İzmir’de bir araya gelen deprem uzmanları, Urla ilçesindeki Yağcılar köyünde yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda ve 6’nın üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip fay üzerinde hendek kazarak incelemelere başladı.
Yağcılar fayının bundan sonra ne zaman kırılabileceğini ortaya çıkarmaya çalıştıklarını anlatan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, deprem tehlike analizinde kullanılan parametreleri elde etmeye çalıştıklarına dikkat çekerek, “Ne kadar sıklıkla deprem ürettiği tespit edildikten sonra bölgenin yapılaşmaya kapatılıp kapatılmamasıyla ilgili önerilerde bulunabiliriz” dedi.
İzmir’i en çok etkileyen fayların jeolojik geçmişini araştırmak amacıyla DEÜ ve Afyon Kocatepe Üniversitesi iş birliğinde bir TÜBİTAK projesi hayata geçiriliyor. Yaklaşık 2 yıl önce Güney Marmara’da çalışmaya başlayan üniversitelerin öğretim üyeleri Yağcılar üzerinde 11 hendek açarak incelemelere başladı. Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, DEÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Ökmen Sümer ve teknik eleman Fatih Büyüktopçu ile hendekte çalışan DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalışmanın sonunda bir deprem senaryosuna altlık oluşturacaklarını kaydetti. Prof. Dr. Sözbilir, 2005 yılında Sığacık Körfezi’nde 5.9 büyüklüğünde meydana gelen depremi hatırlatarak, “O depremi üreten bu fay. Yağcılar ve Demircili köylerinde birçok evde hasar meydana gelmişti. 2005 yılından önce hangi yıllarda deprem ürettiğini bulmak için bu çalışmayı yapıyoruz. Hendeği açtığımızda diğer kırıkların yaklaşık kaç yıllık olduğunu tespit ediyoruz” dedi.
Türkiye’de 2011 yılında ulusal deprem stratejisi eylem planı yayınlandığını açıklayan Prof. Dr. Sözbilir, 2023’e kadar depremle ilgili yapılması gereken çalışmaların kayıt altına alındığını belirterek bu çalışmalardan birinin de hendek açma çalışması olduğunu söyledi. Türkiye’deki 485 fayın tümünün kesilerek bu çalışmanın yapılacağını ifade eden Prof. Dr. Sözbilir şöyle konuştu:
“Nüfus yoğunluğu bakımından öncelikli olduğu için ilk çalışmayı Güney Marmara’da yaptık. Bu çalışmamız 2 yıldır sürüyor, yaklaşık 4- 5 ay sonra bitireceğiz. Bundan sonra bölgenin deprem tehlike analizi sınıfına girip girmediği araştırılacak ve yapılaşmaya kapatılıp kapatılmaması ile ilgili önerilerde bulunacağız. Üzerinde bir hendek açtık. Bu iki yıldır devam eden bir TÜBİTAK projesi. İzmir, Seferihisar, Tuzla, Yağcılar, Gülbahçe faylarını içeriyor. Deprem tehlike analizinde nasıl bir yere sahip olduğunu anlayacağız. Ne kadar sıklıkla deprem ürettiği tespit edildikten sonra bölgenin yapılaşmaya kapatılıp kapatılmamasıyla ilgili önerilerde bulunabiliriz.”
‘FAY YASASINA ALTLIK OLUŞTURULACAK’
Bir fayın diri fay haritasına işlenmesiyle o fayın geçmiş dönemlerde 6’nın üzerinde deprem ürettiğinin anlaşıldığını anlatan DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye’deki 485 fayın 6’nın üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu açıkladı. Yağcılar fayının da 16- 20 kilometre uzunluğunda hem karada hem denizde devam eden bir fay olduğunu dile getiren Prof. Dr. Sözbilir, şöyle devam etti:
“Tarihsel dönem dediğimiz 1900 yılı öncesinde bu bölgede bir sürü yıkıcı deprem olmuş. Bu depremlerin hangisinden sorumlu, bunu bilmek için bu çalışmayı yapıyoruz. Üreteceği bu büyüklükte bir depremden Bayraklı, Manavkuyu, Karşıyaka, Narlıdere yani İzmir’in çok büyük bir kısmı etkilenir. Türkiye’de İçişleri Bakanlığı ve AFAD düzeyinde yeni bir çalışma başlatıldı.Tehlikesinden nasıl kurtulabileceğimiz ile ilgili bir yasa gündemde. O konuda bizlere görev verildi. Buna göre de örneğin bir parsel bazında şehir ne tarafa doğru büyümeli, ne kadar uzakta olmalıyız gibi bilgiler bu sayede ortaya çıkıyor.”
DEPREM SENARYOSU HAZIRLANACAK
Yağcılar bölgesinde yaklaşık 11 hendek açtıklarını söyleyen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, gelecek hafta Tuzla’ya geçip 3 hendek daha açacaklarını ifade etti. Ortalama 14 hendek açılacağını belirten Prof. Dr. Sözbilir, “Böylece İzmir’in jeolojik geçmişini ortaya çıkarmış olacağız. İzmir ölçeğinde deprem üretme potansiyeli yaklaştığını anlayacağız. Bunu ortaya çıkardıktan sonra bir deprem senaryosu hazırlamamız gerekiyor. İzmir’in bu senaryosu en son 1999’da çıkarıldı” dedi.