Kadınlar meyveleri reçel ve marmelat yaparak Türkiye’nin birçok kentine gönderiyor Almanya ve İngiltere gibi ülkelere de ihraç ediyor.
Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı Türk Taner köyünde bir araya gelen kadınlar, yetiştirdikleri meyveleri, kurdukları imalathanede reçel ve marmelat yaparak hem Türkiye’nin birçok kentine gönderiyor hem de Almanya ve İngiltere gibi ülkelere ihraç ediyor.
Hozat ilçesine bağlı Türk Taner köyünde yaşayan 10 kadın, evlerinde yaptıkları reçel ve marmelatlara talebin artması üzerine 1 yıl önce imalathane kurmaya karar verdi. Dağlardan topladıkları kuşburnu, alıç, yabani erik, elma ve ayvaları odun ateşinde kaynatarak marmelat ve reçel yapan kadınlar, hiçbir katkı maddesi olmadan üretilen tüm ürünleri kavanozlara koyarak kurdukları kooperatifte satıyor. Yoğun talep üzerine ürünler, Türkiye’nin birçok kentine ve Almanya ile İngiltere’ye de gönderiliyor. Dayanışmanın örneklerinden birini sergileyen kadınlar, içerdiği C vitamini nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendiren, antioksidan kaynağı olan kuşburnu ile alıç marmelatının satışlarında pandemi sürecinde ciddi oranda artışlar yaşandığını söyledi.
‘KÖYLÜNÜN MEYVELERİNİ TELEF OLMAKTAN KURTARDIK’
Ürünlerinde hiçbir katkı maddesi olmadığını belirten Nermin Akbalık (46), “Doğada topladığımız meyvelerden marmelat ve reçel yapıyorduk. Kışın çocuklarımıza, akrabalarımıza veriyorduk. Sonra ürünlerimiz çok beğenildi. Biz de ‘bu işi neden büyütmeyelim, değerlendirmeyelim?’ dedik.
Bir araya geldik, oturduk konuştuk. İlk başta az ürettik. Beğenilince ‘biraz daha büyütelim’ dedik. Kendimize imalathane kurduk. Bu imalathanede 10 kişi çalışıyoruz. Kuşburnu, alıç, yabani erik, elma topluyoruz. Bizim yaptığımız bu iş köylüye de yaradı. Köylünün armudu, elması, vişnesi ve kirazı çok fazlaydı. Bunlar daha önce değerlendirilmiyordu ve telef oluyordu. Köyümüzde her yıl 50 ton elma üretiliyordu.
Değerlendirilemediği için çürüyüp gidiyordu. Şimdi meyveleri köylülerden satın alıyoruz. Onlardan reçel ve marmelat yapıyoruz. Şu an kuşburnu zamanı olduğu için gidip dağdan kuşburnu topluyoruz. Burada temizleyip ayıklıyoruz. Daha sonra odun ateşinde kaynatıyoruz. İçindeki dikenlerin çıkması için un eleğinden geçiriyoruz. Ondan sonra kazanlarda kaynatıyoruz. Çok az şeker koyuyoruz. Başka hiçbir katkı maddesi, koruyucu ve renklendirici yok. Doğadan nasıl topladıysak o şekilde kaynatıyoruz. Şişelerimizi dezenfekte etmek için kaynatıyoruz. Daha sonra dolum ve etiketleme yapıyoruz” dedi.
‘PANDEMİ SÜRECİNDE ÇOK TALEP VAR’
Pandemi sürecinde bağışıklığı güçlendirdiği için vatandaşların doğal ev yapımı kuşburnu ve alıç marmelatına yoğun talep gösterdiğini belirten Akbalık, “C vitamini oranının çok yüksek olmasından dolayı pandemi döneminde özellikle çok talep var. Geçen sene bu işe başlarken pek bir pazar payımız yoktu. Çok zorlandık. Şu anda ürünlerimizin kalitesine bakarak ilimizde kurulan kooperatifler sayesinde hem yurtdışına hem de yurt içine pazarlaması oluyor. Hatta yurt dışına giden ürünlerimizi tüketenler bizleri arayarak çok güzel olduklarını söylüyor ve bizlere teşekkür ediyor” diye konuştu.
‘ÜRETEN KADINLAR ERKEKLERİN ELİNE BAKMIYOR’
Üreten kadının ekonomik olarak özgür olduğunu dile getiren Elif Akgül (63) ise, şöyle konuştu:
“Bu işi eskiden de yapardık. Burada 2 metre kar yağıyor. Çocuklarımız, torunlarımız grip olmasın diye biz sürekli bunları yapıp yediriyorduk. Eskiden biz kadınlar köylerde çok çalışıyorduk, hayvan besliyorduk ama ortada hiçbir şey yoktu. Şimdiki kadınlar çok şükür el birliği ile doğadan topladıkları meyveleri reçel ve marmelat yapıyor. Bu durumdan herkes faydalanıyor. Kendi harçlıklarını çıkardıkları için erkeklerin eline bakmıyorlar.”