Pençe Kartal-2 operasyonu ve 13 vatandaşın şehit edilmesiyle ilgili TBMM’de Gara görüşmesi ve operasyonu anlatıldı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Genel Kurulu’nda dakika dakika Gara operasyonunu anlattı. Akar, operasyonda teslim alınan iki teröristin, mağarada tutulan 13 kişinin sözde mağara sorumlusu turuncu kategoride aranan ‘Sörej’ kod adlı terörist Kamuran Ataman tarafından başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildiklerini teyit ettiklerini söyledi.
TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Genel Kurula CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Bakan Akar, Irak’ın kuzeyinde Gara bölgesinde gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 operasyonu ve 13 vatandaşın şehit edilmesiyle ilgili milletvekillerine bilgi verdi.
Akar, Irak’ın kuzeyinde varlığını sürdürmeye çalışan PKK’ya karşı mücadelenin artan şiddet ve tempoda aralıksız devam ettiğini söyledi. Akar, operasyona ilişkin çizelgeler ve fotoğrafları kürsüden göstererek dakika dakika operasyonu anlattı. Teröristlerin büyük bölümünün sözde güvenli bölge olarak Gara’yı seçtiğini ve buraya yerleştiğini kaydeden Akar, Gara operasyonunun, herhangi bir şekilde karadan destek olmadan yapıldığı için önceki operasyonlardan farklı olduğunu, hedeflere yönelik ayrıntılı çalışma yapıldığını bildirdi. Akar, “Dost ve müttefiklerimizle koordine edilen harekat öncesinde hedefler özenle seçilmiştir. Öncesinde kara ve hava kuvvetleri arasında ayrıntılı planlanan koordinasyonda gerçekleştirilmiştir” dedi.
’48 HEDEF VURULMUŞTUR’
Akar, 13 Şubat saat 02.55’te İHA ve SİHA’ların desteğiyle harekatın başlatıldığını belirterek, “Planlanan 50’den fazla hedeften 48’i vurulmuştur. Hedeflerin vurulmasına müteakip saat 05.45’te hava harekatı başlatılmış ve özel kuvvetler helikopterle inmeye başlamıştır. İlk temasta bölgelerden birinde bu olayların gerçekleştiği yere ilk inildiğinde 2 şehit ve 1 yaralı olmuştur. Yaralı subayımız hastanede şehit olmuştur. Harekatın tamamında 3 şehit 3 yaralı olmuştur” diye konuştu.
‘SADECE GÖZ YAŞARTICI BOMBA KULLANILDI’
Bakan Akar, arazinin yapısına ilişkin elindeki fotoğrafı göstererek, “Arazinin niteliğini görmek bakımından bu fotoğrafın önemli olduğunu düşünüyorum. Buraya herhangi bir şekilde hava unsurlarıyla etki etmek mümkün değil, geometrik yapısı itibarıyla. Mağaranın iki kapısı daha bulundu. İçeriden ateş ediliyor, el bombası atılıyordu ve sadece göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Herhangi bir silah mühimmat kullanılması söz konusu değildir” dedi.
‘TESLİM OLMALARI ÇAĞRISI YAPILDI’
Bakan Akar, güvenlik tedbirleri alınarak mağara kapılarının tahrip edilmeye çalışıldığını söyleyerek, “Bu esnada içeriden ateş ediliyordu, el bombası atılıyordu. Özel kuvvetlerimiz gerekli karşılığı veriyordu. Bu uygulamalar sırasında teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunduk. Uzun süren bu çalışmalar sonunda akşam saatlerine doğru birinci terörist Osman Acer, ‘ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum’ diye dışarı çıktı ve unsurlarımız tarafından teslim alındı.
Teslim alınan birinci terörist tarafından, içeride 7 terörist ve alıkonulan 12’si Türk vatandaşı 1’i yabancı olmak üzere toplam 13 kişinin olduğu, alıkonulan 13 kişinin sözde mağara sorumlusu ‘sörej’ kod adlı terörist tarafından hava hücum harekatının başlangıcında başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildikleri ifade edildi. Ertesi gün yakalanan ikinci terörist Doğan Geçgel, ifadesinde alıkonulan 13 kişinin ‘sörej’ kod adlı terörist tarafından başlarından vurularak şehit edildiğini tekrar teyit etti” dedi.
