Her sabah yeni bir filme başladım, farklı sonlar istesem de hep aynı finalle bitti. Sonra birden dank etti, dünyayı anladım, aldım onu karşıma anlatmaya başladım, koca yaşlı şişko dünya..
Bu şarkıyı ne zaman dinlesem tüm benliğim ile dünyada yaşadıklarımıza anlam veremiyorum… Düşünün: Şarki söyleyemiyorsun sesin çirkin, resim çizemiyorsun yeteneğin yok, müzik aleti çalamıyorsun müzik kulağın yok, güzel değilsin, zengin değilsin, paran yok, iyi evlerde oturmuyor ve istediğini giymiyorsun belki de yemiyorsun. Peki sen bu dünyaya niçin geldin? Senin gibi varlık amacı büyümek olan insanlara hizmet etmeye mi?
Sağlık sektöründe çalışan bir arkadaşım güzel alımlı ve zeki bir kızdı. Bir gün patronu ona büyük bir firma gelecek ve senin onlara hizmet etmeni istiyorum dedi. Kız kabul etti. Ve gelen misafirlere çay, kahve hizmet etmeye basladı. Tamamen iyi niyetli davranıp ve patronuna saygıda kusur etmemek için kabul etmisti.
Gerçek amaç; Kızın hem iş tecrübesinden hem de güzelliğinden faydalanmak istenilmesi asil mesleğinin dışında işler vermesinden ziyade ceplerinden ekstra para çıkmasın ve elindeki personelleri amacı dışında çalıştırsın..
Velhasıl aradan zaman geçti ve tekrar ondan garsonluk yapmasını ve bu sefer çalışırken beyaz gömlek giymesini söylediler. Gelenler Arap dünyasının ileri iş adamlarıydı. Kız; bana ekstra ücret vericimiziniz diye sordu. Hayır dediler. Peki ben niçin mesleğim dışında başka bir meslek daha icra ediyorum ve neden ben diye sordu. Cevap şöyleydi. Gelenler Arap ve zengin iş adamları belki seni beğenirler ve isterler sarışınsın güzelsin ve zengin olursun fena mi?
Kız biraz irkildi ve yüz ifadesi değişmişti. Ondan beklemesem de verdiği cevap şu oldu. Az yiyin kendinize bir uşak tutun. Sizin isteğiniz garsonu ajanslar sağlıyor onlara başvurabilirsiniz dedi ve çekildi. Lafı tam ortaya koymuştu ve benim yüz ifadem bir an içinde olsa gülümsüyordu.
İnsanlardaki bu cesaret, bu özgüven, tutarsız davranışlar, ileri seviyede tavan yapmış egoları, id noktasına gelmiş bir vaziyetteydi. O zaman dedim ki biz bu dünyaya niçin geldik. Başkalarına hizmet etmeye mi? Var oluş amacımızdan sapmaya mi? Peki değerimiz nerde? Değer ve saygı yok. Para hiç yok.
Bayramlarda verilmeyen ikramiyeler ama yasak olmasına rağmen resmi tatillerde çalıştırılmak.
Saygısız ilişkiler. Bitip bilmeyen dedikodu kazanları, insanları zor duruma sokma ve verilmeyen mesai ücretleri. Saymadığım onlarca maddelere karşı daha ne kadar buna dayanabiliriz ki?
Önemli olan ne iş yaptığınız değil size ve ışinize duyulan saygı. Ister çöpçü olun ister mühendis. Ister doktor olun ister garson çalıştığınız yerde değeriniz yoksa mesleğinizin de bi önemi yok.
Başkalarına hizmet etmek yerine asıl hedefiniz size saygı duyulan bir işte çalışmak olsun.