Tarih tekerrürden ibarettir.. Bu sözün tam olarak kime ait olduğu bilinmiyor fakat çok doğru bir söz. Geçmişe dönüp baktığımızda toplumla özdeşleşen birtakım olaylar tekrardan ibarettir.
Yaşanmışlıklar aynıyla tekrarlanmasa da benzeriyle birçok örnek verilebilir. Nitekim tarihten günümüze birçok salgın, veba ve karantina tekerrür etmiştir. 1348-1359 veba, 1831 kolera, 1793-1888 sarı humma ve çiçek epidemileri gibi pek çok bulaşıcı hastalıklar görüldü. En son covid-19 ile tanışmıştık. O gün ilk ve son olmadığını biliyorduk. Geçmişte protokollere uygulanan suikastlar günümüze değin birçok benzerine tanıklık etmiştir.
Doğa olayları da tekerrürlerdendir. 1999 depreminden sonra ufak çaplı birtakım depremlere şahitlik ettik. En son Maraş merkezli şubat depremini de gördük. İlk olmadığı gibi bu felaket de son değildi.
Ve son olarak savaşlardan örnek vermek istiyorum. Savaşlar bir anlamda bir düzeltilme biçimidir. Tarihte ırk vatan toprak savaşları olagelmiştir. Bugün Arap-İsrail savaşı gördüğümüz ilk savaş değil geçmişte birçok benzerine tanıklık etmiştik. Birinci ve ikinci dünya savaşlarından sonra dünya bir çöküş dönemi gördüyse de savaştan sonra enflasyonda ve ülke içinde bir toparlanma silkelenme oldu.
Adolf Hitler’in işkenceleri tek değildi. İlerleyen yıllarda başka bir ırkın üstünlüğünü savunmak için yine ötekileştirilen insanlara kıyıldı. Buna en güzel örnek siyah beyaz ayrımcılığıdır. Ve ne yazık ki günümüzde hâlâ rastlayabiliyoruz.
Nasıl ki insan olarak ana rahmine düşüş, doğum, yaşam ve ölüm döngüsünde dolanıyorsak dünyanın döngüsü de birtakım yıkılış, yükseliş ve diriliş döngüsünde kendini yeniler.