Kıymetli okurlarım bir süredir çeşitli sebeplerle sizlere yazamadım. Sebep ne olursa olsun evvela bu gecikme için beni mazur görmenizi diliyorum. Bugün sizlere ortak paydamız, İstiklal Marşı’mızın kabulünden bahsedeceğim..
Geçtiğimizi günlerde milletimiz için ve dünya için önemli meseleler cereyan etmiş, milletimiz için çok değerli olan bazı olayların da yıl dönümlerini yaşamıştık. İstiklâl Marşı’mızın kabulü bunlardan birisiydi. Kabulün yıldönümü gününde yazmayı çok istediğim bu yazım ancak bugüne nasip oldu.
İstiklâl Harbi’mizin bütün bir milletçe büyük bir bağımsızlık mücadelesi ve yeniden diriliş olduğunu tekrar tekrar yazmamıza gerek yoktur sanırım. Dünya tarihinde cereyan eden olaylar içerisinde tarihin en güzel raflarına altın harflerle yazılmış bağımsızlık mücadelemiz yalnızca milletimize değil birçok topluma da örnek ve ilham olmuştur. Liderinden cephe gerisinde çalışanına, şehirlisinden köylüsüne bütün bir millet; inanmış ve tüm imkânsızlıklara rağmen başarıya ulaşmıştır.
İstiklâl Harbimiz yalnızca bir savaş sahnesi değildir. Yurt olan topraklarımıza Sultan Alparslan ve diğer tüm ecdadımızca vurulan mühürlerin üzerine eklenmiş medeniyet mührüdür. Topyekûn yapılan hazırlıklar, çekilen sancılar, aşılması icap eden zorluklar sözüm ona sıradağlar gibidir ama azim ve kararlılıkla, milletin yüreğinde yanan iman ve hürriyet ateşiyle o dağlar aşılmıştır.
Marşımızın dizelerinde geçen, “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,” diyerek bağımsızlığımızı, “Hangi çılgın zincir vuracakmış, şaşarım!” diyerek cesaretimizi, “Kim bu cennet vatanın uğrunda olmaz ki feda?” diyerek vatanımızın kutsiyetini ve değerini ortaya koymuştur. Her mısrasına ciltlerce yazı yazılabilecek olan marşımız bizim, yani bütün bir vatanın ortak değeri ve paydası olmuştur.
Millî Mücadelemizin başından sonuna dek can veren, mal veren, emek veren isimsiz kahramanlar başta olmak üzere, aziz şehitlerimize, komuta kadememize, G. Mustafa Kemal Atatürk’e, Kazım Karabekir Paşa’mıza ve ismini unuttuğum ama yâd edilmeyi hak eden tüm şahsiyetlere ve Millî Şairimiz Merhum M. Akif Ersoy’a Allahtan rahmet diliyorum.
Dünyada yaşanmakta olan kargaşa ve savaş ortamında devletli olmanın, milletçe ilerlemenin ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu nedenle ortak paydamız etrafında kenetlenmeli ve yurdumuzu ilelebet payidar etmeliyiz. Farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğunu unutmadan kararlı adımlarla muasır medeniyet seviyesine ulaşma gayretinden vazgeçmemeliyiz diyerek sözlerimi noktalıyorum.
Kıymetli okurlarım, yaşanan gecikme nedeniyle tekraren affınıza sığınıyor ve hepinize esenlikler diliyorum.