Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, “Rusya-Ukrayna savaşında un sanayisi etkilenebilir” dedi.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatının Türkiye’deki un sanayisini de etkileyeceğini belirterek, “Türkiye un ihracatında dünyada birinci ülke. Sanayicimizin bu ihracatı yapabilmesi için dışarıdan ‘Dahilde İşleme Rejimi’ sistemi içerisinde ithal edip, ürünü Türkiye’de işleyip tekrar satıyor. Bunun da yüzde 80’lik bir kısmını Rusya’dan ithal ediyor. Bu durumda sıkıntı yaşanabilir” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri harekatının ekonomik etkilerini değerlendiren Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, “Tarımda kendi kendine yetebilen bir ülkeyiz ama dünya küçüldüğü için ticaret de yoğunlaştı. Bazı ürünleri ithal ediyoruz, bazılarını ihracatını yapıyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında en çok etkileneceğimiz konu; buğday ve ayçiçeği ile ilgili. İhracatını yaptığımız örtü altı ürünlerimiz de bu durumdan etkilenecek gibi görünüyor” dedi.
‘5 MİLYON TON BUĞDAYDA SIKINTI YAŞANABİLİR’
Rusya’dan yılda ithal edilen 5 milyon ton buğdayın Türkiye’deki sanayicilerin işleyerek ihraç ettiğini, yaşanan savaş nedeniyle sanayicilerin yeni pazar arayışına girebileceğini belirten Prof. Dr. Soylu, şöyle konuştu:
“Türkiye un ihracatında dünyada birinci ülke. Sanayicimizin bu ihracatı yapabilmesi için dışarıdan ‘Dahilde İşleme Rejimi’ sistemi içerisinde ithal edip, ürünü Türkiye’de işleyip tekrar satıyor. Bunun da yüzde 80’lik bir kısmını Rusya’dan ithal ediyor. Yakın olması, lojistik sebepler ve ürün kalitesinden dolayı böyle bir tercih söz konusudur. Bunların nakliyesi, transferi çok ciddi konular. Sanayicimizin ihtiyacı için Rusya’dan her yıl ortalama 5 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Bu durumda sıkıntı yaşanabilir.”
‘YAĞLIK TOHUMUN YÜZDE 40’I UKRAYNA VE RUSYA’DAN’
Türkiye’nin yağlık tohum açığının yüzde 40’lık kısmının Ukrayna ve Rusya’dan ithal edildiğini ifade eden Prof. Dr. Soylu, “Ülkemizin yağlık tohumda yüzde 40’lık bir açığı var. Yüzde 60’ını kendi ihtiyacı için yurt içinde karşılıyor, yüzde 40’lık açığı da Ukrayna ve Rusya’dan karşılıyor. Buğday etkilenmez ama o bölgede ayçiçeği üretimi daha çok etkilenecek gibi görünüyor. O bölgelerden ithal edemediğimiz zaman, yağlık tohum ile ilgili de başka pazarlar aramak zorunda kalacağız. Buğdayı böyle yağışlı bir yılda tamamını ülke için karşılarız. Sadece sanayicimizin ihracatı olan kısımda sorun yaşanabilir” diye konuştu.
‘TÜRKİYE’DE CİDDİ REKOLTE ARTIŞI GÖREBİLİRİZ’
Konya Ovası’nın şiddetli kuraklık sonrası yeterli yağış aldığını hatırlatan Prof. Dr. Soylu, şöyle devam etti:
“Geçen yıl yaşanan şiddetli kuraklıktan sonra aralık ayı ile başlayan yağışlı periyot, çiftçimizin ve insanımızın yüzünü güldürdü. Hububatta yağışların toplamı değil; dağılımı çok önemli. Şu ana kadarki yağışlar, ovadaki sağlıklı bitki çıkışları için yeterli olacak.
Çoğu çiftçimiz kuru ekim yapmıştı. Tohumların birçoğu çimlenmeye, tarlaları kapatmaya başladı. Nisan ayının başına kadar bir kuraklık riski yok. Toprakta 1 metreyi aşkın bir nem derinliği var. Şu an da yağışlı günler devam ediyor. Ama önemli olan nisan ve mayıs yağışları da dengeli bir şekilde gittiği zaman, 40- 50 milimetre yağış aldığımızda, Konya Ovası ve Türkiye’nin genelinde de benzer bir durum söz konusu.
Ciddi bir rekolte artışı görebiliriz. Bahar yağışlarının iklim gidişatı rekolteyi belirleyecektir; ama şu an gelecek açısından ümitliyiz diyebiliriz. Hem buğday ve arpa için hem de baharlık ürünlerin ekimi için hazırlık yapılıyor. Bu hazırlıklara da fayda sağlaması açısından bu yağışlar, son derece önemli oldu. Konya Ovası büyük oranda yer altı suyu kullanan bir bölge. Yer altı suları rezervlerinin zenginleşmesi, Beyşehir Gölü, Suğla Depolama Havzası gibi de geniş havzaların beslenme açısından da oldukça ümitli bir sezona devam ediyoruz.”