Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği’nin çalışması ile Pandemi Anıları kitabı yayınlandı; kitap ilgi ile karşılandı
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği (TUYUD), sağlık çalışanları başta olmak üzere toplumun her kesiminden Covid-19 ile mücadele edenlerin anılarını kitapta topladı. Derneğin yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Melda Türkoğlu, “Pandemide yaşadıklarımız, düşüncelerimiz, duygularımız ve tecrübelerimiz yazıya döküldü. Bundan sonraki nesillere de aktarılabilecek güzel bir birikim oldu” dedi.
TUYUD ile Nobel İlaç iş birliğinde yapılan çalışma kapsamında internet ortamında oluşturulan platforma, Covid-19 ile mücadele edenler anılarını yazdı. Başta sağlık çalışanları olmak üzere binlerce kişi pandemi sürecinde yaşadıklarını anlattı. Binlerce anı içinden seçilenler 286 sayfalık kitapta toplandı. ‘Pandemi Anıları’ kitabı ilgi gördü.
‘SONRAKİ NESİLLERE AKTARILMALIYDI’
Gazi Üniversitesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı öğretim üyesi ve TUYUD yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. Melda Türkoğlu, pandemi başladığında sağlık çalışanları olarak değişik bir tecrübe yaşadıklarını kaydederek, “Bu tecrübe olayın bilinmezliği, şiddeti, yoğunluğu gerçekten bizi çok zorlayan bir süreçti. Bu pandemi döneminde yaşadıklarımızı, yaşanılan zorlukları, duygularımızı, tecrübelerimizi bir yere aktarmak gerekiyordu. Bunu başından itibaren hissettik.
Bu aşamada Nobel İlaç bize destek oldu. Kendilerinin böyle bir projesi olduklarını ilettiklerinde onlarla iş birliği yapmak kararı aldık. Biz de böyle bir proje yapmak istiyorduk. Pandemide yaşadıklarımız, düşüncelerimiz, duygularımız ve tecrübelerimiz dile geldi, yazıya döküldü. Bundan sonraki nesillere de aktarılabilecek güzel bir birikim oldu. Pandemide yaşanılanlar sadece yaşanılanla kalmamalıydı, bunlar yazıya geçmeli ve bir sonraki nesillere aktarılmalıydı. Çünkü biz yüzyıllarca yaşanmayacak bir pandemiyi yaşamıştık” dedi.
‘PEK ÇOK İNSANIN SESİNİ DUYACAKSINIZ’
Doç. Dr. Türkoğlu, önce sağlık çalışanlarının düşünce, duygu ve tecrübelerinin iletilmesi gerektiği düşünülerek yola çıkıldığını anlatarak, “Sonra halktan pek çok kesimin sıkıntı yaşadığını biliyorduk. Onların da aktarılması güzel ve yararlı olacaktı. O nedenle sağlık çalışanları dışında eğitimcilerin, farklı kesimden insanların yaşadıkları sorunları ve tecrübelerini aktarmasına karar verdik. Kitap o nedenle o bölümleri de içeriyor. Pandemi başladığı zaman birçok yere gidiş-gelişlerimiz yasaklandı; o insanların öyküleri var.
Bir yanda yeni hayatlar, yeni dünyaya gelenler, pandemi nedeniyle yeni bir hayata başlamak zorunda kalanlar gibi pek çok etkileşim oldu. Kitapta videolar da yer alıyor. Farklı hastane ve yerlerden olan paylaşımların bir araya getirildiği, röportajları içeren güzel videolar var. Onlar da karekodlar şeklinde kitabın içerisinde yer alıyor. Bu kitapta halktan her kesimin büyük, küçük, çocuk, erişkin, sağlık çalışanı ya da sağlık çalışanı olmayan pek çok insanın sesini duyacaksınız” diye konuştu.
Kitapta ortak duygunun kısıtlılık, özlem ve çaresizlik olduğunu ifade eden Türkoğlu, “Okuduğum anılarda, sağlık çalışanlarının hastaların durumları karşısında çaresizliği, yakınları ile birlikte yaşamış oldukları özlem ve pek çok alanda kısıtlılık yer alıyor. Kitapta beni de en çok etkileyen şeylerden biri çaresizlikti. Bir hekim arkadaşımız paylaşmış; bizim genç orta yaş dediğimiz 50’li yaş grubunda bir hastası ağırlaştığı zaman ona yardım etmek için yaklaştığında ‘beni elleme, ben yaşadığımı yaşadım ve bundan sonra iyiye gideceğimi düşünmüyorum’ demiş.
Hekim arkadaşımız genç yardımcı olmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Onu öylece bırakmak istemiyor, onu telkin ederek hastasına yapması gereken tedavileri yapıyor ve hasta bir miktar fayda görüyor. Hekim arkadaş buna çok seviniyor, ümitleniyor ve yaptığı işten gurur duyuyor. Sonrasında hasta entübe oluyor ve hastayı kaybediyor. Onu kaybedişiyle birlikte yaşadıklarını aktarması beni çok etkiledi. Böyle binlerce hikaye var” dedi.