Süper Lig’de haftanın analizi Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında baş başa kalacağı yönünde.
Trabzon-Hatay maçı çekişmeli bir müsabakaya sahne oldu. Trabzonspor bu maçta alışageldiğimiz üzere topa hakim olan set hücumlarıyla rakip kaleye giden oyunu oynamadı. Topu rakibe bıraktı, orta sahada kaptığı toplarla geçiş hücumlarıyla etkili olmaya çalıştı. Bekler hemen hemen hiç hücuma katılmadı. Bence Abdullah Avcı hafta arası oynayacakları Kopenhag deplasmanının provasını yaptırdı. Hatayspor ise cesurdu. “Ben şampiyona karşı oynuyorum kapanayım bir puan alayım” havasında değildi. Hatay’da Portekizli Riberio 35 yaşındaymış. Beş yaş daha genç olsa 4 büyüklerde rahat oynar. Paslarıyla, tekniğiyle orta sahada radar gibiydi. El Kabiye aşırttığı topta rövanşatayı Uğurcan müthiş kurtardı.
Trabzon’da Bakesetas bu maç biraz kıpırdadı. İlk yarıda sol bek Eren’in yaptığı koşuda Bakesetas şık topuk pasıyla Eren’i topla buluşturdu Eren ortaladı Cornelius kafayla topu filelere gönderdi ancak gol pozisyonun başında ofsayt olan Trezeguet nedeniyle iptal edildi. Eren’in hücum koşusu ders niteliğindeydi. Bu çocuk futbolu biliyor. Fundamental’ı çok iyi. Geçen haftada yazdım. İkinci yarıda oyuna dahil olan Abdulkadir Ömür’ün ceza sahası dışından yolladığı müthiş füzesiyle Trabzonspor üç puanı hanesine yazdırdı. Bu arada 40. dakikada yere ters düşen ve sol kolu kırılan Visca’ya geçmiş olsun. İnşallah en kısa sürede sahalara döner.
Galatasaray evinde Giresunspor’a yenilerek stadyumu dolduran elli bin taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. Aslında hayal kırıklığı skor değil oynanan kötü futbol. Maç boyu Emre Akbaba, Kerem, Yunus ve Seferovic’in etkinliği sıfır. Evet SIFIR! Okan hocanın bu ön dörtlü için herhangi bir hücum planı yok. Ne ver kaça girdiler nede defansın arkasına sarkmayı deneyip ara pası yaptılar. Yeni transfer merkezde oynayan Midtsjö’nün Taylan veya Berkan’dan bir farkı yok. Hücumda ince işleri yapamadı. Galiba 96-00 arasında seyrettiğimiz Okan-Suat-Emre’den oluşan hem fizik hem teknik ile oynayan muhteşem orta sahasını bir daha görmek nasip olmayacak. O bir rüyaydı ve bitti.
Galatasaray maçta gol umudunun beklerinin ileri çıkıp içeriye orta göndermesine bağladı. Ama ortalar ya dağ taşa gitti ya da Giresun defansı karşıladı. Yeni stoper Abdulkadir’in amatörce kaptırdığı topu Sainz filelere yolladı ve maçı Giresunspor kazandı. Geçen hafta gibi bu hafta da kötü oynayan Galatasaray maçı sonradan oyuna soktuğu Gomis, Mertens ve Torreria ile kazanmaya çalıştı. Ama Okan hocanın unuttuğu bir şey var. Aynı denizde aynı balığı bir kez yakalayabilirsin. Geçen hafta penaltı kaçtı, doksanda ballı bir gol atıldı ve üç puan geldi. Bu hafta ise Giresun hatayı affetmedi, maçtaki cim bomun tek pozisyonu olan Seferovic’in kafa şutunu kaleci kurtardı ve mağlubiyet geldi.
