Saat sabahın beş buçuğu… Uykusuz geçen gecenin turuncu bir sabaha uyanışı… Sokak lambaları hala sönmemişti. Gökyüzüne bakarken kafamda fark edilir bir kaos vardı. Geçen zaman ile üst üste olaylar yaşanırken sorular ve sorgulamalar da bitmiyordu.
Sorgulamaların bitmediği bu zamanlar, toparlanma ve dağılmalar dan mı oluşuyordu ya da toparlanırken beceriksizliğimizin etrafımızı kaplayıp dağıtmasından mı? Hayatın sana sunduklarından bir şeyler yapılır yoksa sana sunulmayan şeyleri isteyerek yorulur mu insan?
Geçmiş bir yük mü yoksa takıntı mı? Düzlüğe çıkılır mı? Ya da sen bir platodasın da vadide mi sanırsın kendini. Korktuğumuz da elimizin ayağımızın titremesinin nedeni, gerçek anlamda korkuyu tatmamış olmamız mı?
Aşk mı? Sevgi mi? Bence sevgi gibi… Daha kalıcı hissettiriyor. Kader var mı? Kader, benim planlarım üzerinden devam eden ya da plansız karşıma çıkan da olabilir. Belki de bir B planıdır. Bazen küçük bir kulübenin içindeki sahipsiz bir köpeksin ya da her an atağa geçip avlanmaya hazırlanan bir pantersin.
Bir bildiğin kendin var. Dışa yansıyan karakteristik özelliklerinin çevrelediği ve prensiplerini oluşturan… Bir içindeki kendin var. Duygularına yön veren seni ağlatan, öfkelendiren, hırslandıran, inada bindiren, vazgeçiren bir iç dünyan… Bir de dış dünyan var. Topluma ayak uyduran ve seni kılıktan kılığa sokan bir kendin…
Kendini tanımak bir gezegen keşfetmek gibidir. Keşfin, bitmeyen bir serüvendir. Ama keşfini bitirmeden başka bir gezegen tanıyıp sevmek yıpratıyor insanı… Bir de ne istediğini bilmek var. Yolunu belirlemek ve çıkmaz sokaktan çıkmak gerekli ya da duvara çarpa çarpa kendine bir yol oluşturmalısın. Her ne olursa olsun, olmaması gereken olaylar olur veya bir insan eksilir. Ya da sen vazgeçersin.
Sorular bitmez, cevaplar biter. Sevmeler bitmez, aşklar biter. Yollar bitmez, mesafeler biter. Sanat bitmez, film biter. İşaretler bitmez, fark edişler biter. Ruhun gezer, bedenin durur.
Haziran yaklaşıyor. Bana kiraz mevsimi, sana incir zamanı… Hangi zamanda olursak olalım. Sorgulamaktan ve sorular sormaktan vazgeçmeyin. Bir her şeyin cevabını öğreneceksiniz. İşte o zaman, kendi hayatının kitabını her yönüyle okuyor olacaksın.
Sevgilerle… :)