TURUNCU KATEGORİDE ARANIYORDU
Akar, sözde mağara sorumlusu teröristin terörden arananlarda turuncu kategoride yer alan Kamuran Ataman olduğunu belirtti. Akar, “Bu kişi 2017’den önce Beytüşşebap bölgesinde birçok katliama katıldı. Bir şekilde kaçtı, Kamışlı Derik bölgesinde sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptı. Daha sonra Gara bölgesine gönderildi, 2019 yılı sonbaharında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirildi” diye konuştu.
‘YPG’NİN PKK’DAN FARKI YOK’
Bakan Akar, operasyon sırasında yakalanan teröristlerin Derik, Sincar veya Gara’ya bir operasyon yapılacağını beklediklerini söylediklerini ifade ederek, “YPG ve PKK arasında ilişki olmadığını söyleyen kişiler var. Bunun görülmesi lazım. YPG’nin PKK’dan farkı yok. YPG, PKK’nın Suriye kolu diyebiliriz. Güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. 7 kapı, demir kapılar ve demir perdeler var. Her birinin açılması, tahrip edilmesi gerekiyor.
Olabildiğince teslim olma esasına dayalı bir şekilde ilerleme geliştirildi. Ve nihayet 13 vatandaşımızın şehit edildiği bölgeye girildi. Girildiğinde 13 vatandaşımızın naaşı görüldü. Naaşlar tahliye edildi. İki teröristin ifadesine benzer şekilde 7 demir parmaklıklı kapı olduğu ve içeride 9-10 oda olduğu tespit edildi. Operasyon kahraman personelimiz tarafından oldukça zor şartlarda gerçekleştirilmiş oldu. Şırnak’taki adli Tıp imkanlarının kısıtlı olması sebebiyle 13 şehit Malatya Adli Tıp’a teslim edildi” diye anlattı.
’51 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ’
Bakan Akar, harekat boyunca 4’ü üst düzey olmak üzere 51 teröristin ölü ele geçirildiğini ifade ederek, “Bu operasyon sonucunda teröristlerin hem psikolojik bakımdan hem maddi bakımda ciddi zayiata uğradıkları kesin. 15 gün süreyle hiçbir teröristin 3-4 kişiden aşağı olmayacağı, çünkü firarlar başladı, televizyon seyredilmeyeceği, haber izlenmeyeceğini orada teröristlere tebliğ etmiş bulunuyorlar. Oradaki gözetim ve istihbarat faaliyetlerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.
BAKAN SOYLU: BİR VEKİL ORALARDA BOY GÖSTERDİ
Bakan Soylu da ise şehit 13 kişiye ilişkin, “Bu çocuklarımızın hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı. Bu çocuklar aileleri ve eşlerinin yanında kaçırıldılar. Açık öğretim imtihanına giderken kaçırıldılar. Yaklaşık 5 yıldır bu olayı hep beraber yaşıyoruz. Bu ailelere sadece vatandaş muamelesi yapmadık, evlat muamelesi yaptık, her 3 ayda bir görüştük.
Gara’nın 3 boyutlu haritasını görseniz; gerçi bir vekil yakın zamanda gitti oralarda boy gösterdi. İsmini sorarsanız söyleriz. Bu operasyonda, ilk tezvirat şu oldu; bu evlatlarımız ayın 10’unda şehit oldu. Ailelere telefon açtılar, Belçika numaralı bir telefondan dediler ki ‘Bombalıyorlar çıkın deyin ki, Türk Silahlı Kuvvetleri burayı bombalamasın’. Çocuklarımız şahadete kavuştuktan sonra, onları katlettikten sonra aileleri nasıl 5 yıl istismar etmişlerse, ölümlerinde de istismar etmeye çalıştılar” dedi.
‘6 BİN 21 SİVİL KATLİAM GERÇEKLEŞTİRDİ’
Bakan Soylu, terör örgütünden merhamet ve vicdan bekleyenlerin vicdansız olduğunu vurgulayarak, “Terör örgütünün ilk katliamı mı? Şimdi vereceğim rakam Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez söylenen rakamdır. 1984’ten bugüne kadar terör örgütü 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi. O insan hakları denilen canı çıkasıca dernek bir tanesi için bunları söyledi mi? Bu çocuklar kaçırıldıklarında Pervin Buldan dedi ki ‘biraz misafir edecekler, sonra bırakacaklar’. 1987 16 şehit, 10 çocuk, 2 kadın. Bunlara acımayan, benim polisime, askerime, kahraman jandarmama, sivil vatandaşıma acır mı?” diye konuştu.
