Haklı olduğumuz konularda kendimizi savunamaz hale geldik zira, hakaret ve küfür ile kendini savunmaya çalışan bir insanla tartışmak demek, ona, onun lisanıyla cevap vermekle olur.
Eski zamanda insanların nasıl nezaketli olduklarını bilmeyen yoktur. Her ne kadar bilinse de bu günümüze yansıtılamamış ne yazık ki. Neden bu kadar kaba, anlayışsız ve nezaketsiz bir toplum haline geldik? Sokakta, trafikte, neredeyse her yerde karşılaşabileceğimiz kaba, küfürbaz ve kendini bilmez insanlara denk gelir olduk.
Haklı olduğumuz konularda dahi, bu tarz insanlarla tartışma yapamaz, kendimizi savunamaz hale geldik zira, hakaret ve küfür ile kendini savunmaya çalışan bir insanla tartışmak demek, ona, onun diline cevap vermekle olur. Ya onun diliyle konuşacak yada sessiz sedasız o ortamdan uzaklaşacaksınız. Ne konuşmayı nede tartışmayı beceremeyen nice insanlarla muhattab olduğumuz bu devirde, sessizlik tek çare oldu sanırım.
Saygıya, nezakete, hoşgörüye hasret kaldık. Saygıdan, karşısında sustuğumuz herkes de kendini haklı sanmaya başlar ve kendinin haklı olduğuna kendinin inandırır duruma geldi. İnsanın, insanla olan iletişimi çoktan koptu. Nezaketin, edebin, merhametin ve asaletin yakıştığı gerçeğini çıkaralım artık kuytu köşelerden, yastık altlarından, eski sandıklardan. Adab-ı maaşaretin, eğitimde ne denli önemli olduğu gerçeğini hala göremeyen bir eğitim sistemimiz var ne yazık ki. Bu sistem çöküyor ve bu toplum, o çöküntün altında eziliyor.