İnsanın hatalar yaparak, yüreğini hırpalaması için uzaklara gitmesine gerek yoktur ALA. Nereye gidersen git yüreğini de götüreceksin
Güneş’in doğumunda uykuda olursa bedenin, penceren kalın perdelerle kapalı olursa gün ışığında, bir kış akşamı üşümezse anısızın ayakların, sıcağında temmuzun sırtından ter akmazsa saçlarının arasından suni kadavra acılar biriktirirsin yüreğinde.
- Yorulur,
- Yıpranır,
- Dağılırsın.
Demli bir çay sohbetinde uzaklara gitmek istediği dillendirdin. Yaşının toplamı kadar etmezken tecrübelerin, edinmek istediklerin senden, benden, dünyadan büyük…
Dünya böyle bir yer değil ALA!
İnsanın ruhunu arayıp bulması için seyyah olmasına gerek yok ki…
Yaşadığın evrenin güzelliğinin farkında olmalısın. Nefes alırken, tanımını yapamazsan gramer kelimelerin, doyasıya zevk alamazsan yaşamaktan yenik düşer yüreğin, öznesini arayan yüklemlere kirpiklerin.
Uzaklara gitmekten bir an önce vazgeç ALA!
Annenin sıcak sütüyle beslediği göğsüne yaslan ve güç al. Yorgun gelen işçi babanın elinden ekmeği almaktan ve kapıyı ona açmaktan asla vazgeçme.
Huzuru adını bilmediğin kentlerin sokaklarında arama ALA!
Nereye gidersen git, yüreğinin işçisi olarak yaşayacaksın.