Pazar akşamı Alanya’da iki farklı maç oynandı. İlk otuz dakikada Beşiktaş Alanya’yı sahadan sildi. Kartal hücum pres yaptı, Nkoudou sol kanatta süperdi ve Beşiktaş 3-0 öne geçti. İlk golde ilk iki haftada kendini belli eden ve bu sezon daha çok sefer göreceğimizi umduğum Weghorst topu kafayla indirdi ve Nkoudou voleyle golü attı. İkinci golde sağ kanattan gelen pası Salih klas bir şekilde kendine şut pozisyonu hazırladı ve sol ayakla net bir vuruş yaparak ikinci golü attı. Üçüncü golde sol kanattan atak yapan (Nkoudou müthiş oynadı) Nkoudou içeriye çıkarttı ve penaltı oldu. Ghezzal penaltıyı gole çevirdi. Buraya kadar 90 dakika içinde oynanan ilk maçtı. İşte ne olduysa bundan sonra oldu ve Beşiktaş savunmasında Emre Can ikinci sarıdan kızardı ve kartal on kişi kaldı.
Uzatmalarda Efkan’ın kullandığı frikik usta işiydi ve Alanya umutlandı. İkinci yarı başlarken Beşiktaş teknik direktörü bir karar aldı. ” On kişiyim ama iki farklı öndeyim, hücumcuları çıkarıp savunmacı alayım” dedi. Ben buna saygı duyuyorum sonuçta defans yapmakta bir stratejidir. Nkoudou, Ghezzal, Salih çıktı. Yerine savunmacılar girdi. Maç tek kaleye döndü. Alanya oynadı Kartal seyretti. Seksende Saiis kendi kalesine attı, doksanda Gedson penaltı yaptı ve maç 3-3 e geldi. Her şeye rağmen Beşiktaş’ın ilk otuz dakikadaki futbolu; presi, hücum organizasyonu umut verdi. Bu takım her maç on kişi kalacak değil ya… Beşiktaş böyle oynarsa lig sonuna kadar şampiyonluğu kovalar ve bence puan kaybına rağmen ligin en iddialı takımıdır.
Haftanın son maçında Fenerbahçe Kasımpaşa’yıyı rahat geçti. Kasımpaşanın defans organizasyonu kötüydü. Savunma arkasına adam kaçırdılar. Birinde King tarafından gole çevrildi diğerinde Kasımpaşa gole giden Valencia’yı düşürdü ve on kişi kaldı. Fenerbahçe kanatlardan da iyi geldi ve Valencia’nın kafasıyla ve Emre Mor’un dokunuşuyla iki gol daha buldu ve ilk yarıyı 3-0 önde kapadı. İkinci yarıda maç Fenerbahçe kontrolünde geçti. Orta sahada kaptığı topla hücuma kalabalık çıkan Fener topu ceza sahasında Valencia ile buluşturdu ve şık bir vuruşla skoru 4-0 yaptı.
68 de Fenerbahçe’nin genç maestrosu, yeni 10 numarası Arda Güler oyuna girdi ve sazı eline aldı. Ceza sahası dışında aldı kendi ekseninde çok şık döndü topu ceza sahasına sürdü Rivaldo’yu andıran şut feyki yaptı topu sürdü ve süper bir vuruşla topu kalecinin bacak arasından ağlara gönderdi. Uzatmalarda karombolde top Arda’nın önünde kaldı, klas bir vuruşla topla kaleciyi ters köşeye gönderdi ve maç 6-0 bitti. Arda Güler daha on yedi yaşında ama süper bir yetenek. Geleceği çok parlak. Allah sakatlıklardan korusun ve kariyeri güzel olsun. Jorge Jesus geçen haftaki ligi hafife alma huyundan vazgeçmiş ve bu sefer maça orta saha güvenliğini sağlayan Arao, Lincoln, Zajc üçlüsüyle çıkmış.
Ligin ilk iki haftasında edindiğim izlenim Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında başbaşa kalacağı yönünde. Kötü futbol oynayan Galatasaray ve Trabzonspor’a ise şans vermiyorum.