Konforlu alanlarımız bize güven verir, çünkü bildiklerimizdir. Ancak ne var ki, insan hayata, öğrenmeye ve yaşayabileceği değişik deneyimlerden yola çıkarak kendisinin en iyi versiyonunu oluşturmaya gelmiştir.
Alıştığımız, hissettirdiği rahatlık kolayımıza geldiği için terk edemediğimiz iş, ilişki, çevre alanlarındaki güvenli bölgelerimiz..
Konforlu alanlarımız bize güven verir, çünkü bildiklerimizdir. Ancak ne var ki, insan hayata, öğrenmeye ve yaşayabileceği değişik deneyimlerden yola çıkarak kendisinin en iyi versiyonunu oluşturmaya gelmiştir. İşte tam da bu nedenle konfor alanlarımız hapishanelerimizdir.
“Hapishaneden kaçışımızı” engelleyecek olan gardiyanlar, gölgelerimiz ve korkularımız, ego olarak karşımıza çıkar. Çünkü egonun görevi güvenli bildiği alanda, yani konfor alanında tutmaktır.
Albert Einstein, “Öğrenmeyi bıraktığınızda, ölmeye başlarsınız.” der. Sizi hiçbir yere götürmeyen ve yaparken beyninizi kullanmadığınızı fark ettiğiniz pek çok alışkanlığın yerine yenisini koymanın, hem düşünce yapınızda hem problem çözme yeteneğinizde hem de hayat kalitenizde hissedilir değişiklikler yaratacağından emin olabilirsiniz.
Sözün özü; konfor alanını terk etmek, kendini keşfetme serüveni ve yeni karşılaşmalara kucak açmadır. Günün sonunda göreceksiniz ki bu süreç, yaşamı yeniden değerlendirme, dünyayı anlamlandırma ve yeteneklerinizin farkına varmada size yepyeni pencereler açmış olacak.
Bu yazım, rahatınızı bozmak üzerineydi. Biraz olsun rahatınızı bozabildiysem ne mutlu bana..