Kelebekleri sadece bir gün için mi sevdin? Çay içen, toprak kokusu seven, yağmur yağınca camların buğusuna resim yapan insanları sevin.
Hayatın ne kadarını yaşadık, yada… Ne kadarında “Gerçekten de mutlu” olup haz alabildiysek aslında, O kadar yaşamışızdır. Sonrası sadece geçip giden takvim yaprakları sadece..
Sahip çıkabildinizse “Seni çok seviyorum” diyen bir yüreğe, elinizi uzatabildiyseniz “Bir kedi yavrusuna” ve gezebildiyseniz “Çimenlerde yalınayak” tamda o kadar hissettiniz. Kahvenizi yudumlarken yanınızda, en iyi dostunuz “Kitapları “aldıysanız karşınıza dışarıdan da mis gibi “Papatya Kokusunu” çektinizse içinize, tam da o kadar zenginsiniz.
Aşık olduysanız… Kuşa, kurda, börtü böceğe, avucunuzun içine korkmadan, konabilmişse bir “kelebek” tam da o kadar merhametlisiniz.
Bir “Çocuğun Gülüşünde” doğabiliyorsan her yeni güne…. Veeeeeeee … Geleceğim deyip de, bir “Fidan Diktiysen” ellerine tam da. O kadar Vefakarsın aslında..
Ne eksik, ne fazla mutlu etsin. Senin canım senin… “İnsan Sevme Sanatın” ne kadar değerli ise tam da o kadar sen evet sen, Azizim bu “Dünyayı O kadar”
Sevebildin…!!!!