Süper Ligde 1’nci haftanın panoraması; Süper lig 75 günlük bizlere bir asır gibi gelen bir aranın ardından start aldı. Bu sene dört büyüklerin hepsi iddialı.
Ama Avrupa maçlarından ve ilk haftaki Kasımpaşa maçından izlediğim kadarıyla zirve yarışına birde Başakşehir’i ekleyebiliriz. Son şampiyon Trabzonspor lige İstanbulspor galibiyetiyle başladı. İstanbulspor geçen yıl birinci ligde mücadele ettiği kadrosuna sadece yabancı kaleci transferini yapmış. Bu kadroyla işi zor…
Trabzonspor süper kupa finalinde yaptığı gibi kilidi bir duran topla kornerden açtı. Visca daha formunu bulamamış. Bakasetas alıştığımız hücum katkısını henüz yapmıyor. Benim gözüme Kasımpaşa’dan gelen genç sol bek Eren çarptı. Süper kupa finalinde ve İstanbulspor karşısında çok iyi oynadı. Hücumu seviyor ve defansta vücudunu iyi araya koyuyor. Bence bu çocuk kısa sürede milli takımın değişmezi olur.
Beşiktaş kendi evinde Kayserispor’la oynadı. İlk yarı Çağdaş Atan’ın Kayseri’si Beşiktaş’ı resmen uyuttu. Beşiktaş hücumda etkili olamazken defansı her Kayseri atağında tehlike yaşadı. 60. dakikadan sonra Beşiktaş oyuna ağırlığını koydu rakip on kişi kaldı ve etkili oldu. 90. dakikada Ghezzal’ın golüyle son anda üç puanı aldı. Beşiktaş’ta Hollandalı santrafor Werghorst’a parantez açmak gerekir. Bu adam rakip savunmayla boğuşan, kafa topları indiren arkadaşlarına servis yapan pivot santrafor. Bu sene Beşiktaşa çok faydalı olur. Ama Beşiktaş zirve yarışında olmak istiyorsa kötü savunmasına çare bulmalı ve takviye yapmalı.
Galatasaray çok sıcak bir havada deplasmanda Antalyaspor’la karşılaştı. Antalya 16 maçtır yenilmiyordu ve Nuri Şahinle müthiş bir hava yakalamıştı. Ben Galatasaray’ın ilk yarıdaki oyununu beğendim. Sihirli ayakları Kerem ve Yunusla rakip ceza sahasında tehlikeler yarattılar. Her büyük takımın karşılaşabileceği gol ararken kalesinde kontra ataktan tehlikeler yaşadılar. Ama kalede Muslera gibi bir dev vardı. Penaltı dahil dört gollük pozisyonu önledi cim bomu oyunda tuttu ve son dakikada oyuna sonradan giren Gomisin altın golüyle üç puanı aldı. İkinci yarı koca bir kırk beş dakika Galatasaray’ın gol hariç pozisyonu yok.
Seferovice top gelmedi ve İsviçreli oyundan silindi gitti. Okan hoca gol umudunu kanatlardaki hızlı oyuncuları Kerem ve Yunus’a bağlamış. Rakip tedbir alıp kademe yapınca Galatasaray pozisyon üretmekte zorlandı. Galatasaray her zaman bu maçtaki gibi şanslı olmaz. Okan hocanın Seferovic’i de oyuna dahil eden onun üzerine set hücumları çizmesi gerekir. Tıpkı Beşiktaş’ın Weghorst’da yaptığı gibi. Bu arada Galatasaray aleyhine verilen penaltı kararı yüzde yüz hatalı. Görüntülerde pozisyon net. Muslera Antalya forvetine temas etmiyor Wright kendini yere atıyor. VAR hakemleri yanlış karar veren hakemi niye uyarmadılar? Daha ilk haftadan midem bulanmaya başladı. Galatasaray yönetiminin hakkını araması gerekir. Yoksa bu hatalar Galatasaray aleyhine tekrar eder.
Fenerbahçe-Ümraniyespor maçı haftanın en zevkli maçıydı. Toplam altı gol atıldı ve iki takım 3-3 berabere kalarak sahadan bir puanla ayrıldılar. Jorge Jesus Dinamo Kiev maçlarında oynattığı ikili ön libero yerine tek ön libero ve top Fenerdeyken sağ bek başlattığı Ferdi’yi hücuma göndererek altı hücumcuyla oynayan çılgın bir saldırı planını gördük.
Emre Mor sahada kaldığı 60 dakikada Fenerin en etkili ismiydi. Cevherini tüm Kadıköy’e ve ekran karşısındaki milyonlara gösterdi. Fener iki kornerden iki gol yedi. İlk dakikadaki ve penaltı pozisyonundaki ataklarda Ümraniye forvetiyle kaleci Altay karşı karşıya kaldı. Henrique, Peres ve Zalai tandemi yeni ama pek güven vermedi. Sonradan oyuna giren Zacj ‘ın klas dönüşü ve asistiyle Berisha’nın golüyle Fener bir puanı kurtardı.
Benim görüşüm Zacj bu takımda direk oynamalı ve Jesus üçlü forvet tercihinden vazgeçip orta sahayı artı bir oyuncuyla güçlendirmeli. Yoksa sezon boyu Fener çok gol yer ve evlere şenlik maçlar seyrederiz. Bir parantez de Ümraniyespor’a açmalıyız. Bu takım kalan maçları böyle oynarsa ligde kalır.