İlk ve Son dizisi, ilk sezon yorum. Şarkı : Kaan Boşnak Bırakma Kendini. Deniz ve Barış’ın hikayesi…
Deniz özgürlükçü bir kadın, Barış hep çocuk hala çocuk annesi belki de sebebi, ikisi de acı çekmiş travmaları var. Çocukları Can ve köpekleri Co (Coşkun) ile yaşıyorlar. 10 yıldır beraberler.
İlk tanışmaları Deniz’in abisinin düğününde annesi öldükten 10 gün sonra olan düğün. Barış gelinin arkadaşı, eski sevgilisi köpeğini rehin almış onun sayesinde bir nevi tanışıyorlar. İçiyorlar, konuşuyorlar birbirlerinin dedikodusunu yaparken hayatlarını öğreniyorlar. Barış’ın abisi kazada ölmüş o küçükken, annesi o yüzden hep üstüne düşüyor.
Babası kazadan sonra içine kapanmış kendini suçlamış. Olay Co’yu kurtarmayla başlayıp evlilik hayatlarıyla bitiyor. Daha 8 bölüm olmasına rağmen ilerliyor. Bir geçmişi bir şimdiye göstererek bütünlüğü sağlıyorlar. Hikâye güzel etkileyici. Deniz güçlü bir kadın sağlam biri aslan burcu yükseleni ikizler Barış ise daha duygusal hala çocuk 10 yıl geçse de ağlak hayır balık burcu değil yengeç burcu. Şuan en çok seven Barış gibi duruyor . Tabi sadece sevgi yeterli mi bilinmez.
Deniz’in babasının vefatı ile devam eden diğer bölümde araları bozuk olsa da Deniz’e destek olan bir Barış görüyoruz. Böylece birbirlerine tutunuyorlar. Hep bir çalkantı hep bir geleceği tahminler 10 yıl önce evlenirken ne dedilerse ve ya evliyken Barış’ın annesi ne dediyse yaşıyorlar hissediyorlar herhalde. Senaryo bu ya hepsi önlerine çıkıyor. Deniz Barış’ı bıraksa da dimdik ayakta durur. Ama Barış yıkılır dağılır. Kadının daha güçlü erkeğin daha duygusal oluşu çok hoş bir yaklaşım. Hayat bazen böyledir hep erkekler güçlü olamaz, olmamalı. Kadınlar hep ayağa kalkar ne olursa olsun. Deniz’in gücü ilkokul zamanlarına dayanıyor bence. Annesinin abisini daha çok sevdiği düşündüğü bu sebeple hep kavga ettiği ama sonra kavga edince sonucun değişmediği o olmadan da yaşarım deyip gücünü ortaya çıkarmasıyla başlangıcı oluyor.
Babasının annesini aldatması, annesinin sessiz kalması, annesinin ölümü, babasına öfkesi, babasının ölümü bölünerek çoğalıyor. Böylece tüm varlığı sadece güçlü olarak onlar gibi olmamak arasında gidip geliyor. Her şey başlangıçta ki gibi devam etseydi farklı olabilirdi belki Deniz ve Barış’ın sonu. Deniz ne olursa olsun babasına hala ihtiyaç duyuyor, nasıl Barış hala annesinin onayına ihtiyaç duyuyorsa öyle.
Ne olursa olsun babası olduğu için annesini sevmese de çocukluğunda onu sevdiği gibi olmasını istiyor içten içe ama öfkesi bir türlü dinmiyor. Barış annesinin onları onaylamasını, sevmesini istiyor. Özgürlükçü Deniz neden herkesin özel hayatlarına dahil olduğunu bir türlü anlamlandıramıyor. Ne düğün ne bebek haberi onun için bu kadar abartılmaması gereken olaylar.
Çünkü normal herkes için. Kime söylese kendine pay çıkarması ona öğüt vermesi onu rahatsız ediyor. Bu hayatta en çok ailesinden sevgi göremeyen insanlar sevgiyi hak eder ama onlarda sevgiyi bilmedikleri için neyi nasıl yapacaklarını bilmedikleri için hiç olmayacak gibi hissederler. Bu sebeple dünyaya kızgın görünürler, aslında sevgiyi bilmemeleri ve kendilerine öfkeleridir buna sebep olan duygular. Aile ilişkilerine dair ne varsa içinde geçen, çeşitli zorlukların nasıl üstesinden gelinmesi gerektiğini anlatan, sevgiyi, öfkeyi, eğlenceyi, acıyı barındıran, biraz romantik biraz da ağlak bir güzel dizi.
“Çok güzelsin.
Çok güzelsin.
Gözlerin…
Gözlerin…
Saçların…
Saçların…
Dudakların…
Dudakların…
Yapma şunu.
Yapma şunu.
Deniz.
Barış.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.”