İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsünde planlanan İzmir Teknoloji Üssü’nün yapımı için geri sayım başladı
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) kampüsünde planlanan ve yüksek teknoloji üreten ulusal ve küresel firmaların merkezi olması öngörülen İzmir Teknoloji Üssü’nün yapımı için geri sayım başladı. 10 Temmuz 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kararda kurulumu onaylanan İzmir Teknoloji Üssü’ne, 1 yıl içerisinde şirketlerin kabulü hedefleniyor. İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, “İzmir Teknoloji Üssü projesiyle şu an Gebze’de bulunan Bilişim Vadisi’nin bir ikiz kardeşini İzmir’e kuruyoruz. İstanbul’dan başlayıp İzmir’e kadar devam eden çok güçlü bir teknoloji koridoru oluşturuyoruz” dedi.
İzmir’de yaklaşık 180 bin metrekarelik alan, Bilişim Vadisi’nin kurumsal yapısıyla birleştirilerek ‘İzmir Teknoloji Üssü’ ek alanı olarak belirlendi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazetede yayımlandı. İYTE Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, İstanbul ve İzmir gibi 2 önemli kenti birbirine bağlayan teknoloji koridoruna ev sahipliği yapacaklarını söyleyerek eğitim, bilim, teknoloji, inovasyon ve girişimcilik ekosistemine çok önemli bir katkı sunacaklarını kaydetti.
İstanbul’dan İzmir’e teknoloji koridoru
Türkiye’nin en büyük üçüncü kampüsüne sahip ve Ege Bölgesi’nin tek, Türkiye’nin de en başarılı araştırma üniversitelerinden biri olan İYTE’ye 10 Temmuz 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından alınan kararla bir doğum günü hediyesi verildiğini anlatan Prof. Dr. Baran, İYTE’nin 11 Temmuz 1992 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “İYTE olarak eğitim dili yüzde 100 İngilizce olan 3 fakülte, 18 bölüm ve yaklaşık 50 yüksek lisans doktora programında eğitim ve araştırma faaliyetlerine devam ediyoruz.
Bu proje uzun yıllardır konuşulan hayal edilen, İzmir’in kaderini değiştirecek, Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlayacak bir proje. Dünyada dijital dönüşüm çağı yaşanıyor. Bilgi üretmek problem değil ama dönüşümü sağlamamız gerekiyor. Nitelikli beyin göçünde, Türkiye’nin ve İzmir’in önemli bir destinasyon olması, bu bölgede üretilecek bilgi teknolojileri ile Türkiye’nin uluslararası arenada ihraç ettiği ürünlerdeki katma değerli ürünler üretilen bir üs olarak planlıyoruz. İzmir Teknoloji Üssü projesiyle şu an Gebze’de bulunan Bilişim Vadisi’nin bir ikiz kardeşini İzmir’e kuruyoruz. İstanbul’dan başlayıp İzmir’e kadar devam eden çok güçlü bir teknoloji koridoru oluşturuyoruz” dedi.
İzmir Teknoloji Üssü için ilgili bölgenin tahsis edilmesi ve teknoloji geliştirme bölgesinin ilanıyla ilgili çalışmaları devam ettirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Baran, “Bir yandan zemin etüt çalışmaları, deprem analizleri gibi çalışmalarımız sürüyordu. Bu bölgede inşa edilecek binanın proje çalışmalarına da başlamıştık. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde temel atıp 1 yılda binamızın biterek şirketlerin kabulünü hedefliyoruz. Buradan tüm dünyaya ürün ihraç edilmesini ve Türkiye’nin değişen dünyada önemli bir aktör olarak yoluna devam etmesini istiyoruz” diye konuştu.
“Şirketleşmeyen girişimci gençlerimize her anlamda destekler vereceğiz”
İzmir Teknoloji Üssü kampüsünde 179 bin 500 metrekarelik bir alanda yaklaşık 10 bin tam zamanlı Ar- Ge personelinin hizmet vereceğini söyleyen Prof. Dr. Yusuf Baran, 2023 ve sonraki hedeflere ulaşma noktasında, ithalat ihracat dengesinin Türkiye’nin lehine dönüştürülerek nitelikli beyin göçünde güçlü bir destinasyon olunacağını kaydetti. Arazinin tahsisinin enstitü tarafından yapıldığını, üzerine inşa edilecek binaların ise Bilişim Vadisi tarafından gerçekleştirileceğini dile getiren Baran, şöyle devam etti:
“Şu an mevcut Teknoparkımızda olduğu gibi ön kuluçka, kuluçka ve ileri düzey Ar- Ge şirketleriyle yolumuza devam edeceğiz. İş fikri olan ama henüz ticari ürünü olmayan, şirketleşmeyen girişimci gençlerimize her anlamda destekler vereceğiz. Ön kuluçkada kendilerine ücretsiz yer açarak, giderlerini de karşılamak suretiyle girişimci gençlerimizin Teknopark’a yerleşmesini sağlayacağız. Kuluçkada ise Sanayi Bakanlığı, TÜBİTAK gibi kuruluşların destekleriyle iş fikrinin artık bir ticari şirkete ve ürüne dönüşmesi için destek vereceğiz. Bir üst fazda ise daha da büyüyüp markalaşan bir şirkete dönüşüm söz konusu.”
“İthal eden değil ihraç eden liderler yetiştiriyoruz”
Dünyanın en büyük 500 şirketinden yüzde 67’sinin 1947 yılından 1997 yılına kadar ya yok olduğunu ya da daha büyük şirketler tarafından satın alınarak silindiğini anlatan Baran, 2030 yılına kadar dijital dönüşümünü sağlayamayan dünyanın en büyük 500 şirketinden yüzde 40’ının aynı kaderi yaşayacağını savundu. İYTE olarak İzmir’in rakibinin İstanbul, Kocaeli, Kayseri, Denizli olmadığı İzmir’in Berlin, New York, Londra ile rekabet etmesi gerektiğini ifade eden Baran, “Bu rekabette İzmir’in gücünü arttırmak sadece bilgi temelli teknolojilerle mümkün olabilir.
İzmir Teknoloji Üssü tüm dünyadan nitelikli şirketleri bu bölgeye getirip nitelikli beyin göçünü sağlayacak. Böylece bizim gençlerimizin de gelişimine katkı sunularak onların uluslararası marka sahibi şirketlerin temsilcileri olması sağlanacak. İYTE’den mezun ettiğimiz öğrencilerin yüzde 66’sının özel sektörde çalıştığını, yüzde 6’sının girişimci olduğunu ve yüzde 28’inin kamuda çalıştığını biliyoruz. Temel hedefimiz yüzde 6’ları yukarı çıkarmak. İş arayan değil istihdam yaratan, ithal eden değil ihraç eden liderler yetiştiriyoruz” diye konuştu.