Dr. Erdem Önder Sönmez, sosyal medya bağımlısı kişilerin sırf beğeni ve takipçi kazanmak için farklı davranışlarda bulunduğunu, beğeni kazanmayınca da bunalıma girdiklerini belirtti.
Adana’da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Sönmez, “Madde bağımlılığı, sigara bağımlılığı ve kumar gibi. Kişi beğenilince haz alıyor, bu haz o bağımlılığı tetikliyor ve daha ileri giderek yapılmayacak hareketler yapıyorlar” dedi.
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal medya kullanımının arttığı ve vatandaşların bu ortamlarda çok fazla vakit geçirdiğini söyleyen Dr. Erdem Önder Sönmez, uyarılarda bulundu. Beğeni ve takipçi kazanmanın da bağımlılığı artırdığını dile getiren Sönmez, insanların takipçi ve beğeni oranına göre hareket ettiğini anlattı.
Örnekler üzerinden uyarılar yapan Sönmez, “Sınavına geç kalmış gibi yapan bir öğrenci, içeri alınmayınca kendisini yerlere atıyor ve bunu sosyal medyada paylaşarak takipçi veya beğeni kazanmaya çalışıyor. Bazı kişilerin olmadık hareketlerle daha fazla kişilere ulaşmayı ve beğenilmek için yaptıkları hareketler var. Sosyal medya bağımlıları her anlarını çekiyorlar ve amaçları sadece beğenilmek. Madde bağımlığı, sigara bağımlılığı ve kumar gibi. Kişi beğenilince haz alıyor, bu haz o bağımlılığı tetikliyor ve daha ileri giderek yapılmayacak hareketler yapıyorlar” dedi.
ARKADAŞLARIYLA YÜZ YÜZE GÖRÜŞSÜNLER
Bu depresyondan kurtulmak için, telefon ve bilgisayarın bir kenara bırakılması gerektiğinin altını çizen Sönmez, şunları söyledi:
“Kişiler yaptıkları paylaşımlara beğeni gelinmeyince bunalıma giriyorlar. Keyifsizlik, neşesizlik gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Sanal ilişkiler değil de yüz yüze kurduğumuz ilişkiler daha iyi gelir. Yüz yüze konuşmazlarsa sağlıksız iletişim olur, depresyona girerler. Sosyal medya bağımlıları biraz daha gerçek hayata dönsünler.
Paylaştıkları fotoğraflar, görüntüleri sırf yorum ve beğeni için atıyorlarsa bunda sıkıntı var. Bunu giderebilmek için gerçek arkadaşlarıyla yüz yüze görüşsünler. Akıllı telefon ve bilgisayarları bir kenarı bırakarak, gerçek hayatta neler var onlara baksınlar. Yürüsünler, spor yapsınlar orada yaşadıkları hissi değerlendirsinler. Anı yaşasınlar, konsere gittikleri zaman izlesinler, oradan başkaları için yayın yapmasınlar. Bu şekilde daha mutlu olacaklar. ‘Beğeni gelecek mi?’ diye yaşamak çok zor. Bunu bıraktıkları anda gerçek hayatın ne kadar kolay ve güzel olduğunu anlayacaklar.”