‘MURAT KARAYILAN’I BİN PARÇAYA BÖLMEZSEK RAHAT ETMEYİZ’
Bakan Soylu, 13 şehidin naaşına Malatya’da otopsi yapıldığını anımsatarak şöyle konuştu:
“Bombalama yalanlarının her yerde bir daha haince yaftalanacağını düşündüğümüz için aileleri bu evlatlarımızın yanına getirip, ‘hepsi vücut bütünlüklerini görecek’ dedik. Vücut bütünlüklerinin fotoğraflarının hepsi burada. İçimiz kan ağlıyor; ama bu fotoğraflara baktığınız zaman Allah şahittir o Murat Karayılan’ı bin parçaya bölmezsek rahat etmeyiz. Orada iki terörist yakaladık. O hınçla her şey yapılabilirdi. İfadesi alındı. Talimatların kimin tarafından verildiği orada ortaya konuldu. Biz bu evlatlarımızın ülkemize, ailelerine canlı kavuşabilmesi konusunda kaçırıldığı günden itibaren heyecanla beklenti içindeydik.
Dün aileleriyle nasıl konuşacağımızı hepimiz kara kara düşündük. Terörle mücadele bugün başlamamıştır. En yakın zamanda bu PKK’nın kökünü kazıyarak sona erecektir. Bu PKK ve PYD terör örgütü ailelerimize karşı zafer kazanamayacak, ailelerimiz onları yenecek. Şehitlerimize karşı zafer kazanamayacak, şehitlerimiz onları yenecek. Bu izahattan sonra ‘Trump’tan bunları isteseydiniz’ diye sorarlarsa, yanınızdakilerden istemek için ne yaptınız da bu memleketin evladı olmayan Trump’tan istenmesini bekliyorsunuz.”
BAKAN SOYLU, GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile birlikte Meclis’ten ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakan Soylu, Gara’ya giden milletvekilinin kim olduğu sorusu üzerine, “HDP’li kadın milletvekili” dedi. Soylu, ‘şu anda milletvekili mi, parlamentoda mı?’ sorusuna ise, ‘evet’ yanıtını verdi.
GRUBU BULUNAN SİYASİ PARTİLERİN TEMSİLCİLERİ KONUŞTU
Genel Kurul’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşmasının ardından Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri söz aldı. İlk sözü İYİ Parti Grubu adına Grup başkanvekilleri Müsavat Dervişoğlu ile Lütfü Türkkan aldı. Dervişoğlu, bugün siyaset konuşma zamanı olmadığını vurgulayarak, bilgilendirme yaptıkları için bakanlara teşekkür etti. Dervişoğlu, “Bugün siyaset konuşacak değiliz ama aynı duyarlılığı herkesten beklemek bizim de hakkımızdır. Ortak acılardan ders çıkarmak, siyasi ikbal kaygılarını bir tarafa bırakmak, kelimelerimize özen göstermek bizim açımızdan bir mecburiyettir. PKK, DEAŞ, FETÖ; Türk milletinin başına bela olmuş terör örgütleridir” dedi.
Lütfü Türkkan da, “Öncelikle, şehitlerimizin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bombalanarak öldürüldükleri algısını yayma girişimlerini, PKK ve FETÖ algısıyla dünyada ve Türkiye’de bu algının yerleşmesine çaba sarf edenlerin hepsini müfteri ve alçak ilan ediyorum buradan” diye konuştu. Türkkan’ın bu ifadeleri AK Parti ve MHP sıralarından alkış aldı.
‘TÜRKİYE KABİLİYETİNİ BÜTÜN DÜNYAYA KANITLAMIŞTIR’
Ardından kürüye MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Levent Bülbül çıktı. Bülbül, saldırıyı kınayarak, “Kamuoyuna yansıyan şehit haberleri milletçe bizleri acıya boğmuş, yüreklerimizi yakmıştır. Kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Türkiye bu harekâtla bir defa daha imkân ve kabiliyetini bütün dünyaya kanıtlamıştır. Dünyada ender orduların gerçekleştirebileceği bu harekâtla Kandil ve Sincar gibi derin bölgelere harekât yapılabilme imkânı ortaya koyulmuştur” ifadesini kullandı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise “Evet, bugün yaşamını kaybeden, katledilen insanlar aramızda değil, anne-babaları yastalar ve biz burada TBMM olarak oturuyoruz, konuşuyoruz, değerlendiriyoruz” dedi.
