Yaşamın zorlu yollarında, sabır ve tevekkül birer pusula gibidir. Onun zorluğu, birer sınavdır ve bu sınavlarda sabır, en değerli dostumuz olur.
İnsan, karşılaştığı zorluklarla mücadele ederek sabırla bekler, tevekkülle olacakları kabullenirken, aslında içsel bir güce de sahip olur. Sabır, adeta bir öğretmendir. Hayatın getirdiği sürprizlere karşı direnci göstermek, bu direncin içinde gizlidir. Zor anlarda sabır, insanın adeta bir demir gibi saglam durmasına tefafuk eder. Unutmamak gerekir ki, yağmurlu günlerde yetişen en güzel çiçeklerdir sabırla açanlardır.
Tevekkül ise, hayat kontrolümüz dışında kalanları kabullenmeyi ifade eder. Her şeyin kaderinde bir hikmetinin öğrenilmesi, yaşamın şartlarına teslim olması tevekkülle mümkün olur. Bu içsel huzur, zor anlarda bile insanı güçlendirir, çünkü bilir ki her şeyin bir zamanı vardır. Birlikte hareket eden sabır ve tevekkül, yaşamın çıkışlarında güçlü durmamıza yardımcı olur. Belki de önümüze çıkan engeller, aslında bize yeni bir yol göstermek içindir.
Sabır, bu yolda azmin rehberdir, tevekkül ise bu yolda ilerlemeye cesaret katar. Yaşam, adeta bir serüven gibidir ve bu serüvende sabır ve tevekkül, sadece olumlu anılarımızı değil, aynı zamanda olumsuz anlarımızı da zenginleştirir. Onun zorluğunun ardında bir güzellik, kararının arkasında bir hikmet vardır. Unutmayalım ki, yağmurlu bir günde bile saklanan ardında umut var. Sabır ve tevekkülle bağışlanmış bir ruh, bu inanç onu daim yaşatır. İnsan, hayatın çıkışlarında sabırla ve tevekkülle yürüdüğünde, gerçek anlamda bir içsel zafer elde etmiş olur.