Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı, gıda ihtiyacındaki artışın insanların ormanlara daha sık girmesine, bunun da zoonotik hastalıkların artmasına neden olduğunu söyledi.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı, insanlara bulaşan enfeksiyon hastalıkların yaklaşık yüzde 60’ının hayvanlardan kaynaklandığını belirtti. Yardımcı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Afrika’da yapılan bir çalışmasında son 10 yılda zoonotik hastalıkların (hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar) yüzde 63 oranında arttığının belirlendiğine dikkat çekerek, “Özellikle son 1 yıl içerisinde de bu artış yüzde 50 oranında olmuş. Hastalıklara baktığınız zaman bunların çoğunun ebola, bazı kanamalı virüs hastalıkları, şarbon da dahil olmak üzere birtakım hastalıklar olduğunu biliyoruz.
Bunun nedenlerine de bakıldığında; Afrika nüfusun en çok arttığı kıtadır. Bunun sonucunda da şehirleşme çok fazla oluyor. Şehirleşme fazla olunca ormanlara giriliyor. Nüfus arttıkça açlık fazla oluyor. İnsanlar gıdalara ulaşabilmek için ormanlarda normalde temas edemeyeceği hayvanlarla temas etmeye, hatta bunları yemeye başlıyorlar. Bu da yaban hayatında normalde insanın karşılaşmayacağı virüslerle karşılaşıp, bunların insanda evrilmesi ve yeni hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bunlar da zoonotik hastalıklar oluyor” diye konuştu.
‘TEK SAĞLIK SİSTEMİ’
Yardımcı, DSÖ ve diğer kuruluşların bir araya gelerek ‘tek sağlık’ sisteminin kurulması için çalışma başlattıklarını, Türkiye’de de hem Sağlık Bakanlığı hem de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda iş birliği yaptığını dile getirdi. Yardımcı, ‘tek sağlık’ kavramının yerel, ülkesel ve dünya boyutunda hayvan, insan ve çevre ile ilgili olan her şeyin sağlıklı hale getirilmesi için iş birliğini öngördüğüne vurgu yaparak, “Merkezde insan hekimi ve veteriner hekimi olmak üzere iş birliğiyle sonuç elde etmeyi hedefleyen bir kavram.
Şehirleşme, göçler ve bunlar beraberinde ekosistemi de etkiliyor. Örneğin, ormanın içerisinden bir yol açılıyor. Ormanın yapısı bozuluyor. Ama aynı zamanda ormanın içerisine de giriliyor. Bu sadece Türkiye’de değil, Afrika’da da, Amazonlar’da da düşünülebilir. Bunun sonucunda özellikle son dönemde Rusya-Ukrayna savaşından sonra belirginleşen bir gıda krizi de mevcut. Gıda krizi diğerleriyle birleşerek, durumu iyice vahim hale getirdi” ifadelerini kullandı.
‘HEPSİNDE BİR HAYVAN İSMİ VAR’
Prof. Dr. Yardımcı, orman yangınları ve sel felaketlerinin etkilerine de dikkat çekerek, “Örneğin ormanın yanması orada başka bir yapının oluşmasıdır. Orman yanınca geride çalılar kalıyor ve buraya fareler geliyor. Fareler değişik hastalıkları taşıyorlar. Ormanların tahrip edilmesi sonucunda meydana gelen yapıya kemirgenler, fareler gelerek, değişik hastalıkların ortaya çıkmasına da neden olabiliyorlar. Bu nedenle ‘tek sağlık’ sistemi; anlattığım şekilde merkeze insan, hekim, veteriner hekim koyarak diğer meslek gruplarıyla birlikte bir sistem kurulması gerekiyor.
Bu kavram üzerinden sistem kurulması gerekiyor. Covid-19 pandemisi, hatta daha önceki hastalıkları da sayabiliriz; kuş gribi, influenza, domuz gribi hepsinde bir hayvan ismi dile getiriyoruz. Görülüyor ki bunlar sadece hastanede insan hekimlerinin çözebileceği bir durum değil. Dolayısıyla ‘tek sağlık’ konusunun kavramı çok geniş. Bununla ilgili veteriner hekimlerinin çok fazla açıklamaları vardı. Özellikle Covid-19 pandemisi ortaya çıkıktan sonra bu konunun insan hekimi, hayvan hekimi yani veteriner hekim ile aynı zamanda çevreyle ilgili olan unsurların konusu olduğu ortaya çıktı” diye konuştu.
Prof. Dr. Yardımcı, ayrıca erken uyarı sistemlerinin kurularak, ormandaki riskli bölgelere insanların girmesinin engellenmesi ve yeme alışkanlıkları ile ilgili bazı şeylerin değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.