Kadının güçlü ama aynı zamanda özgür ve olduğu gibi kabul görme çabasının ortaya konulduğu Resilience sergisi, Infinity Regenerative Clinic ev sahipliğinde sanatseverlerle buluştu.
Farklı kadın imgelemeleriyle, sanat terapisi ve iyileşme arasındaki güçlü bağın da vurgulandığı sergide konuşan Infinity Regenerative Clinic Medikal Direktörü Yıldıray Tanrıver, ”Kadının gücünün ön plana çıkartılması, kendi kanatlarının üzerinde uçması bizim için çok önemli. Çünkü kadın eğer sağlıklı olursa çevresi ve toplum zaten sağlıklı olacaktır. Biz de bunun inancıyla bu sergiye destek veriyoruz” dedi.
Hastalarına sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal olarak da destek olma hedefiyle yenilikçi tedavi yöntemleri ve sanat terapisi gibi tamamlayıcı yaklaşımları benimseyen ve böylece hastaların yaşam kalitelerini artırmayı hedefleyen Infinity Regenerative Clinic, Türkçe karşılığı ‘dayanıklılık’ olan Resilience sergisine ev sahipliği yapıyor. Klinik çalışanları, basın mensupları ve pek çok sanatseverin katıldığı Resilience sergisi sanatçı Zeynep Koçan’ın metallerle ve farklı metodlarla yaptığı kadın imgelemelerinden oluşuyor. Klinik bahçesinde sergilenen ve 5 Ekim’e kadar sanatseverleri ağırlayacak olan eserler, hayatın zorluklarına karşı gösterilen direnci, kadın üzerinden anlatıyor ve sanatın iyileştirici gücüne dikkat çekiyor.
TANRIVER: KADIN EĞER SAĞLIKLI OLURSA ÇEVRESİ VE TOPLUM ZATEN SAĞLIKLI OLACAKTIR
Infinity Regenerative Clinic Medikal Direktörü Yıldıray Tanrıver sanatın iyileşme süreçlerindeki olumlu etkilerini vurgulayarak, Resilience sergisinin bu yaklaşımın bir yansıması olduğunu belirtti. Tanrıver “Biz klinik olarak bütüncül sağlığa yani sağlık yönetimine önem veriyoruz. Hastalıkların kök nedenine inmek daha da önemlisi hasta olmadan önlem almak bizim temel amaçlarımızın başında geliyor. Sanat ve sağlığın ilişkisine baktığımız zaman da burada iki faktör çok önemli. Birincisi hekimlik zaten aslında bir sanattır. 360 derece bir kişiye yaklaşabilmek bir sanattır. İkincisi ise sanatın şifa verici iyileştirici bir gücü var. Hem icra eden hem ona 5 duyu organıyla birlikte temas eden için bir şifa demektir” dedi.
Sanatla iç içe olmaya devam edeceklerini belirten Tanrıver, “Burada baktığımız zaman ‘Resilience’ yani dayanıklılıktan ve kadının gücünden bahsediyoruz. Kadının gücünün ön plana çıkartılması, kendi kanatlarının üzerinde uçması bizim için çok önemli. Çünkü kadın eğer sağlıklı olursa çevresi ve toplum zaten sağlıklı olacaktır. Biz de bunun inancıyla bu sergiye destek veriyoruz ve bu tarz çalışmalarımızın devamı gelecek” ifadelerini kullandı.
KARTAL: BURADA GÖRDÜĞÜNÜZ ESERLERDEKİ TÜM ÖZGÜR RUHLU KADINLAR, MÜCADELEMİZİN BİRER ANLATICISI
Açık Holding Pazarlamadan ve Sağlık Yatırımlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Şehrinaz Kartal ise fikrin nasıl ortaya çıktığını anlattı:
“Biz Açık Holding olarak sanatla iç içe çalışan bir grubuz. Daha önce ‘Cumhuriyet’inin Öncü Kadınları’ sergisini yapmıştık. O sergiyi yaparken Zeynep Koçan’la tanıştım. Kendisine ait olan dik duruşlu, hayata meydan okuyan, çok güzel bir kadın heykeli vardı. Çok etkilendim ve sonra gördüm ki kendisinin aslında bizim bakışımızla çok örtüşen yanları var. Sonra hep beraber bir sergi yapma niyetimiz oldu klinikte yapmaya karar verdik. Zeynep Hanım uzun çalışmalar sonunda bizim kliniğimizde sergisini açtı ve ilk kez burada sergiledik. Bunun için kendisine de teşekkür ediyoruz.”
