Kadın güçtür kuvvettir. Kadın seni senden daha iyi yapan bir nimettir. Kadın senin ilk annendir. Kadın seni doğurandır.
Nasıl başlanır konuya nasıl girilir yada ilk vurgulu cümlem hangisi olmalı hiç bir fikrim yok. Çünkü bu sefer ki konum biziz. Biz kadınlar.
Hatırlıyorum da hala unutamadığım bir lise ödevim vardı. Herkes ikişerli yada üçerli gruplar halinde olacak ve kadınlarla alakalı bir sunum hazırlayacaktı, birinci olan grup konferans salonunda herkesin önünde sunum yapacaktı. Tabi o zamanlar bu aşırı önemliydi. Herkes harıl harıl sunuma hazırlandı, Ve sonuçlar açıklandı. Bizim grup en yüksek notu alarak birinci olmuştu ve ay sonu sözü verildiği üzere tüm okula sunum yapılacaktı.
O gün çok heyecanlanmıştım sonuçta ben ve arkadaşlarım bizim değerimizi anlatacaktık. Ve koca bir salonda herkes bizi dinlemek için yerini aldı. Ben de ne kadar çok kişi var diye sahne arkasından bakıyordum. Hoş çoğumuz yaşamıştır böyle sunumları. Ve sunum başladı oradaki konunun ağırlığından olacak demek ki ben “KADIN” dedim ve sustum.
Bir iki dakika bekledikten sonra “Allah kadınları en üstün nimet olarak yaratmıştır” diyerek başlamıştım. Bütün dinlerdeki kadınları tek tek araştırmıştım sunumdan önce ve “iyi ki biz bu ülkede bu dinde kadın olduk” diyerek konuyu bitirmiştim.
Hiç unutmam herkes ayakta alkışlamıştı, beni ve arkadaşlarımı. Gururdan ağlamıştım. Ama şuan haberlerde duyduğum gördüğüm her kadın cinayetini okudukça ağlıyorum okudukça kinleniyorum. Bilerek, kafayı takarak, ayrıldı diye, diş macununu ortadan sıktı, kısa etek giydi, beni istemedi, bir filmden etkilendim denemem lazımdı, yada eski kız arkadaşıma benziyor diyerek.
Bahaneler bitmiyordu ortak olan tek şey aynı son olmasıydı. Bahaneler farklıydı ama sonlar ve acılar hep aynıydı. En yakın arkadaşlarımdan bir tanesiydi Hilal Gülçek. Beraber çalışırdık. Gündüz okulda gece ise atölyedeydik. Haber delisi olmuştu kendisi. Her Allah’ın günü en az annem kadar oda tembihlerdi beni.
-Aman kimseye yanaşma, aman tek otur, aman otobüsü kaçırma, aman geç kalma dışarısı çok kötü çünkü, diye diye dili aşınmıştı artık.
Ve nişan gününe 1 gün kala eski sevgilisi gelip Hilal’i öldürdü. O zamandan beri her katledilen kadına daha çok ağlıyorum, üzülüyorum. Çünkü bilmiyorum ki ben de bir manyak tarafından öldürülür müyüm? “Edebiyle durana kimse bir şey yapmaz!” herkesin ağzına yuva yapmış söylenip duruyor. Lisede gururla anlattığım kadının önemini göremiyorum. Ve bütün herkes ama herkes bu konuda o kadar çok bilgili ki, kadını katleden katil bile… Savunmasında “beni tahrik etti, bana hayır dedi, öldürmeyip ne yapacaktım, o da öyle giyinip beni tahrik etmesiydi” deyip işin içinden çıktığından beri biz KADINLAR AZALIYORUZ…
Nasıl toplanır bu Dünya? Nasıl güzelleşir bu ülke? Aslında öldürülmezsek yaşama şansı verilirse anlatacağız.. Ne acı değil mi yaşama şansımıza başka birisinin karar vereceği korkusunu yaşamamız, Ne kadar acı, ne kadar bağnazca. Ama malesef konu artık buralarda. Kadın güçtür kuvvettir. Kadın seni senden daha iyi yapan bir nimettir. Kadın senin ilk annendir. Kadın seni doğurandır.
Harikalar yaratan kadınlardan bahsetmek istiyoruz, kadınların gücünü anlatan dünya çaplı bir konferans düşünün.. Mimarlar, mühendisler, inşaatçılar ev hanımları hepsiyle gurur verici bir tablo düşünün ve gurur duyun. Ben bu yazının adını koyamadım. “KADININ ÖNEMİ” desem anlatmaktan yorulan bir kesim ve anlamamak için uğraşan diğer kesim var. Sadece KADIN olmalı ki umarım ve umarım önemini herkes anlar ve artık yazılmasına gerek kalmaz.
Sizi hep sevecek olan kadınlar burada Hilal, Başak, Özgecan, Şebnem, Aylin, Tuğba, Pınar, Emel ve daha adını sığdıramadığım kadınlarımıza…