Zaman, kapanmayan yaraların üstünden geçip gitti; ama her defasında, bir fırtına gibi geriye döndü.
Bu hikayenin sonuna yaklaştığımı düşündüğüm her an, kendimi yine aynı düğümde buluyorum. Sanki geçmiş, peşimden bırakmıyor; senin gölgen, hâlâ ardımdan sessizce geliyor. Hayat devam ediyor, ama zihnimde seninle yaşadığımız o anlar, kendini tekrar edip duruyor.
Ayrıldığımızdan beri çevremde herkes “Unut artık” dedi. İleriye bakmamı, yeni bir sayfa açmamı söylediler. Ama insan, içindeki yarayı yok sayabilir mi? Sen, hayatıma sadece birini sevmeyi değil, aynı zamanda güvenmeyi, kendimi bulmayı ve kaybetmeyi de öğrettin. Seninle yaşadığım her şey, bana hem en güçlü yanlarımı hem de en zayıf noktalarımı gösterdi. Bir ilişki biterken, aslında o kişinin zihninden de öyle kolayca çıkıp gitmiyor, biliyorum. Bu yüzden, içimde hâlâ bir iz bırakan bu hikayeye son bir perde yazmak istiyorum.
Beni bir yabancı gibi hayatından sildiğin gün, belki de ilk defa kendimi kaybettiğimi hissettim. Sosyal medyada koyduğun engeller, ortak arkadaşlarımız arasında benim hakkımda söylediklerin… Hatta kendine bile inandırdığın o sahte gerçekler… Bu, bir ayrılık değildi; bu bir yok etme savaşıydı. Beni hayalet gibi izole ettin. Her şeyin suçlusu bendim, senin gözünde ve etrafındaki herkesin gözünde “hata yapan”, “sorun çıkaran” bendim.
Ailene ve arkadaşlarına oynadığın o rol, iş yerinde sergilediğin aynı kusursuz maskenin bir yansımasıydı. “Ben asla yalan söylemem” dediğin anları hatırlıyorum, sanki o sözle dünyaya meydan okuyordun. Ama seninle yaşadıklarımızı bilen biri olarak, o sözler her seferinde içimdeki kırıkları derinleştiriyordu. Çünkü sen, kendi doğrularını yaratmayı alışkanlık haline getirmiştin, gerçekliğin ne olduğuna sen karar veriyordun.
Ama bu sefer ben farklıyım. Bu defa kendimi kaybetmeme izin vermiyorum. Son perdeyi, gerçeklerle kapatıyorum. Artık seni affetmeye, seni anlamaya çalışmıyorum. Senin için kendimden ödün verip göz yummak yerine, sonunda gerçeğe uyanıyorum. Kendi yaralarımı sarmaya, senin gölgenden çıkmaya karar veriyorum.
Belki sen bu hikayede hep haklı olacaksın, ailene ve etrafına çizdiğin o “mükemmel” imajın ardında saklanacaksın. Ama ben artık o hikayede kaybolan biri değilim. Ben, kendimi bulmak için bu perdenin ardına bakmayı bırakıyorum.
Son perde işte böyle kapanıyor: ne suçlamalar, ne pişmanlıklar… Sadece, hayatın bana öğrettiği en acı dersle; kimsenin gölgesinde kendimi kaybetmeyeceğimi bilerek.