Kadın imgelemelerinden ve serginin amacından da söz eden Kartal, “Kadın çok hassas bir konu. Sadece ülkemiz için değil tüm dünya için ve yeni bir konu da değil. Zamanında Simone de Beauvoir ‘Kadınlık ikinci cinsiyet olma durumudur.’ demiş. Hiçbir şey değişmedi ve hala da böyle. Biz de bunun mücadelesini çok veriyoruz. Burada gördüğünüz eserlerdeki tüm özgür ruhlu kadınlar bu mücadelenin birer anlatıcısı ve o özgür kadınların ruhunu burada sergiliyoruz ve bu konuyu çok önemsiyoruz” dedi.
KOÇAN: ESERLERİMDEKİ KADINLAR BAŞLARI DİK GÖĞÜSLERİ İLERİDE CESARETLİ KADINLAR
Eserlerin yaratıcısı Zeynep Koçan da ilham kaynağının yaratıcı planlarıyla kendi geleceğini kurma cesareti gösteren kadınlar olduğunu belirterek, “Kadının toplumdaki konumunu ve özgürlüğünü olumsuz anlamda etkileyen dayatmacı sisteme rağmen, kadın kendi kişisel yazgısını sorguluyor ve aynı zamanda geçmişten günümüze gelen kadınlık rollerini şu anda yıkıyor. Bu anlamda mücadele veren kadınlar benim ilham kaynağım. Eserlerimde kadının toplumdaki konumunu sorguluyorum ve dolayısıyla eserlerimdeki kadınlar genelde başları dik göğüsleri ileride mağrur, gururlu, aynı zamanda cesur ve cesaretli kadınlar” ifadelerini kullandı.
‘KİŞİNİN KENDİ İÇİNE DÖNÜP ŞİFALANMASINA KATKI SAĞLAMAK KLİNİKLE ORTAK AMACIMIZDI’
Koçan, Infinity Regenerative Clinic ile ortak amaçta olmalarını onları bir araya getirdiğinden söz etti:
Çalışmalarımda genelde kadının gücü ve farkındalığı ön planda ve klinikte de aynı şekilde kişinin ya da kadının kendi içine dönüp farkına varmasına, şifalanma sürecine önem veriyorlar ve bütüncül yaklaşıyorlar. Ben de eserlerimde kişinin yani kadının ya da insanın kendi içine dönüp kendisini farkına varıp potansiyel gücünü ortaya koyarak hem kendisini şifalandırabileceğini hem de topluma katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Çok benzer iki amaç olduğu için bir araya geldik.”
METALİN DAYANIKLILIĞI KADINI ANLATIYOR
Eserlerin yaratım süreçleri hakkında konuşan Koçan, “Çalışma uzun bir süre alıyor çünkü metal de kullanıyorum ve gerçekten sabır gerektiren bir teknik. Eğer beni çok motive eden bir durum varsa genelde bir ayda bir tanesini bitirebiliyorum. Sergim güç ve dayanıklılığı simgelediği için dayanıklılık da aslında kullandığım metalden geliyor. Yani kadının da tıpkı bir metal gibi dayanıklı ve güçlü olduğunu vurgulamak için de sergimize böyle bir isim seçtik. Aynı zamanda eserlerimde de onu görüyoruz. Kadın kendi kadınlık kimliğinden vazgeçmeden hem güçlü, ama aynı zamanda zarif ve estetik de olabilir” diye konuştu.
‘İNSAN ÜRETTİĞİ SÜRECE UMUDUNU VE POTANSİYELİNİ ORTAYA KOYABİLİR’
Koçan son olarak eserlerini yaratırken motivasyonunu nasıl sağladığından bahsetti:
“Üretme kavramının kendisi benim için çok değerli çünkü insanın ürettiği sürece umudunu ve potansiyelinin ortaya koyabileceğini ve aynı zamanda bir amaca bağlanabileceğini düşünüyorum. Üretmek bazen bir fikir ortaya atıp insanlara dokunmak bazen kitleleri harekete geçirmek bazen de bir nesneyi alıp işlevsel bir hale getirip ona anlam katmak. Ben dünyada iki yaşam tarzı olduğuna inanıyorum; bir tanesi servet edinme ve ün peşinde koşanlar, diğerleri ise elini taşın altına koyup maliyeti hayatlarına gerçekten çok zorluklar katsa da üretmeye devam edenler. Ben ikinci gruba ait olduğumu düşünüyorum ve motivasyonumu tamamen buradan alıyorum.”
SERGİ 26 EKİM CUMARTESİ GÜNÜNE KADAR DEVAM EDECEK
Sergi kapsamında klinik yöneticileri, doktorlar ve sanatçı Zeynep Koçan, eserlerinin arka planındaki düşünceleri ve ilham kaynaklarını davetlilerle paylaştı. Ayrıca sanatın iyileşme süreçlerine nasıl katkı sağladığı hakkında sohbetler gerçekleştirildi.
Sergi 1 ay boyunca Infinity Regenerative Clinic bahçesinde sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.