yararlanmak için bilim adamları, şirket sahipleri ve kurumsal temsilcilerin dahil edilmesi önemlidir. Antik Yakın Doğu’nun daha geniş anlamıyla, sadece Mezopotamya’yı değil, aynı zamanda Anadolu’yu da içeren bu işbirliği çabası, tarihî figürlerden, dekoratif ve süsleme geleneklerine kadar olan bir zaman diliminde kapsamlı bir taslağın ortaya çıkmasını sağlayabilir.”