2 Temmuz’da Madımak Otelinde Yakılarak Hayatını Kaybedenler Düzenlenen Programlarla Anıldı
Sivas’ta, 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu yaşamını yitirenler, kentte düzenlenen programlarla anıldı. Eski Madımak Oteli’ni ziyaret edip, karanfil bırakan Vali Salih Ayhan, “Bu acı hepimizin, Sivas’ımızın ve tüm insanlığın ortak acısıdır. Bu topraklarda karanlık eller her daim kini, nefreti, zulmü ekmeye çalıştılar” dedi.
Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın, 2 otel görevlisi ile olaylara karışan 2 kişi olmak üzere toplam 37 kişi öldü. Olayların 28’inci yılında anma etkinlikleri gerçekleştirildi. Kentteki ilk anma programı, valiliğin koordinasyonunda gerçekleştirildi. Vali Salih Ayhan, AK Parti Sivas Milletvekili Semiha Ekinci, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, Cem Vakfı Genel Başkan Vekili Süleyman Güzel, Emniyet Müdürü Kenan Aydoğan, İl Jandarma Komutanı Albay İdris Tataroğlu, Ticaret Sanayi Odası Başkanı Mustafa Eken ile çeşitli kurum ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan heyet, Valilik binasından eski Madımak Oteli olan bugünkü Sivas Bilim ve Kültür Merkezi’ne geldi. Heyet, bina içinde, 2 Temmuz 1993’te yaşamını yitirenlerin isimlerinin yer aldığı anı köşesine karanfil bıraktı.
Burada açıklama yapan Vali Salih Ayhan, Sivas‘ın Anadolu’nun birlik ve dirlik yurdu olduğunu ifade ederek, “Sivas’ımızda bundan 28 yıl önce müessif bir olay ortaya çıktı. Acı bir olay. Bu acı hepimizin, Sivas’ımızın ve tüm insanlığın ortak acısıdır. Bu topraklarda karanlık eller her daim kini, nefreti, zulmü ekmeye çalıştılar. Ve 28 yıl önce de Sivas’ımızda da böyle bir girişimde bulundular. Ancak o dönemdeki şartlara baktığımızda biliyorsunuz karanlık eller, provokasyonlarla Türkiye’nin farklı yerlerinde bu sahneleri icra etmeye çalıştılar.
Tabi 28 yıl boyunca da hamdolsun Sivas’ımızdaki bu müessif olay bizim acımız oldu ama bizi ayrıştırmadı, birleştirdi, bütünleştirdi. Bunun üzerine de farklı ötekileştirir dil kullanılsa da bazı kesimlerde, toplumun kahir ekseriyeti bu acı üzerine birliğimizi, beraberliğimizi daha da pekiştirmiş oldu. İnşallah bu de hep devam edecektir. Özellikle şunu ifade etmek istiyorum ki; bu topraklar Pir Sultan Abdalların, Aşık Veysellerin, Aşık Ruhsatilerin memleketi. Sevgiden, hoşgörüden başka hiçbir şeyin mırıldanmadığı bir şehir. Bu toprağın insanları da bu cümleler üzerine, hoşgörü ve sevgi üzerine düşünceler bina ettiği için, bu şehirden öyle bir şeyin beklenilmesi doğru değil” dedi.
Bu Acı İnsanlığın Acısı
En büyük mağdurun olayda hayatını kaybedenler ve aileleri olmakla birlikte Sivas halkının da mağdur olduğunu belirten Vali Ayhan, şöyle devam etti:
“Sivas, Atatürk‘ün en güvenli şehir olarak dillendirdiği ve bu şehre gelerek halkın coşkuyla karşıladığı bu şehir, emin bir şehirdir. Emin bir şehirde de böyle bir olayın olması tabi ki üzücü olmakla birlikte, bu şehre de asla mal edilmemesi gerektiğini de özellikle ifade etmek istiyorum. Bu dert hepimizin derdi, bu acı hepimizin acısı, bu acı insanlığın acısı ve Sivas’ımızın acısı. Dolayısıyla bizim de yapmamız gereken birlik ve beraberliğimizi, sevgiyi, hoşgörüyü ekmektir. Bunun üzerine de geleceğimizi kurgulamaktır. Planlar mutlaka devam edecektir, buna asla fırsat vermeyeceğiz. Bugün de 28 yıl önce olan olayı hep birlikte anacağız, uhuletle, suhuletle ve olumsuzluğa da meydan vermeden, birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirerek de geleceğe daha da aydınlık olarak bakacağız.
Dışarıdan misafirlerimiz var, yoğun bir şekilde katılım var. Geçen yıl kısıtlamalar vardı, ondan dolayı dar bir katılımla anma programı icra edilmişti. Bu sene bir kısıtlama yoktur, herkes gelebilir. Gelen misafirlerimize öncelikle hoş geldiniz diyorum. Sivas onları en güzel şekilde ağırlayıp, en güzel şekilde uğurlayacaktır. Birleştirici, bütünleştirici bir dil kullandıkları için tertip komitesine teşekkür ediyorum. Ama maalesef arada böyle ötekileştirici, ayrıştırıcı bir dil kullanılmaktadır. Bunun da önüne geçmelerini özellikle istirham ediyorum. Bu acı bizi nasıl birleştirdiyse kullanacağımız dilde bizi birleştirmelerini özellikle istirham ediyorum.”
“Bizim iİnancımızda Kibir Şiddet ve Cebre Yer Yok”
Cem Vakfı Genel Başkan Vekili Süleyman Güzel ise, “28 yıl önce acı bir katliam olarak hafızalarımıza kazınmıştır. ‘Gelin canlar bir olalım’ diyen Pir Sultan Abdal felsefesini benimseyen canların bu şekilde katledilmeleri çok acı bir olaydır. Bizim inancımızda kibir, şiddet ve cebre yer yoktur. Hiçbir farklılıklardan canlının dolayı yaşamından koparılmamalıdır. Dil, din, ırk ayrımı yapmadan birlik, beraberlik, barış ve huzur içerisinde özgürce yaşayabileceğimiz bir toplum diliyoruz. Bugün burada andığımız canların 28 yıl önce kaybetmiş olmamız, Çorum’da Erzincan Başbağlar’daki olaylar hep aynıdır. Umut ederiz ki ülkemizin birliği, bütünlüğü bozulmasın. Burada hayatlarını kaybeden canları rahmet ve şükranla anıyorum” diye konuştu.