Sizi gidi domuzlar sizi!… Yaşadığım yer orman kenarı bahçeli evlerin dizini. Az da olsa tahrip edilmemiş sağ salim ender bir ortam.
O yüzden çoğu insan kentin stresinden kendini bizim buralara atar.
Kimi ev satın alır, kimi kiralar.
Yirmi küsur yıldır burada yaşarım. Yer İzmir / Bornova Manisa sınırına yakın.
Çok kiracılar geldi geçti, çok da ev sahipleri değişti.
Bizim buranın domuzları çoktur. Gece olunca da ortalığa ailece çıkarlar çok da severim. Özellikle yavruyken çok tatlı olurlar. Onları gece penceremden bazen bahçemden keyifle izlerim.
Ama onları sevmeyen keyifle izlemeyenler, sürekli şikayet edenler de var.
Örneğin karşımda oturan bankacı karı – koca.
Altlarında şirketin verdiği arabayla işe gelir giderler, pek de kimseyle muhatap olmazlar.
Adam bir nebze karısına nazaran iyi ama kadının burnu yukarıda.
Depremden kendi evlerini, yani apartman dairesini bırakıp buraya kiraya gelip yerleşmişler yani kaçmışlar.
Bizim burayı da çok sevdiler. Buraya kadar her şey normal. Arada sohbetimiz de olurdu ama nedense bu aralar eskisi gibi sohbet de edemiyoruz bay X ile.
Belki de sebebi burnu havada sosyete görünümlü sonradan görme karısı Y de olabilir.
Birkaç gündür domuzlarla ilgili karı koca sürekli bana şikayette, serzenişte bulunmaya başladılar.
“Metin abi domuzlar çok tehlikeli. Falan şöyle dedi aç kalınca saldırıyorlarmış, hatta birini öldürmüşler!”
“İnanmam, sanmam bay X . Onlar dedikodu. Domuzlar zararsız. Zaten hayvanlar aç ondan geliyorlar akşam toprakları deşip solucan aramaya çıkıyorlar.”
Bu sözüm onu ikna etmiş olmayacak ki aradan geçen sürede şikâyet boyutu değiştirdi. Sanki domuzcubaşıyım ve onları gece karanlığında dolunayda kayanın üzerine çıkıp uluyarak ben davet ediyorum!
“Metin abi bizim biberleri mahvetmişler, her tarafı talan etmişler.”
“Senden her ay 4.000 Tl.kira alan cimri ve devrimci ev sahibine söyle bahçene çit yapsın domuzda girmesin, biberin yetişsin.”
Tısss! Yok bay X ‘in işine gelmedi. Amacı başka belli.
Aradan zaman geçti. Karpuzun fiyatı arttı, çaya benzine zam geldi Suriyeliler çoğaldı. Malta ve Man adaları sorunu derken bizim karşı kiracı:
“Metin abi ne yapacağız bu domuzlarla.
“Adam takmış bir kere. Karısı bir yandan kendi bir yandan. Başka şikayetçi yok. İşin ilginç yanı bunlar gelmeden de domuzlar vardı yarın gidince de vardı.
“Hayırdır domuzların sana ne zararı oldu şimdiye kadar? İki yıla yakındır burada oturuyorsun gördüğüm kadarıyla sen, eşin, çocukların, annen, kayınbaban sapasağlam yıkılmadınız ayaktasınız.”
Sanırım yazarlığıma verdi espri yeteneğime verdi ama şunu da ekledi. Yani ağzından baklayı çıkardı şakayla karışık:
“Abi bunların eti de lezzetli oluyor. Vurup kesmek lazım rakının yanında iyi gider. He he he!”
O an tüm nefretimle kendini ileri görüşlü devrimci gören bu şahısa iğrenerek baktım.”
“Aklınız fikriniz öldürmekte, yaşatmak hiç yok değil mi?”
“Abi etlerin fiyatı aldı başını gidiyor.”
“Dün gece saydım on bir yavrusu vardı anaçların. Sen öldürünce o yavrular ne olacak?”
“Amaaan Metin abi.”
İçeri girdi. Zaten başka şey yaptığı da yok. İki laf edip ya da bir laf sokup içeri tüymek. Tek bildiği doğru sandığı o hareket.
Dün güvercin kümeslerinin ordayım kuşlarla ilgileniyorum. Karısı arabadan indi hayret benimle ilk kez konuştu:
“Metin ağbi dün gece domuzlar senin kümesi bayağı zorladılar açmak için.”
“Ama başaramadılar. Demek ki sıkı önlem almışım.”
“Metin ağbi çok sık gelmeye başladılar. Belediyeye şikayet etmek lazım.”
Bakar mısınız tek çözüm olarak gördükleri bu bay ve bayan modernistlerin
Aslında belediyeye de kızıyorum. Hayvanlar bizim siteye dadandıysa aç olduklarındandır. Ormana domuzlar ve diğer yaban hayvanları için yiyecek koysalar olmaz mı?
Domuzların aç olduğunu ve o yüzden geldiklerini herkes biliyor ve söylüyor. Hatta özellikle ekmek vs. yiyecek verenler de var biliyorum ama gel de bu bencil domuz düşmanlarına anlat durumu.
Bana şikâyet etmek lazım derken hanfendi aslında şunu demeye çalışıyor. Git uğraş belediyeye bizim yerimize şikayet et bizler asil ve işi gücü olan insanarız böyle boş ve önemsiz şeylerle uğraşmayız. Hem biz rahat edelim hem de ev sahibi olarak sen.
Yemezler. Hayvan terli.
Bu akşam film koptu.
Karı koca işten geldiler. Kadında surat bir karış sanki babasını, dayısını öldürdüm.
Koca:
“Metin ağbi domuzlar epey çoğaldı.”
Karısının duyacağı şekilde.
“İnsanlar da çoğaldı.”
Alaylı bir tavırla gözlüğünün içinden gözlerini açarak ; “Abi sende amma hayvan seversin ha!
“Seveceğim tabii. Asıl zarar insanlardan gelir, hayvandan değil. Hayvanlar aç, bir lokma yiyecek için ormandan – senin talan ettiğin ormandan gece kaçarak buralara kadar geliyorlar.
Sense rahatsız olduğunu söylüyorsun. Ben rahatsız değilim. Çok rahatsız oluyorsan domuzların olmadığı yere taşın orada yaşa. Seni burada yaşamaya zorlayan yok.” deyip arkamı döndüm bu değersiz, bencil insanlardan uzaklaştım işime baktım.