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Murat Bakan, yaşanan olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdi.
‘TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEK’
AK Parti Grubu adına söz alan Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz da, Türkiye’nin terörle mücadelesine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Türkiye uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Bugüne kadar bu mücadele çok büyük bedeller ödedi, bedeller ödemeye de devam etmektedir. Ülkemizin terörle mücadelesi terör sona erinceye, huzur ve barış bölgemize hâkim oluncaya kadar kararlılıkla devam edecektir. Türkiye’nin millî güvenliğine yönelik her türlü eylemlere karşı gerekli her türlü tedbiri almak, terör örgütlerinin saldırılarını bertaraf etmek, Türkiye’nin güney kara sınırlardaki mücavir bölgelerde bir terör koridorunun oluşmasını önlemek ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumak Türkiye’nin hakkı ve Türkiye hükûmetlerinin milletine karşı olan bir görevidir.”
GRUBU BULUNAN SİYASİ PARTİLERİN TEMSİLCİLERİ KONUŞTU
Genel Kurul’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşmasının ardından Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri söz aldı. İlk sözü İYİ Parti Grubu adına Grup başkanvekilleri Müsavat Dervişoğlu ile Lütfü Türkkan aldı. Dervişoğlu, bugün siyaset konuşma zamanı olmadığını vurgulayarak, bilgilendirme yaptıkları için bakanlara teşekkür etti. Dervişoğlu, “Bugün siyaset konuşacak değiliz ama aynı duyarlılığı herkesten beklemek bizim de hakkımızdır. Ortak acılardan ders çıkarmak, siyasi ikbal kaygılarını bir tarafa bırakmak, kelimelerimize özen göstermek bizim açımızdan bir mecburiyettir. PKK, DEAŞ, FETÖ; Türk milletinin başına bela olmuş terör örgütleridir” dedi.
Lütfü Türkkan da, “Öncelikle, şehitlerimizin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bombalanarak öldürüldükleri algısını yayma girişimlerini, PKK ve FETÖ algısıyla dünyada ve Türkiye’de bu algının yerleşmesine çaba sarf edenlerin hepsini müfteri ve alçak ilan ediyorum buradan” diye konuştu. Türkkan’ın bu ifadeleri AK Parti ve MHP sıralarından alkış aldı.
‘TÜRKİYE KABİLİYETİNİ BÜTÜN DÜNYAYA KANITLAMIŞTIR’
Ardından kürüye MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Levent Bülbül çıktı. Bülbül, saldırıyı kınayarak, “Kamuoyuna yansıyan şehit haberleri milletçe bizleri acıya boğmuş, yüreklerimizi yakmıştır. Kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Türkiye bu harekâtla bir defa daha imkân ve kabiliyetini bütün dünyaya kanıtlamıştır. Dünyada ender orduların gerçekleştirebileceği bu harekâtla Kandil ve Sincar gibi derin bölgelere harekât yapılabilme imkânı ortaya koyulmuştur” ifadesini kullandı.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise “Evet, bugün yaşamını kaybeden, katledilen insanlar aramızda değil, anne-babaları yastalar ve biz burada TBMM olarak oturuyoruz, konuşuyoruz, değerlendiriyoruz” dedi.
CHP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Murat Bakan, yaşanan olaydan duydukları üzüntüyü dile getirdi.
‘TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEK’
AK Parti Grubu adına söz alan Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz da, Türkiye’nin terörle mücadelesine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Türkiye uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir. Bugüne kadar bu mücadele çok büyük bedeller ödedi, bedeller ödemeye de devam etmektedir. Ülkemizin terörle mücadelesi terör sona erinceye, huzur ve barış bölgemize hâkim oluncaya kadar kararlılıkla devam edecektir. Türkiye’nin millî güvenliğine yönelik her türlü eylemlere karşı gerekli her türlü tedbiri almak, terör örgütlerinin saldırılarını bertaraf etmek, Türkiye’nin güney kara sınırlardaki mücavir bölgelerde bir terör koridorunun oluşmasını önlemek ve Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumak Türkiye’nin hakkı ve Türkiye hükûmetlerinin milletine karşı olan bir görevidir.”